her daim iç burkan hastalıktır,
cocuga her bakıldıgında gozler dolar, agzından cıkacak bir kelime cok degerli olur, o guldukce aglamamak için ugrasılır, dunya'ya lanet edilir, "bu cocugun sucu neydi" soruları akılda dolanır, tekrar ve tekrar lanet edilir, ve bu dunya uzerinde adalet diye bir sey olmadıgına karar verilir
bulunduğum rehabilitasyon merkezinde bu türden birçok çocuk var. onlara öğretmenlik yaptım,hepsini de severim.
aslında algıları ve zekaları çok iyi ama kendini ifade etme ve nerede ne yapılacağını tam bilmeme problemleri hat safhada. yine de benim gözümde farkındalıktır otizm.
bugün yapılan hikaye modu şakasıyla izlediğimiz video ile bir farkındalık sağlanmıştır, çok da güzel olmuştur.
ancak videoda bazı yanlış bilgilendirmeler var, izninizle onları düzeltmek isterim. öncelikle otizm diyince "otistik spektrum bozukluklarını" (osb) yani asperger sendromu, dikkat eksikliği ve hiper aktivitenin de dahil olduğu çok geniş bir hastalık yelpazesinden bahsettiğimi belirteyim.
öncelikle 1/68 oranı sabit bir oran değildir. 70'li yıllarda 3/10,000’in altında olan bu oran doksanlı yıllarda 30/100,000’in üzerine çıkmıştır, işte şimdiki durum da 1/68.
otizim için doğuştan gelen denmiş. yani genetik olduğu yapılacak birşey olmadığı söylenmek isteniyor. ancak yukarıda dediğim gibi otizim sıklığı son 45 yıl yıl içinde çığ gibi büyümüştür. bu nasıl bir genetik hastalıktır ki kendi kendine böyle artsın. hayır gerçek şudur ki otizme sebep olan dışsal faktörler vardır. her insanın sahip olduğu bağışıklık sistemi de bu dışsal faktörelere karşı koyamaz. bazılarında bağışıklık güçlüdür bazılarında zayıftır. normal dağılım gibi düşünün. en uçtakiler civa havuzunda yüzse birşey olmazken, dağımın diğer ucundakiler amalgamdan ya da aşılardan kaynaklı otizme yakalanabilmektedirler.
son olarak tek çaresininin yoğun sürekli özel eğitim olduğu söylenmiş ki küllüyen yalan. otizmin tek tedavisi beslenme ve şelasyona dayalı tedavidir. en etkilisi ve uygulanabiliri de gapsdır.
özel eğitim işe yarar mı? bir yere kadar. bu çocukların algısı kapalı olduğu için sosyal kuralları gözlemleyerek öğrenemezler. bu konuda açıklamalar yapmak faydalıdır. ancak dışarıdan bilgi almada yaşadıkları zorluklardan dolayı verdiğiniz bu bilgiyi yenileyemezler ve bazı sosyal gariplikler yaşayabilirler. örneğin çocukken diğer çocuklar tarafından sürekli birşeyler ısmarlatılan ve istismar edilen osb'li bir çocuğa "herkes kendi parasını harcar, kimseye birşey ısmarlama" dersen, o çocuk bilgiyi duruma göre yenilemeyemediği için 30 yaşına gelse de hep alman usulü yapar, kimseye birşey ısmarlamaz.
dolayısıyla özel eğitim başlangıç için iyidir ama zaten otizmi tedavi ettikten ya da çok hafiflettikten sonra çocuğun algıları açılacağı için özel eğitime ihtiyaç kalmaz ya da yakın çevrenin tane tane anlatması ile çözülebilir.
son bir not olarak otizm için gelişimsel "farklılık" denilmiş. böylece hafif birşeymiş gibi gösterilip, "aman boşver hanım bizim çocukta böyle işte"cilik poh pohlanmış. bakın ister hafif olsun ister ağır otizm buz gibi bir hastalıktır. yani çok ciddi birşeydir, otizimli olanlar ve onların bakımıyla sorumlu anneler sert bir biçimde hisseder bunu, hafife almaya gelmez. hastalık dediysek aman otizmlileri dışlayalım onları hor görelim değil. bu durumu ciddiye alalım demek istiyorum. yoksa aynştayn'da osb'liydi, sınıfınızdaki kimseyle konuşmayan, içine kapalı ama matematikten 100 alan çocuk da.
bakın bu kadar şeyi kime yazdım, anneler ya da potansiyel anne adayları size söylüyorum. bu hastalığın başlangıcı annenin kullandığı amalgam dolgu, doğum kontrol hapı, yediği civa yüklü midye, vs ye kadar dayanıyor. lütfen çocuk yapmayı planlayan herkes bu konuda dikkatli olsun. araştırsın hayatını değiştirsin, çocuğunu düzgün beslesin. bakın o 1/68lik oran 2030 yılında 1/20 lere düşecek.
