*tam olarak bilimsel verilere dayanmıyor, biraz ütopik bir şey. bu teoriye inanan çoğu insan paralel evrende kendisinin bir rock yıldızı veya olimpiyat birincisi olabileceğine inanıyor.
kuantum fizigine gore bir parcacigin momentum ve konumu ani anda bilinemez. iksinin carpimi 1e-34 den daha buyuk olmalidir... Bu bir parcacigin hareketini belirsizlestirir ve buna belirsizlik teoremi denir. Shcrodinger dnklemi aracaligiyla belirsizlik teoremi varsayildiginda enerjinin kuantize olmus olmasi gerektigi bulunur. ayni sekilde enerji kuantize ise evren belirsizdir...
Bu belirsizlik deneysel bir belirsizlik degil, evrenin, zaman ve boyut duzleminin icine islenmis bir belirsizliktir. Bunun sonuclari tunelleme, entanglement gibi enteresan olaylardir ve bunlar labaratuvarda gozlemlenmistir. Hatta bu gun bir suru alet quantum elektrodinamigi ustune calismaktadir. gunesimiz tunelleme olmasaydi var olmazdi.
yani kuantum fizigindeki belirsizlik sanal bir modelleme degil, birebir gercektir. Kuantum fizigi der ki, biz bir olcum alana kadar her sey belirsizdir, ve bu belirsizligi aciklayan bir olasilik dalga fonksyonu vardir. olcum alindigi zaman olaslik dalga fonskyonu tek bir sonuc ustune coker. Mesela bir parcacik ya a noktasindan gecebiri ya da b. ben olcum alana kadar ikisinden birden gecer. ben hangisinden gectigini olctugum anda dalga fonskyonu tek bir sonuc ustune coker, ya a noktasindan gecer ya da b... cift yarik elektron deneyinin sonucunda da bu yatar.
Simdi paralel evrenler teorisi, olcum aldigimzda coken dalga fonskyonunun, baska bir paralel evrende baska bir degiskene coktugunu soyler. yani bizim evrenimizde elektron a noktasindan gecmisse, baska bir evrende b noktasindan gecmistir demektedir... Olay bu, ne cekim yasasiyla ne de astrolojiyle ne fringele ne secretla ne allahla ne de baska sikimsonik new age mitolojisiyle alakasi vardir... Dagilin lan simdi.
metafiziksel olarak bu katlara geçisşin astral projeksiyonla olduğu söylenir. Yani buraları fiziksel olarak görmenin tek yolu astral projeksiyonda çok çok ileri gitmektir.
aslında bütün ihtimallerin ya da olasılıkların, başka bir yerde (boyut, mekan, zaman vs.) başka bir parelel evreninde var olduğudur. yani başka bir parelel evrende senin olma ihtimalin olan herşey, gerçekleşiyor. diyelim ki başbakan ya da ibne başbakan, yada polis, yada muhtar, yada ibne, yada fahişe, ya da bilim adamı işte bu ihtimallerin hepsi diğer parelel verenlerin birinde senin olduğun kişiler. işte bu noktada sanırım çekim yasasıyla bir bağlantı kurabiliriz. yani, gelecek hala yaratılmadı ve enerji boyutundaysa, o zaman isteyerek, enerji göndererek, bu ihtimallerden birini yani istediğin parelel evrendeki seni kendine çekebilirsin. güzel değil mi?
evren bir senfoni ve evrenin tüm fizik kanununları da tellerin bir uyumudur.
bu kadar uyumlu çalan bu teller günün birinde bir şeye ulaşacaktır tabi... yaşadığımız evren gibi binlerce evren daha vardır denilmekte..kimbilir belki de diğer evrende daha salağızdır???
hayatımıza dair milyarlarca hatta rakamsal ifadeden daha geniş boyutta ihtmaller söz konusu iken, bunların herbirinin sonsuz büyüklükte evren kümesi içinde bulunması, aklımızın almayacağı yorum dahi getirmenin saçma kaldığı bir durum.
ben bu yazıyı klavyede yazarken parmaklarımın dokunduğu açının farklılıkları için bile bir evren yaratılır o zaman. korkunç!
Timsahların insan markalı tişört giydiği,
Annelerin çocuklarına "hadi oğlum ders çalışmayı bırak da azcık bilgisayara otur" dediği,
Köpeklerin insanları gezdirip çişe çıkardığı,
Barışa hayır pankartlı insanların olduğu,
Sağcılarla solcuların anlaştığı,
Afrikanın amerikayı sömürdüğü,
Nene ve dedelerin torunlarının ellerini öptüğü,
Kadının erkekten daha güçlü olduğu,
kapitalistlerin ortak yaşamı savunduğu,
Metalcilerin demet akalın dinlediği
yazın kazak, kışın bikini giyilen
Yani her türlü zıtlığın yaşandığı eğlenceli fakat bir o kadar da ürkütücü yerdir.
