tarihçi kemal karpatın iddiası. zamanında etyen mahçupyanda osmanlı'nın dine dayalı devlet değil devlete dayalı bir din yapısı gösterdiğini söylemişti.
Kanımca doğru olan iddia.Bunun için en basit örnek olarak yeniçeriler gösterilebilir.
Şeriat;
a)bir hristiyana islamiyetin zorla kabul ettirilmesini,
b)Bir müslüman kölenin başka bir müslümana ait olmasını(yeniçeriler açıkça sultanın kulları olarak adlandırılıyordu),
C)bir müslümanın bekar yaşamasını(yetişkin bir müslüman evlenmeli ve bir aile kurmalıdır) yasaklar.
bu açıdan bakıldığında Osmanlı Devletinde şeriata yapılı bir devlet yapısı yoktur.Ancak padişahlar şeriatı kitleleri disiplin altına sokmanın bir aracı olarak görmüşlerdir.Bu yüzden osmanlı devletinde şeriata dayalı bir devletten değilde,devlete dayalı bir din yapısından bahsetmek daha doğrudur kanımca.
ba$lığa bakılırsa $öyle cevap verilirdi:
- evet abi osmanlılar aslında neo-liberaldiler, özelle$tirme için ilk adımları attılar. aslında kutsal roma-germen imparatorluğu da komünistmi$ ama çaktırmamı$.
ba$lığın altındaki tanım okunduktan sonraki cevap:
- evet, osmanlı son dönemlerine kadar dini temel almamı$, dinin yanında devlet felsefesinden çok devletin yanında din felsefesini kullanmı$tır. doğru olabilecek bir teoridir.
doğrudur.osmanlı nın bir politikası da aldığı topraklardaki insanların kültürel yapısı ve dini üzerine olmuştur.müslümanlarla aynı haklara sahip olmuşlardır.
insanları silah zoruyla müslüman yapmamak şeriat devleti olup olmama kriterlerinden biri değildir hele kanıtı hiç değildir. Mesela o zaman şeriat devleti olan islam devleti hangisidir diye sorarlar adama? ilk islam develeti'de şeriat devleti değildir zira onlarda kılıç kullanmamış, abbasiler de değil, emeviler de.
--spoiler--
Osmanlı Hukuk sisteminde tarihçilerin bir kısmı Şeriat ve kanunnamelerin dışında, islam öncesi Türkler,Bizans vesair farklı milletlerin hukukundan da faydalanıldığını söylerler...Ancak buna karşı çıkan tarihçilerde vardır...
Osmanlı hukuk sisteminin temeli Şer-i hükümlere dayalıdır...Bunlar ağırlıklıdır.......Şimdilerde Medeni Hukuk da dediğimiz kişilik-aile-miras hükümleri,ayrıca Borçlar-Ticaret hukuku....Ceza hukukunun büyük kısmı Şer-i Hukuk kaynaklıdır....
Yine,Şer-i hükümlerin çerçevesi dışına çıkmamak durumunda olan toprak,maliye,idare hukuku,askeri hukuku düzenleyen Kanunnameler ikinci kaynağı meydana getiriyor...
Tüm bunların dışında Padişaha " Hakk'us Saltanat" denen kanun koyma yetkisi verilmiştir...Savaş yoluyla elde edilen toprakların kullanım biçimi,oralardaki yönetim şekline karar verme....Halkın yararına olacak bazı düzenlemeler...Sosyal güvenlik,Ordunun düzenlenmesi,eğitim meseleleri, Gümrükler,mali yönetim vergiler,harçlar vesair gibi idari meselelerde.....Osmanlı Sultanı Yasakname denen,bu yetkilerini kullanır...
Osmanlıda Şeyhülislamlar yargı yetkisine sahip olmayan Yasa çıkartan,fetva veren insanlardır..Ayrıca halk yararına olan yasaların alt yapısını hazırlayıp Padişaha teklif götürürler..Devlet Hukuk sisteminin en tepesindeki kişidir..Yürütme heyeti olan Divana alınmamışlardır..Hanefi mezhebinin Fıkıhına göre,görüş bildirirler..Kanunların islama uygunluğunu tayin etmek görevleridir..
Ayrıca kendisine sorulan hukuki problemlerin çözümlerini ortaya koyarlar...Kadıları,kazaskerleri,müderrisleri atarlar....Osmanlının çöküş döneminde ağırlıklarının azaldığı söylenebilir...
Faiz konusu,Mithat Paşa'nın Bankacılığı Osmanlı ülkesine getirmesiyle resmiyet kazanmıştır...Öncesinde bazı tarih araştırmacıları Osmanlıdaki Para vakıflarının uygulamalarının faiz olup,olmadığını tartışmışlardır..."Bey'ül-ine denen bu uygulama,kanımca islam Fıkıhçılarının tartışma ortamında fikir beyan etmeleri gereken bir konu....
Ama Osmanlı'nın bir imparatorluk olduğu,her çeşit dini inanç ve halkların yaşadığı büyük bir ülke olduğu gerçeğini gözardı etmemek icab ediyor...
Örneğin Hristiyanlardan ürettikleri veya sattıkları Alkollü içeceklerden alınan vergiler....Bu azınlıkların meyhane vesair benzeri işletmeler kurmasına verilen izinler....Bir nevi farklı kültürlere,inanç sistemlerine duyulan hoşgörü örneği.....Şimdi bilmeyen birileri buna itirazda edebilir...Ancak burada devreye yine o zamanın Şeyhülislam'ın verdiği fetva ve kaynak olarak islam fıkıhı giriyor...
