ingilizce büyük oxford dictionary * türkçeye çevrilmek istenmiş ama birde ne görsünler, türkçe yetmiyor. ondan sonra bazı şeyler anlaşılmış...
osmanlıca ile devam etmiş olsaydınız eğer yok bilmem toplumun okuması yoktu zırvaları ile saçmalamazdınız. çünkü herkes kendine öğretilen dili benimser. ingilizce öğretilseydi de farklı birşey sözkonusu olmayacaktı.
yasaklanarak da yılların alimlerinin 1 gecede kara cahil ilan edildikleri dildir.
edit: biraz daha eksileyin ha gayret kemalistler
osmanlıca/#9017797
osmanlıca/#9017797
osmanlıca/#9017797
osmanlıca/#9017797
osmanlıca/#9017797
osmanlıca/#9017797 ... daha gider bu demi...
arap harflerine çok uzak dahi olsanız okuma yazmasını çok rahat öğrenebileceğiniz dil. anlamak içinse bir hayli uğraşılması gerekir, lakin ne gerek var gül gibi türkçemiz dururken.
ders olarak bakarsak, f der geçerim, seneye inşallah.
Kültür denen şeyi osmanlı burjuvazisinden ibaret olduğunu sanan andavalların "halk" neden öğrenmiyor diye yırtındıkları Osmanlı burjuvazisindeki öykünme hastalığının yegane kanıtı olan Ucube türkçedir.
Arkadaş, Osmanlıca denilen şeyi bilmeden Türkiye'de toplumsal bilimler üzerine tam aydın olunamaz bu bir gerçektir. Çünkü o veya bu şekilde osmanlı burjuvazisinin ürettiklerini anlamadan, o burjuvazinin saray eşrafının halka bakışını dünyaya bakışını görmeden Türk halkının yani esas toplumun çektikleri, geçirdiği değişimleri, saray eşrafının o halkın kaderini nasıl da ipotek aldığını anlayamazsınız. Lakin normal bir TÜrk insanının osmanlıca denen ucube yapıyı bilmemesi onu eksik hale getirmez. Tam tersi osmanlıca bilenleri birçoğunun Halktan burjuvaziye değil burjuvaziden halka bakışından ötürü asıl aşağı olanlar, cahil olanlar osmanlıca bildiğini iddia eden günümüz aydıncıklarıdır.
Bizler Bilmem ne paşanın, yattığı yerden yazı yazan işe yaramaz bilmem ne saraycı yazarın çocukları torunları değiliz. Bizler Köroğlu'nun torunlarıyız, pir sultan'ın torunlarıyız. asıl sanat ve kültür halktadır. Saray eşrafının ve burjuvazinin üretimleri tamamen çıkar amaçlı yapılan veya lüzumsuzca yapılan hayattan, emekten, insanların yaşantısından uzak üretimlerdir.
kimilerince lisede okutulması düşünülen jargon. en fazla seçmeli ders olur. bu jargonu lisede zorunlu ders yapsalar bile boşa kürek sallamaktan öte gitmez. öğretilemez. sanki şimdiye kadar dört dörtlük türkçe öğretildi de. merak meselesi, alaka meselesi bu. günlük hayatta, pratikte karşılığı yok. bu saatten sonra osmanlıca ile ilgilenmek akademisyenlerin, edebiyatçıların belki hukukçuların vs işi.
şakirt yazarlarının ısrarla kullanmak istediği dildir. çok ilgi çekici olduğunu sanırlar herhalde ya da o kelimeleri sadece kendilerinin bildiğini. Entrylerinizi anlaşılamadığını ve o kelimeleri internetten teker teker aradığımızı düşünürler.
Asıl neden ise yazdıkları şeylerin ne kadar basit olduğunu anlayıp "yok böyle olmaz" "bu konu bu kadar basit olamaz" serzenişiyle osmanlıcısını araştırıp değiştirirler kelimelerle.