Atypical diye bir dizi var netflix'te.
Eğer otizmli çocukların/bireylerin gündelik yaşamda hissettiklerini merak ediyorsanız izlemenizi tavsiye ederim.
Dizi, otizmli bir gencin günlük yaşamı, aile ve arkadaş ilişkileri çevresinde şekilleniyor.
tam olarak bir hastalık olmayan,beyinde meydana gelmiş kimyasal bir bozukluktur. otizm hastalık değildir tanımlaması yanlıştır; bir rehabilitasyon merkezi görevlisi bunun ailelere manevi destek amaçlı olduğunu,otizmin bir hastalık, hem de ciddi bir hastalık olduğunu söylemişti bir röportajda.
benim kendi adıma, yüreğim burkuluyor onlara bakarken.
farklıdırlar, dışadönük olamazlar hiçbirzaman ama birçoğu içlerinde büyük deha barındırırlar. ışığa,sese her türlü uyarıcıya fazla duyarlıdırlar ve sizin farketmediğiniz seslere bile aşırı tepki verebilirler.*
onlar bizlerden biraz farklıdır ve onları hor gören ve sanki böcekmiş gibi tiksintiyle bakanın da afedersiniz allah belasını versindir. dalga geçilecek bir konu değildir ama bunu yapan gerizekalılar da mevcuttur maalesef.
hatırlıyorum saçma sapan bir dizide, kendisine birşeyler söyleyip 'anladın mı oğlum' diyen annesine, 'anladım anne otistik miyim ben yaa' diye ağzını yaya yaya cevap vermişti ergenin biri.
işte bunu yazan senaristi düşünerek hikayedeki malı bulunuz diyeceğim.
edit: söylemeyi unutmuşum, otistik değil,otizmli! lütfen.
Otistik çocuklar genelde öğrenme zorluğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir kısmında farklı seviyelerde zeka geriliği görülse de, zeka seviyeleri normal otistik çocuklar da vardır. Ancak genel zeka seviyeleri ne olursa olsun, Otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta ortak bir zorluk çekerler. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklarından 4 kat daha fazla görünmektedir. Her çocuktaki otistik belirtiler ve bunların seviyesi farklılık gösterebilir, bu sebeple otizmin seviyelerini kategorize etmek güçtür. Ayrıca, Asperger Sendromu ve Rett Sendromu olarak bilinen otizm formları da bulunmaktadır.
Otistiklerde, etkilenme dereceleri değişse de, şu ortak belirtiler görülür. Sosyal ilişkilerde güçlük, konuşma güçlüğü, sessiz iletişimde zorlanma, oyun oynama ve hayal gücünü kullanmada zorlanma, değişikliklere karşı tepki ve direnç gösterme. Otistik bir çocuk; başkalarına karşı ilgisizdir. Göz temasından kaçınır. Başkaları ile kendiliğinden iletişim kurmaz. isteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir. Diğer çocuklarla oynamaz. Sürekli bir konu üzerinde konuşur. Sebepsiz şekilde ağlar, güler ve sebepsiz davranışlarda bulunur. Anlamsız sözleri üst üste tekrarlar. Nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır. Değişikliklerden hoşlanmaz. Bazıları üreticilik gerektirmeyen bazı işleri oldukça hızlı ve iyi yapar (otizm.org).
Otizm, fizyolojik hatta psikolojik bir rahatsızlıktan çok sosyalleşememe, topluma ayak uyduramama, iletişim kurmada sorun yaşamadır...
Günümüzde, titizlikle hazırlanmış özel eğitim ve tabii ki sevgi ve sabırla, asgari düzeye indirilerek, uyum kolaylaştırılabilmektedir..son derce hassas ve kırılgan yapıya sahip olmalarından kaynaklı, sabır ve şevkat en önemli iki unsurdur...
Kısa süreli, kendi iç dünyalarına, misafir kabul ettiklerinde, inanılmaz güzel dakikalar geçirebilir, sizi şaşırtabilir, sevginin gücüne bir kez daha tanık olabilirsiniz...