belki uyanamamak otel odasında kirli iç çamaşırlarıyla ölmek. "ölüm var kaza var" hep serde durur bu olasılık. bu yüzden sık sık iç çamaşırı değiştiririm.
Şöyle bi düşününce 4-5 sefer geliyor aklıma bunların ikisi hariç diğerleri de tek başıma yani bi albenisi yok ama kahvaltısı güzelse çok hoş bir şey tabi benim için dinlediğin kadar yiyorsun.
Normalde otel olan fakat sonradan kyk yurduna döndürülmüş bir yurtta kaldığıma göre her gün yaşadığım deneyimdir. Hem de denizin kenarında, üniversitede mutlu eden tek şey.
otel denen oluşumların yegane var oluş sebebidir ve otelde yapılan sıradan bir eylemdir. Evimi özledim ya da yastığım olmadan uyuyamam gibi takıntıları olan prens ve prensesleri zorlayan uyuma şeklidir aynı zamanda.
Oteline göre değişir. Eğer adı fuhuşla anılan bir otelse şafak baskınıyla bir anda kapınızın kırılıp odanızın aranması muhtemel. Ama 5 yıldızlı turistik bir akdeniz ya da ege oteliyse rahattır.
rahat edersin veya edemezsin ama bir şekilde uyunur, karanlık ve bir miktar sessiz herhangi bir yerde uykuya dalma sürem maksimum 15-20 dakikadır. Bunun için çok Teşekkürler Allahım.*
Fuhuş oteli olmamasına dikkat edin. Esenyurt'ta bir otelde kalmıştım. Yan odalardan gelen kadınların sevişme sesleri igrencti. Sanki discideler. Aldıkları paralarinin hakkını vermek için numaradan ses çıkardıkları çok belli.
Gectigimiz gunlerde kaldigim bir otelde gece 12 gibi koridordan gelen kız sesleriyle uyandım. Odadan odaya bir hareketlilik var falan. Katta bir sürü kız geziniyor gibi geldi. Ne olup bittiğine göz atmak için, biraz da \'lan acaba birşey düşer mi\' fikriyle koridora çıktım. Hakketen ortalıkta gezinen bir sürü kız vardı ama hepsi çocuk 15-16 yaş öğrenci grubu. Ben kanada curling takımıyla karşılaşmayı düşlerken çoluk çocukla karşılaşmak Biraz hayal kırıklığı oldu tabi.
Yat amk yat!! Dskdhdb.
Sabah kahvaltıda gördüm, yüzlerce öğrenci var otelde. bir festival için mi ne gelmişler.
Neredeyse 15 yıldır iş nedeniyle otellerde kalıyorum. 3 yıldızlısından en lüksüne kadar 100’lerce farklı otelde kalmışımdır.
Bunca zamanda edindiğim tecrübeyle en önemsediğim kriterler:
1- temiz olması:
Yorumlarında pis olduğundan bahsedilen otele uğramayın bile. En temel hijyen kurallarını yerine getirmeyenler otel işletmemeli. Lüks otelle ufak butik bir otel arasında kalsanız her zaman temiz olanı seçin.
2- çalışan davranışı:
2-3 haftadan daha uzun süre otelde kaldığınızda bu kriter ciddi şekilde önem arz etmeye başlıyor. Ben şahsen lakayt tavırlardan hoşlanmam. Her çalışana iyi davranmaya çalışırım ancak karşı taraf rahata bağlayıp cıvıtıyorsa o otelden bir bok olmaz. Zaten öyle otellerin müşteri profili orta vadede hızlıca düşer.
