Otobüsle uzun süren yolculuklar yapmak zaten insanı geren bir şey. 10 saat süren bir yolculuk insanı fazlasıyla yıpratıyor.
Ama yozgattan kalkan bir otobüse binmek insanı her yönüyle daha fazla zorlayan bir olay.
Ülkemizde ayakkabıyla girilmeyen üç yer var.
1-Kutsal mekanlar(cami vs.)
2-Ev
3-Yozgat otobüsleri
Abi ayakkabı neden üretilmiş diye sorguluyorsun bir süre sonra bütün yolcular bayılıyor zaten.
Bu eziyeti niye yapıyorsunuz?
Her neyse hala yoldayım.
Yaklaşık 3 saattir yoldayız ve herkes kokudan bayılmış uyurken bir teyzenin son ses açık telefonu çaldı.
Telefonu açıp alo dedi ve tüm otobüs kendimize geldik yaklaşık 10 dakika kadar sürdü konuşma.
içerik Kırıkkale yi yeni geçtik yav anca sabaha orda oluruz.
Yolculuk 10 saat sürecek 3 saat içinde bu teyzenin nerde olmasını bekliyorsun bu birinci sorum.
ikinci sorum uçak mı indiriyoruz amk kuleyle konuşup iniş izni mi vereceksin?
Özet:Yozgattan kalkan otobüslere binmeyin.
uyumak zorunda olduğunuz, uyumazsanız ertesi gününüzün mahvolacağı yolculuklarda, çevrenizde mutlaka uyumanıza engel olan bir yaşlı teyze/amca bulunduran araç. ya öksürür, ya bağıra bağıra konuşur birileri ile, ya da saçma sapan hareketler yaparak arkanızdaysa koltuğunuzu sallar, önünüzdeyse arkasında bir ova uzanıyormuşçasına yatırmaya çalışır koltuğunu vs.
sıradan bir toplu taşıma aracında bitmiş, perişan, iki adım atsa ölecek gibi duran ve gençlerden yer bekleyen o insanlar, tonton dedeler, sevimli teyzecikler ; uzun yolculukların gecesinde neden zombi saldırısına uğradıktan birkaç saniye sonra hastalığın belirtilerini göstermeye başlayan film karakterleri gibi anlamsız nöbetlere girer çözebilmiş değilim.