Edit: niye eksiliyosanız hiçbi fikrim yok, benim hayal dünyam benim fantezim ağbi.
Kesinlikle kara deliklerin içerisinde bir şey yoktur. Ne başka bir evrene geçecek bir kapı nede başka bir boyut...
Paralel evren terimi tam anlamıyla şudur: Her türlü olayda evren 2 ye bölünür. Mesela siz şu anda eve de gidebilirsiniz iş yerine de. Fakat eve gitmeyi seçerseniz o anda diğer "siz" işe gidecektir ama siz o gerçekliği göremezsiniz. Bakın basit bir şekilde evren 2 paralel evrene dönüştü.( 2 tane siz varsınız artık. teki iş yerinizde diğeri şu anda evde pc başında bu girdiye bakıyor)
Evrenin yaratıldığından beri atomun elektronunun her bir anlık harekeri için bile evrenin ihtimallere bölündüğünü düşünürsek şu anda sonsuza yakın paralel evren vardır. Paralel evren ihtimalleri bu kadar ço kolunca inanın belkide hayal edebileceğiniz her şeyin paralel evrenlerde olması mümkün. Mesela Dünya imparatoru olmuş olabilirsiniz. Veya fakir bir dilenci. Veya hiç doğmamış ta olabilirsiniz.
dejavu denilen olgunun da bu kavram neticesi olduğuna dair bilim ve teknik dergisinin geçen yılki bir sayısında bişeyler okumuştum. kaynak bulur isem link koymaya çalışırım.
soldan 4. paralel evrende dişi bir ben olduğu gibi garip düşüncelere sevk eder beni bu kavram.
bu birbirinden farklı evren prototiplerinde, aynı veya değişik yaşamlarınızda, deneyimleriniz de değişmektedir.
belki canınızı sıkan park cezasını yemediniz, belki eşinizle hiç tanışmadınız o evrende..
fiziksel olarak mümkün olan her şey, başka bir paralel evrende gerçekleşmektedir.
farklı bir evren düzeninde, "charles de gaulle"ye düzenlenen suikast başarılı oldu ve gaulle, erken hayatını yitirdi.
bir başka boyutta, "barack obama" "sovyetler birliği" lideri olabilir.. belki de, hiç yok..
olasılıklar şaşırtıcı.
paralel evrenler, genişleyerek diğer bölmelerin içinden geçmektedirler. ulaştıkları yerlerde de, başka bölge.
yani fraktal misali, kaotik biçimde bir öncekinin içerisinden çıkan evren dizeleri söz konusu.
bir başka dünya hayal edilebilir. bizimkisine benzer güneş sistemine sahip. tamamen aynı hayatı yaşayan bir başka benliğimizin olduğu, ancak farklı boyutta bir benlik olduğunu ele alalım.. zor ve imkansız gibi duruyor olabilir, ama bir veya birkaç değil; bir "evren denizi" bile söz konusu olabilir.
dışarıda bir yerde bizim birebir kopyamızın olduğu düşüncesi ible insanın zihnini sarsıyor. herşyeden önce hadiseye , "kafasını kuma gömen devekuşları" misali, görmediğimiz şeyin varolmadığı düşüncesini bir kenara bırakmak gerek. küçük kız veya oğlan çocuklarıyken biz, farklı yerlerde farklı galaksi düzlemleri olduğunu bilmiyorduk, oysa şimdilerde bunu biliyor ve kabul ediyoruz.
dünyanın önde gelen bazı fizikçileri, artık bunun kanıtlanabileceği öndeyisinde. birkaç belli başlı teori var;
benzeri galaksi sitemleri ve evrenler, bizimle tümden aynı zaman ve hız kavramını paylaşıyor olabilir. ancak, farklı boyutlarda oldukları için görünmüyorlar.
en yakın ve düşük seviyedeki paralel evrene ulabilmek için bile, ardına "100 sıfır" atılabilecek "bir" rakamının nitelediği zaman yılını aşmamız gerek! ışıkları bile bize ulaşmayan bu evrenler şuanki zaman ve hız çizelgelerimizin son derece ötesinde.
görüp dokunamadığımız dünyaların olabilitesi, artık bilinen cosmoc tanımları sürklase etmişe benzemektedir.
nasıl ki her hindu kastının, reenkarneasyon devinimi nedeniyle, olası tüm mizaç ve karakter yapılarını tatması söz konusuysa, bu sonsuz sayıda olduğu söylenen paralel evrenlerde, her hayatın olası tüm sonuçları yaşanmaktadır.
