kulağınızda şarjının bitme ihtimali bulunmayan bir müzik dinleme cihazi, yanınızda sevgiliniz, arkanızda geride bıraktığınız final haftası olunca çok daha zevk veren durum.
şehirlerarası bir yolda, hava kararmaya yakın ve yağmur da yağıyor ise tadına doyulmayan, bir kendini dinleme halidir.
süzülen her damla ile düşünceler oradan oraya zıplar, dikkatinizi dağıtacak sizi düşüncelerinizden koparacak ne telefon, ne insan sesi vardır. dalar gidersiniz iç dünyanıza ve kendinizle başbaşa kalmanın tadını çıkarırsınız. ta ki, muavinin sıcak soğuk ne içersiniz sorusuna kadar..
tabii bunları yapabilmeniz,bedeninin yarısını üzerinize dayayarak oturan şişman ve düşüncesiz bir zorunlu koltuk arkadaşınız yok ise olasıdır.
özellikle belediye ve halk otobüslerinde, kişinin etrafındakilerle sosyal mesafesini koruyabilmesi için yöneldiği eylem. aksi takdirde olması gerekenden daha yakın bir mesafede tanınmayan bir kişiyle yüz yüze kalmak gibi istenmeyen bir durum oluşabilmektedir.
kulağında bir ezgi ve aklında takılıp kaldığın düşüncelerinle yapılan eylemdir. etrafına bakmayı, olanı biteni izlemeyi, görmeyi öğretir *. güzel bir eylemdir hatta alışkanlık haline gelebilir öyle ki sırf bunu yapmak için dışarı çıkar ve otobüse binersiniz.
farklı şehirlere yolculuk ediyorsanız gözünüzün yeni mekanlar, güzellikler görmesi açısından yararlıdır; lakin her gün gide gele görmekten bıktığınız yerleri görmek pek de iç açıcı değildir.sadece kalabalık otobüsteki insanlarla haşır neşir olmamak, göz göze gelmemek için boş boş bakınırsınız. bir süre sonra boş boş bakınmalar hayallere döner. hatta öyle bir dalarsınız ki eğer zamanında uyanamazsanız durağı kaçırmanız muhtemeldir.
şehirler arası yolculukta, can kenarından geride bırakılanları izlemektir. geçen yolları, geçen yılları, geçen hayatları yad etmek için en güzel zamandır.
uzun sürecek olan otobüs yolculuklarında yapıldığında, özlemi andırır. sevdiğinden ayrılmanın acısını, hasret dolu günlerin başlayacağını gösterir. yüzündeki eda,bunun dışa vurumudur.
camdan dışarıya bakarken yansıyan yüzün, onu getirir aklına bir anda. sadece onunla değil, tüm değer verdiklerini gözünün önünden geçirir.ağlamaklı olursun. sesler canlanır kulağında.onların o güzel sözleri.
kafanı dışarı bakmakta olduğun cama yasladığında, tenlerin soğukluğu yüzünde olur.başını gökyüzüne kaldırdığında ay ışığın, yıldızlar ise yüzlerin izleri olur.
kısacası camdan dışarıyı seyretmek, insanı alıp başka diyarlara sürüklemek demektir.
Zorunlu olarak izlemek en beteri olsa gerek ottibüste malum yerlere veya göz göze gelmemek için izlemek...Yada ayaktakilere yer vermemek için izlemek..
ara da bir de uzaklardaki elektrik direkleri falan sayılır, nereler doğru gittikleri merak edilir, daha sonra da "vay be nereler elektrike gelmiş" diye hafiften bir merakla mutlu olur insan.
ışıklarda yan tarafa başka bir otobüs denk geldiğinde, iki otobüs yolcularının da birbirlerine mülteci kampındaki iki karşıt grup gibi baktıkları görülür.