- öndeki koca kafalı adamın yüzünden maskeli beşleri yüzüncü kere seyredememek.
- yanındaki şişko teyzeye, ' biraz çekilir misiniz üzerimden' diyememek.
- ağlayan bebeğin annesine, ' bebeğinide al git şu otobüsten' diyememek.
- susuzluktan ölsende hostu sinirlendirmemek için ikinci defa su isteyememek.
- beş saattir susmayan teyzelere, ' ya teyzeler insaf yaaa, uyumak istiyorum artık' diyememek.
+çok konuşan teyze/teyzeler,
+uzun yol otobüsü ise horlayan amca/amcalar,
+kötü kadınlar gibi sakız çiğneyip patlatan ergen genç kız/kızlar,
+zırlayan velet/veletler,
+muhabbet açmaya çalışan yan koltuk elemanı.....*
bayram günleri, bagajda seyehat etmek. bagaj derken çanta kısmı değil, şöförün dinlenmesi için ayrılmış hilton kısmı..
edit: eksileyen güzel kardeşim, sen arabana binip, klimanı açıp seyehat ediyor olabilirsin.. ancak merak ediyorsan git harem' e ve şöförlere de ki; kaptan bu arabada hilton nerede ?.. göstersinler de öğren.. sallamıyorum, bol keseden hiç atmıyorum..
bindiğinizde anında gözünüze çarpan koltuğun arka filesine tıkıştırılmış önceki günden kalma spor gazeteleri ya da bulmacalar vazgeçilmezdir bilhassa oyalanmak adına..
kis mevsiminde ankara-mersin arasi yolculuk yapliliyorsa, kucuk bir siseye doldurulmus birazcik viski, karli yollardan gecip toros daglarina dogru tirmanirken otobus, o an gelir ve degisir butun ruh haliniz.
en arkanın bi önüne geçip;geçmişe veya geleceğe doğru,öğrenci sesleri arasında hayaller kurmak.şimdi artık yapamıyorum bunu ama özlemedim dersem yalan olur sabahları telaş içinde otübüse binen insanlar,kavgalar,tacizler ve bi türlü bitmek tükenmek bilmeyen
kalabalık.unutmadan bi de söför amca vardır;inen olsun olmasın her durakta durup,ön taraf dolduğu için artık arka kapıdan alan ve kışın ortasın da kıçımın donmasına sebep olan amcadır kendisi.şimdi o cama kafamı yaslayıp tekrar hayaler kurmak için neler vermezdim ki!
bir otobüs, bir muavin, biri uyuyan en az iki şoför en az bir mola tesisi ve aynı anda aynı yere aynı saate bilet almış insanların oluşturduğu hayal birliğinden mütevellit olmazsa olmaz bütünsellik. otobüsten iner inmez sigara yakanlar, iki koltuk ötesindeki dişiyi kesenler, mola yerinde otobüs etrafında volta atanlar ve self servis lokantada tepsisini dolduranlar, yolluk kumanyasını otobüste yiyenler, kafası camda titreye titreye uyuyanlar, tepedeki havalandırma ve ışıklarla oynayanlar, osuranlar, cep telefonunu sessize alıp mesajlaşanlar, koridora sarkıp ön camdan yolu izleyenler, koltuğunu arkadakinin kucağına yatırmadan rahat edemeyenler, vıdır vıdır muhabbet edenler, varacağı noktaya bir an önce varmak isteyen sabırsızlar, sollanan otobüsteki yolcuları tek tek süzen 15-16 numaralı koltuk insanları, arka beşli ezilmişleri, titreye titreye ara durakta ölü gözü gibi ışıkta bagajdaki valizlerini denkleştirmeye çalışan ara durakçılar, kendinden emin son durakçılar, ikrama tenezzül etmeyen cool yolcular, geçilen ıssız yoldaki en uzak dağdaki ışığın altında yaşayan insanları merak eden hayalperestler...hayattan bir dilim kesilmiş pasta gibidir otobüs yolcuları.
bir keresinde telefonu bozulan bir muavinin telefonunu bana uzatarak "bir bakabilir misiniz kendiliğinden mesaj gönderiyor." demesi üzerine "ben anlamam ki isterseniz bir tamirciye götürün" tavsiyeme suratını asıp "nasıl bilmezsiniz üniversite okuyorsunuz" cevabını vererek bir de yol boyunca trip atan bu cinste muavinler otobüs yolculuğunun vazgeçilmezleridir.