Osmanlıca aslında farklı bir dil, bir yabancı dil değil; Türkçenin Osmanlı imparatorluğu dönemine ait biçimidir. Bu yüzen ona Osmanlı Türkçesi de denilir.
Türkçe'nin yeterli olmadığı yerlerde alternatif olarak kullanabileceğimiz kelimelere sahip olan dildir.
Türkler Cumhuriyet öncesi tarihlerini sevmediklerinden dolayı pek hoşlanmazlar Osmanlıca'dan. Kullananı, bileni "yobaz" ilan etmeyi de pek severler. Zaten şimdi bilen kaç kişi vardır ki Osmanlıca'yı? Onlar da öldükten sonra bir Türk tarihi kalmayacak. Kalmasın zaten. Hak etmiyor Türkler öyle bir tarihi. Aşağılanmış bir ülkenin halkının hali çok acı oluyor sözlük, çok acı. Yerim ben onları. Şefkat gösterin lütfen.
kimilerinin bok attığı bu dilden yoksun olmamız sebebiyle 80-100 yıl öncesinin kitaplarını okuyamıyoruz. elin almanı 100 yıl önce yazılmış olan alman edebiyat eserlerini bile çatır çutur okurken, biz kendi kültürümüzün, tarihimizin aynası olan, onca eşek yüküyle eseri elimize dahi alamıyoruz. yabancılaştığımız o kültür, o edebiyat, o tarih kime ait?
dil ve tarih coğrafya fakiltesinde türk dili ve edebiyatı, tarih, bilgi ve belge yönetimi bölümlerinde okuyan öğrencilerin aldığı ya da diğer bir ifade ile kaldığı ders-dildir. öğrenilebilmesi için arap alfabesi bilmek yeterli değildir. ciddi düzeyde arapça ve farsça ifadeleri de bünyesinde barındıran dildir. tarihsel dönemlerde kullanılışına göre üç ayrı şekli vardır:
-eski osmanlıca (eski anadolu türkçesi): 11. yüzyıldan 15. yüzyılın sonuna dek
-klasik osmanlıca: 16.yüzyıldan 19. yüzyılın ikinci yarısına dek
-yeni osmanlıca (enver paşa imlası): 19. yüzyıldan 1928'e dek
eski osmanlıca'da sesli harfler kullanılmaz sesler hareke ile ifade edilirdi. klasik osmanlıca'da sesli harf kullanımı belirli kurallara bağlı idi ve hareke kullanılmıyordu. yeni osmanlıca'da ise sesli harfler "elif, vav ve ye" sesleri ile gösterilmiştir.
tarih, ilahiyat gibi bölümlerde okumuyorsanız eğer, türk eğitim sisteminin hiçbir kademesinde seçmeli olarak dahi karşılaşamayacağınız yazı dilidir. 700 yıllık tarihimize, literatürümüze bu kadar uzak olmak ne ayıp...
her üniversite mezununun bilmesi gereken bir dildir.
aslında dil olmayan arapça, farsça, türkçe sözcüklerin birleşiminden oluşmuştur. asıl adı osmanlı türkçesidir. arapça harflerin harekelerinden arındırılmış şekilleridir.
en kısa tanımıyla, türkçenin arapça harfler ile yazılışına verilen addır.
osmanlı devletinin klasik dönem ve sonrasında kullandığı resmi dildir.
bugün üniversitelerde edebiyat ve tarih bölümlerinde bir ders olarak gösterilmektedir.
unutturulmuştur. osmanlıca rafa kaldırılınca geçmişimizle olan bağlarımız da koparılmıştır. hangimiz gerçek osmanlı tarihini, edebiyatını, bilimsel belgelerini okuyabiliyoruz? 700 yılda biriktirilmiş bir kültür hazinesi var ve bundan ne kadar faydalanabiliyoruz, faydalansaydık ne durumda olurduk bilmiyorum.