huyunu bilmiyor mudur nedir, en uyuz tiptir. en başta buna yer vermek gerek diye düşünüyorum. bir de kulaklığınızı yanınıza almayı unuttuysanız ve kullanılmış bir eşyayı (otobüsün vermiş olduğu kulaklık) kullanmamak gibi bir huyunuz varsa o yolculuk çile ile eş değer bir devinim geçirecektir. muavin bu adamı uyarma görevini kendisine veren yolcuları sakinleştirmek için gerilir ve en sonunda cesaretini toplayarak olay adama yönelir ve beklenen uyarıyı gerçekleştirir. bir kez şunu duymuşluğum var, "hocam gözümü dinlendiriyorum ben yahu ne uyuması"
gözünü dinlendiriyormuş, dürzüye bak ya, güldürmüştü ama kızamadım da adamcağıza.
teyzem candır. ona laf yok. kızını, oğlunu, torunlarını görmeye gidiyordur. onları bir an önce görebilmek için sabırsızlanıyordur. yahut yolculuk yapma fobisi vardır, hastalığı falan vardır ne bileyim yolculuk yapınca sırtı tutuluyordur. o yolculuk zulüm geliyordur. ellerinden öpüyoruz teyzemizin.
her boku bilir. kurduğu cümleler sizi hayrete düşürür. lan velede bak amına koyim dersiniz. sonra tespit sıçar ve mantıklıdır da. şaşkınlık sebebidir. bende tatlı bir anıya sahiptir ayrıca, çocuğun adını hatırlayamadım bak. eşek herif.
iki kadın vardır. sürekli konuşurlar. sülalelerine kadar bilirsiniz artık. hatta öyle bir hal alır ki durum, "ulan ayıp etmişler kadına" biçimi yorumlar bile yapacak raddeye gelirsiniz farkında olmadan. bütün yolcular, olaylara kulak misafiri olur.
suçu günahı yoktur. uzun yolculuklara biz bile katlanamıyoruz, küçücük bebek nasıl katlansın arkadaş.. ancak en çok zararı gören, yolcular değil, bu çocuğun annesidir. anne, "yolcuları rahatsız ediyoruz" duygusuyla gerilir, gerilir. kıyamaz çocuğuna ancak, insanlar daha fazla rahatsız olmasın diyerekten bağırması gerekir. içi burkulur belki. zordur vesselam.
ibneliğine yaptığını düşünürsünüz. ancak herif ihtiyaç molasından habersiz uyumuştur ve moladan sonra yapılan servise uyanarak, "ulan benim çişim gelmiş ya" diyen ve, "ne zaman mola vereceğiz" şeklinde kontrolsüz bir soru sorarak otobüstekileri "yuh be evladım" bakışlarıyla kendisine kitleyen gençtir. muavini uyarmalıdır, mola verildiğinde uyandırılmalıdır.
saat başı aynı şekilde karşınıza çıkar. yaklaştığını, heyecanlı bir halet-i ruhiyeye bürünerek belirtir. telaşlıdır, indiği yerde karşılamaya gelecek olan kişi her kimse, onu bulamayacak sanrısına kapılırcasına bir hali vardır. arada eşi dostu arar, "neee olsuun yaaa, yaşlılııık" biçiminde cevaplar verir. eleştirmiyoruz, sempatiklerdir. elleri öpülesi, neşe kaynağı büyüklerimizdir.
böm böm bakıp yanındakilerle fısıldasan genç kızlarımız.
önce bir süzüp sonra yüzünü çeviren teyzelerimiz.
kulaklık takıp kendini müziğe verdiğin halde omzu delmeye çalışan yaşlılarımız.
tepene dikilip dik dik bakan tombul teyzelerimiz.
hasta numarası çeken uyanık ablalarımız.
güzel kızlara yerlerini veren delikanlılarımız.
koltuğu yatıran birisi vardır hep. bir tanesini evladım gibi kucağımda uyuttum resmen yol boyunca. pışpışlasam tam olcaktı yani teyzeyi. öyle koltuk mu yatırılır be ablam. ben de insanım.
yıvrım sana zahmet şu turşi bidonlarını kıyıya köşeye sıkıştırıversek ha yıvrım köyden getirdim eccik de sağa veririm diyen yaşlı teyze veya amcalar.. havalandırmaya kaymak sokuşturmaya çalışanları da gördüm bagajda bozulur hediye önemli swh.
yanına oturup kitleyen dayı. aq seneler önce beni bi kitledi adam hiç unutmam aralıksız yedi saat. çoluğu,çocuğu,eniştesi teyzesi nesi varsa anlattı amına kodum adamı.