macaristan'ın başkenti budapeşte'de bu romanı tasvir eden heykeller roman'ın yazılmasının yüzüncü yılı dolayısıyla pal sokağına yakın bir yerde sergilenmektedir.
Barabás, Csele, csónakos, jános boka, kolnay,nemecsek , feri áts karakterlerden bazılarıdır. Olaylar köztelek, soroksár, eszterházy, maria ve pál sokaklarında geçer. Füvészkert sokağı çocukları ve Pál sokağı çocukları arasındaki arsa mücadelesini anlatır.
iyi ki bu kitabı yalnızken bitirdim diyorum, bazarovdan sonra ölümüne hayli üzüldüğüm ikinci kitap karakterini barındırıyor. Sanatın insanı ne denli etkilediğini bu kitapla daha iyi anladım. Karakterler arasındaki dostluk, mahallede oynamanın o coşkusu gıpte edilmeyecek gibi değil. Okuyup kesinlikle pişman olmayacağınız bir kitap, tıpkı küçük prens ve momo gibi çocuk kitabı olarak görülen ama hangi yaşta olursanız olun size bir şeyler kazandıracak bir kitap.
Aynı zamanda muasır'ın bir albümüdür.
Ve Nemecsek herkesin emirlerini memnuniyetle yerine getirirdi. Evet, kendinden istenilenleri yapmaktan zevk alan çocuklar da vardır, ama çocukların çoğunluğu emir almaktan değil, emir vermekten hoşlanırdı. insanlar sonuçta böyleydi. Ve bu arsadaki çocukların hepsi subaydı, sadece Nemecsek sıradan bir erdi.
okuyan hemen hemen her çocuğun kendisinden bir şeyler bulduğu, Macar yazar Ferenc Molnar tarafından yazılan, 1906'da ilk baskısı yayımlanan çocuk kitabı. tabi ki filmi de çekildi (1969'da) ve Yabancı Dilde En iyi Film oscarına da aday gösterildi.
konusu, oyun oynadıkları arsayı "Kızıl Gömlekliler" adlı başka bir çocuk grubundan korumaya çalışan Pal Sokağı çocuklarının kıyasıya mücadelesi. olaylar budapeşte'de geçiyor.
özellikle de eski zamanlarda, sokağa çıkıp korkusuzca oynayabilmiş çocuklardansanız, kitapta geçen çocuk grubu savaşları mutlaka size de çocukken oynadığınız oyunları ve güzel anılarınızı hatırlatmıştır. küçük Ernő Nemecsek'in (nemeçek) yaşadıklarıyla da mutlaka birçoğunuzun gözünden birkaç damla da olsa yaş gelmiştir.
bu kısım viki'den alıntı:
"2006 yılında 11 yaşındaki Macar öğrenci Dani Bodnar okul ödevinde Ernő Nemecsek'in kendini feda etmesini şöyle anlatır: "Kendimi çok kötü hissettim. Niye Arsa için savaşmak zorunda olduğumuzu düşünüyordum. Çünkü orası bizim ülkemizdi, bizim oyun sahamız... öyle bir yer ki ateşler içinde olsak bile uğrunda savaşmalıyız. Arsa bize göre bizim vatanımızdı çünkü."