eğer ki biri kıdem tazminatını bir "lütuf" olarak görüyorsa cahildir. eğer ki biri, 2.500 lira maaş alan birinin kıdem tazminatını 41.000 lira zannediyorsa zır cahildir.
mantıklı ve bir çok şeyden haberdar olan yazar. bir çok şeyi de "ben ordaydım, biliyorum ben" diyen çoğu kişiden daha yakından görüp yaşamış ve yaşadıklarını derinlemesine düşünmüş olan kişi.
özellikle tekel işçileri hakkındaki düşüncelerini derinlemesine anlattığı bir yazıyı herkesin okumasını isterdim.
--spoiler--
tekel işçileri konusunda sözlükte ahkam kesecek son adam bile değildir.
zira, sözlükte tekel işçileri konusunda kendisi kadar bilgiden yoksun, araştırmaktan aciz ve büyük bir cehalet içinde olan bir 2. kişi daha görmedim.
--spoiler--
tekel i en iyi kim bilebilir? tekel de staj yapan insan bilir. yukarıda bahsettiği şahıs orda bir senesini stajyer olarak geçirmiştir. akıl sahibi olmak bir başkasını cahil ilan etmekse bende kendisini recep ivedik ilan ediyorum bebeğim.
lisedeki türk dili ve edebiyatı derslerinin sınavlarındaki 30 puanlık kompozisyon bölümünden maksimum 5 puan alıp, o dönemki hıncını şu anda lise kompozisyonları yazarak çıkaran yazar.
hem antalyalı hem beşiktaşlı kişi . beşiktaşı öyle tırışkadan tutmaz . gayet iyi takip eder . kupa finali için , hani şu 4 tane yasladığımız , antalyadan kallıp izmire gidecek kadar .
vicdanı, acıma duygusu, insanlara olan sevgisi ve saygısı ciddi manada gelişmiştir fakat gel gelelim, bu bahsettiğimiz kavramları günde 8 saatliğine askıya almak zorundadır.
uzun süre hayallerini gerçekleştirmek için uğraşmış fakat, baktı ki olmayacak sistemin adamı olmaya karar vererek bir sektöre adımını atmıştır. girdiği sektörde ise maleseftir ki, yaptığı görev gereği bahsettiğimiz kavramları odasının kapısında görünmez halde bulunan askılığa asmaktadır.
gördüklerini görseniz, duyduklarını duysanız, dinlediklerini dinleseniz insan olmaktan utanırsınız, o da öyle yapıyor ve insan olmaktan utanıyor.
yorgun bir istanbul gününde hanemizi şenlendiren kardeşim. dosttur, özeldir, kıymetlidir kim ne derse desin...
zorlu bir ilişkinin sürüncemelerinde yanımdaydı ve bir pazar günü yola çıktık onunla. beyoğlu'nun tam girişinde "abi içimde bir his var bugün onları elele görecegiz" dedi. dedim "lan oğlum koca istanbul burası, hem ne alaka bizim başka bir işimiz var". akabinde beyoğlu sokaklarını turladık ve yolu yarıladıktan sonra "bro hadi kafeye çıkalım" dedim. fakat hisler adamı paleface hiç oralı olmadı ve "bro gs lisesine kadar yürüyelim" dedi. deli gibi yürümeye devam ettik ve tam istiklal'in sonlarına doğru o'nu ve yeni sevgilisini el ele gördük. ikimizin de eli ayağı boşalmıştı. ama sanki ben daha çok etkilenmiştim. bu şahsı muhterem bir şeyh edası ile ne dese tutuyordu. bir taş bulduk ve soluklanmak için oturduk zira durumumuz iyi değildi. o sırada kaval çalan bir sokak şarkıcısından şu acılı ezgiler dökülüyordu...
"duydum ki unutmuşsun, gözlerimin rengini"
2 dk oturduk ve o an paleface dese ki "ben peygamberim" vallahi inanırdım. adam ne dese birebir yaşadık o gün. kendimize geldik ve toparlandık akabinde kafeye çıktık birer çay içtik. burukluğu üzerimizden hızlı attık allahtan...
hayat o gün acı şeyler gösterse de hayırlı olana dogru bir yelken açmasını sağladı kardeşimin. şimdi güzel bir işi var ve çok yakında iyi yerlere gelecek, eminim.
iyi bir işi mutlaka iyi bir eşle de taçlandıracaktır. hayatın tüm güzellikleri seninle olsun.
senin TÜRKLÜĞÜN'DEN FALAN Bahsedecek değilim. ne olduğun aşikar.
cehaletin, orta asya'yı aşmış haberin yok.
türk olmak için çekik gözlü olmanın şart olduğunda bahsedecek kadar sığsın.
senin ANLADIĞIN DiLDEN CEVAP VEREYiM,
SEN BURADAN BiR KIZ iLE EVLEN VE ALASKA'YA TAŞIN. ORADA TAKILIN, ÇOCUKLARIN OLSUN. ONLARDA BURADAN BiRiYLERiYLE EVLENSiNLER, ONLARIN ÇOCUKLARINA BiR BAK BAKALIM, NASIL KAYMAK GiBi OLMUŞLAR ? O ZAMAN BELKi KAFAN BASAR, ÇEVRE KOŞULLARININ iNSANIN FiZiKi YAPISINA NASIL ETKi ETTiĞiNiN.
Kafadengi yazar kişisidir. Arada sırada denk geldikçe okurum, mutlu eder beni. Yürü be kim tutar seni diye kendi kendime konuşurken bana gülenler olur. Keşke onun gibiler daha çok olsa derim. iyidir, hoştur, tadından yenmez.
daha ne desem bilmem ki. A ha bir de Beşiktaşlıymış. Kan çekiyor demek ki.
dobre udra? dobre udra? pomidor yes, votka niyet, raki yest, yes ceber drinke drinke nazdrova sloganları turizm piyasasına arz-ı endam etmiş olan pek yakında bilumum rus pazarını ve ulus pazarının tekelini eline alacak olan kişi.
2 satır yazışmamıza rağmen çok sevdiğim,''bizler yazarsak o ne ?'' sorusunu aklıma getiren tam anlamıyla kültürlü,ricamı kıramayıp uykulu uykulu beni bir güzel aydınlatan kral insandır.