tip olarak celtic' in geniş fuleli, kaliteli hücumcusu georgios samaras' a benzese de, kaleye geçtiğinde eski lyon kalecisi gregory coupet' in liderliği ve reflekslerine sahiptir - elbette yediği iki hatalı gol de bunu değiştiremez *- felsefenin kalp atışlarını yakalamıştır. immanuel kant' ın sinir bozucu iyimserliğine karşı yanımda olması sevindiricidir. varoluşçulukta, terazinin albert camus tarafında olsa da, bana hepsi birdir, bunu da elbet bilir.
yine de viva sartre ! *
yatağı eskisinden daha da soğuk olan yazarımsıdır. bu soğukluk sanki her gün sevişiyormuşum da ayrılmışım gibi algılamayın. onun iyi olduğunu bilmek bile yatağa sıcak girmemi sağlıyordu.
2.5 yıldır hikayeleştirerek yazdığım anı defterlerini, daha doğrusu monolog biçimde olan anı defterlerini*, ona hediye etmekti en büyük hayalleri.
attığı her mesajı, attığı her yazıyı, yaptığımız her konuşmayı tek tek sayfalara dökmüştüm. telefonda arada tekliyordum, nedenini hep telefonda konuşamama bağladım. halbuki elimde bir kalem not alıyordum. sonra da onların bazılarını hikayeleştiriyordum. aradan uzun süre geçmesine rağmen söylediği lafları hatırlattığımda şaşırıyordu. söylememiştim ona, böyle böyle bir şey yapıyorum sana diye. geldiğinde doğum gününde hediye edecektim. o günü hayal ediyordum.
sadece hayal olarak kaldı. yazdığım son sayfayı da, hikayeleştirilmemiş halini, kendisine atıp, bütün ilişkimizi * bitirdim. sonra da yaktım defterleri. son sayfasının düz biçimi onda. hatta bunu basit bir net mesajı olarak atmayacaktım. istediği bir kitap vardı. yazdığım yazıyı, kitabın sonuna kitabın birer parçalarıymış gibi ekleyip gönderecektim. kitabın sonunda okuyacaktı haliyle ve böyle bitirecektim her şeyi. fakat bitirirken bile özen göstermem, olmayan şeye gösterdiğim özen, bugüne kadar yaptığım yanlışlar silsilesine devam ediyormuşum gibi olacaktı ve basitçe bir internet mesajı ile sonlandırdım. bu kadarına kadar düşmeyi göze alarak. yıllardır düşmemeyi göze alarak verdiğim değerleri hiçe sayarak.
bugüne kadar neler hayal etmedi ki? hepsi gibi bu da derin bir "ah" olarak kaldı.
yaptım da ne oldu? rahatladım. her gün merak etmekten, kıskanmayı beklemekten kurtuldum. büyük konuşmayı sevmesem de, bundan sonra gel demeyip koşa koşa gelse ben gitmeyeceğim. Çünkü ben ne kadar uğraşsam da, çabalasam da, ne kadar "içten" olsam da, onun gözünde "mükemmel" olsam da birisi çıkacak ve "onu" hatırlattığı için tüm "mükemmelliğim" hiçe sayılacak. böyle de orospu çocuğu bir ilişkim vardı. ama yine de bitirmemiştim. fakat o adımı attım artık.
Neyse ne diyorduk, erkektir bu yazar. hala hatun olduğumu sanıp özel mesajla umutlarını tüketenler var. lan pezevenk, bari erkeğim dedikten sonra "ha tamam" diye bitirme konuşmayı da yavşak olduğun belli olmasın.
the doors hayranıdır. whitesnake hayranıdır. sağlam bir savatage fanıdır. fakat hiçbirinin muhabbetini yapmayı sevmez.
soğuk değildir yanıyordur. malumunuz kadın ısısı erkek vücuduna göre çok daha fazladır tek başına yatıyorsa onu soğutacak bir erkek de yoktur. yanıyordur orası hemde öyle böyle değil.
gripin gibi dünyaya kendini kanıtlamış bir grup varken iron maiden denilen vasatın altında kalmış ve ergenlerden oluşan ayrıca müziği de bi acayip olan saçma grubu dinlemesi ve savunması ne kadar içler acısı bir durumda olduğunu göstermektedir. ama yine de severiz.
fen edebiyatın asil şahsiyeti. derler ki albert camus gibi bir duruşa sahiptir. * seneye sartre - camus koalisyonu kurulacaktır görükle kampüsünde kendisiyle. *
bugün yolda gördüm bi boynu eğik bi üzgün bi bitmiş haldeydi sordum ya otuzluk nedir bu halin? ağlamaklı sesle "gripinin büyüklüğünü sonunda anladım affet ey heavy metal tanrısı" dedi. bi gözlerim doldu sigara uzattım. gripin eşliğinde muhabbetimize devam ettik...
fen - edebiyatın karizmatik, bilge adamı. kendisini hem bilgece sohbetler yapmak hem de uludağ üniversitesi' nin küçük izmirini * tanıtmak amacıyla eğitim fakültesine davet etmekteyim.
ayrıca mık' dan bazı müşteriler bana ' seni bir yerden çıkartacağım ama... ' bakışı atmakta ancak henüz tanıyamadılar gibi. * mık ahalisini mimoza' da toplamalı. *
p.s: ' bana hepsi bir... ' *