--spoiler--
şeriat: müslümanların kutsal kitabı olan kuran-ı kerimde buyurduğu şekilde insanlara adaletli ve eşit olarak davranılmasını amaçlayan sistemdir. şeriatın rehberi kuran-ı kerimdir. kuran-ı kerimde neye inanırsa inansın, hatta inanmasın hiçkimseye zulmedilmeyeceği ayetlerle sabittir. işte bu sebeple osmanlı imparatorluğu 700 yıl şeriat ile yönetilerek dünyaya hükmetmiştir. o zamanlar osmanlı sınırlarında yaşayan azınlıkların hiçbir zaman en ufak bir şikayeti olmamıştır bundan. çünki osmanlı tam anlamıyla şeriat ile yönetilmiştir. gerçek adalet ve eşitlik tereddütsüz allahın kelamlarıdır, daha iyisini yapabilirim diyenler için kuranda ayetler yine sabittir. daha iyisini yapabilecek olanlara davetiye vardır.
ayrıca;
- dinde zorlama yoktur. islam tarihinde hiçkimse zorla müslümanlaştırılmamıştır ve böyle bir şeydende söz edilemez. din insanın kalbiyle allah arasındaki bağdır.
- islamiyette kölelik yoktur. islamiyet köleliği yasaklar.
önemli not: Şu anda şeriatle yönetildiği söylenen iranın yönetim şeklinin gerçek şeriatle uzaktan yakından alakası yoktur!!!
doğru bir tespittir. zira iddia edildiği gibi yavuz sultan selim şeriatı falan getirmemiştir, halifeliği osmanlılara getirmiştir. devlet yapısı ve örgütlenme merkeziyetçi yapı ondan sonra da devam etmiştir.
osmanlı imparatorluktu.. imparatorluk olarak değerlendirmek gerekir osmanlıyı.. devlet olarak değil.. kısa bir örnek verecek olursak eğer osmanlı imparatorluğu devlet ilişkilerini dengede tutabilmek adına gayri müslimlerden gelin almıştır defalarca saraya.. halbu ki şeriat hükümlerine göre gayri müslimlerle her türlü münasebet yasaktır.. müttefiklikler olmustur gayri müslimlerle vesaire.. netice olarak osmanlı devleti müslüman tebasına ılımlı bir şeriat diyebileceğimiz farklı bir yasa uygulayıp gayri müslimlere daha farklı yasalar uyguluyordu. dolayısıyla da kemal karpatın iddaları doğrulanabilir.
osmanlı 'tam' olarak şeriat devleti değildir, birçok kişinin söylediği üzere devlet yapısına destek olarak dini de taşımış, ama bir yandan da dini yüceltme amacı gütmüştür.
ayrıca osmanlı bir imparatorluk da değildir. imparatorluk kavramında hakimiyetin altına aldığın yerleri sömürme, böylece kendini güçlendirme diye bir şey vardır. lakin osmanlı sömürücü bir güç olmamıştır.
bunun en güzel kanıtlarından yanlızca biri, yamulmuyorsam 17.yy'da macaristan topraklarında toplanan vergi miktarı kadar macaristanın imarı için para harcanmış olmasıdır.
elbette her devlet'de hatalar vardır. ama böyle bir durumunda atamız olan, burda olmamızda şüphesiz büyük bir payı olan osmanlı'ya her fırsatta b.k atıp tarihin en büyük sömürücülerinden olan ingiltere-fransa gibi devletlere, 'uzun bacaklı richard', 'napolyon bonaparte' gibi kişilere ise imrenerek bakmak, hatalarını es geçmek en hafif tabir ile kansızlıktır.
tarih bilgisi ve merakı olan araştırmacı insanları gülmekten kırıp geçiren son saçmalama hadisesidir. önemli olan bu salakça iddiayi ortaya atan kişi değil, yayınlandığı gazetedir.
(bkz: radikal oku entel ol)*
Türkiye Cumhuriyeti'ne getirilmek istenen sözde şeriaatın kaynağı olarak Osmanlı imparatorluğu'nu gören dikkat dağıtıcıların , kavram yozlaştırıcıların götten uydurma savlarıdır. Mevzu bahis Göktürkler filan olsa bir yere kadar. Önümüzde koskoca bir halifelik var ; eben yani radikal!
osmanlıda şeriat vardı diyerek şeriat isteyenlerin araştırması gereken konu.
recm olayı yok . kol kesme olayı sadece 4 kez gerekleşmiş sadece dört hırsız mı çıkmış imparatorlukmuydu yoksa.
şeriat ülkesi mi halifeliğin gelmesi şeriat devleti olması ile bağdaştırılamaz.
Şeriat islam Hukuku demektir. Direkt olarak şeriat denildiğin olumsuz bir kelime gibi anlaşılabiliyor ama aslına baktığımızda törelere ve halkın değerleriyle çatışmayan bir hukuktur.Başlıkta bir düzeltmeyle en doğru sonuca ulaşabiliriz " islam sadece şeriat devleti değildir "
Şeri; kitap' a göre yargılama yapılmasıdır. Kadı karar verirken Kitap'ı , orada yoksa Kitap'a göre şekillenen diğer islam hukuku kaynaklarını kullanırdı. Padişahın belirlediği kurallara göre değil.
Çoğu konuda şeri kurallara göre karar verirdi, bu yüzden evet şeriat Devletiydi.
Not: şeri kurallara göre karar verilmesi o zamana göre daha yerindeydi, en azından padişaha yani bir insana göre değişen kurallar ilkeler esas alınmaz.
Edit: imla.