3- gürültü:
Yan odada ne olacağını hiçbir otelde bilemezsiniz, ona çare yok ancak otellerin ana yol kenarında olması pek iyi değildir. Ses yalıtımı olsa bile pencereyi açmak istediğinizde gürültü çok olur. ikincisi, otelin düğün, nişan, event ot bok organizasyon salonlarının konumuna dikkat edin. Yoksa gece geç saate kadar bet sesli birinin sikko nağmeleri eşliğinde oynayanların gürültüsünü dinlersiniz. En azından birkaç kat üstte ya da altta oda seçmek biraz daha iyidir. Aynı durum çatı katta bar, disko tarzı yerleri bulunan oteller için de geçerli.
4- oda aydınlığı:
Bu da uzun vadeli konaklamada önemlidir. Oda kasvetliyse belli bir günden sonra içinize kasvet çökmeye başlar. Mümkünse güneş alan odaları seçin.
5- lüzumsuz şatafat:
5 yıldızlı otellerde çok olur. Odanın içinde tablolar, çeşitli desenlerde duvar boyaları, farklı renklerde kanepe/koltuk takımları, yatağın üzerinde 20 çeşit yastık (yastık menüsüymüş), kat kat püsküllü yatak üstü nevresim süsler, garip aydınlatmalar vs. Tamamı işe yaramaz zihin yorgunluğudur. Odaya girince kaos hissedersiniz. (Bazı Hiltonlarda olur bu saçmalık) en iyi döşenmiş otel odası, yorgun bir günün sonunda sakin hissettiğiniz odadır. Dışarıyla bağınız kesebildiğinizi hissettiren, baktığınızda gözünüzü rahatsız etmeyen, ofansif gözükmeyen ama kasvetli de olmayan, renklendirmesi, tablosu, duvar rengi vs ile ruhunuzu dinlendiren oda en iyi odadır. (Raddison blue bu konuda oldukça iyidir)
6- yatak:
Bu çok göreceli bir şey ama en azından, çok yumuşak ve çok sert olmayan orta kalite üstü yatak olmalı. Düşük yıldızlı otellerde (çok temiz bile olsalar) yatak bazen çok rahatsız edicidir. Yattığınızda gasilhane taşına uzanmış gibi hissedersiniz.
7- kahvaltı:
Kahvaltıyı ıslalamayan biriyseniz (benim için biraz değişken bu durum) çok önemli bir kriter olabilir. Bazı otellerin kahvaltısı tek başına seçim kriteri olabilecek kadar iyidir. Şahsen kahvaltı benim için olmazsa olmaz bir şey değil, kahve içmem kafi, o yüzden kötüyse otelde kahvaltı yapmam çoğunlukla ama bazıları için çok önemli.
7- konak tipi ahşap otel:
Genelde ölü sikici tayfaya verirler işletsinler diye. Kamu (belediye vs) işletmiyorsa kazıklanmanız olasıdır. Belki heves almak için 1-2 gece kalınır ancak konforu genelde kötüdür. Sigara kullanamazsınız, zemin, yatak vs gıcırdayabilir. Çoğunlukla şehirli kazıklamak için dizayn edilmiş Köy odası ambiansı işte. Köy evinin ne olduğu bildiğim için bana çok kolpa geliyor.
Rahat edip nasıl uyunduğunu hiç anlayamadığım durumdur. Kendi evi dışında bir yerde yabancılık çeken biri olarak değil sadece otel herhangi bir kız arkadaşımla bile sabaha kadar uyuyamamama sebep olan durumdur.
gece vakti zombi gibi koridorlarda dolaşıp, odasındaki bir sorun için resepsiyona giden masum milletin aklını yitirmesine sebep olmak gibi zevkleri de gecelik ücrete dahil, konaklama çeşididir.
--spoiler--
en sevdiğim aksiyonlardan biridir.
gece vakti uyanıp, otelin koridorlarında dolaşmak ayrı bir keyif.
değişik insanlar görüyorsun. kimisiyle resepsiyonda muhabbet ediyorsun.
bir hatunu, odana götürme ihtimalin de heyecan vericidir.
--spoiler--
Sonucunda para verilmesi gerektiği için bir heyecanı kalmayan aksiyondur.
