Avusturya - macaristan ımparatorluğu ve cermenlik? Rus çarlığı ve rusluk?
Osmanlı 'nın topluma nüfuz ettiği zamanlarda insanların etnik kimlikleri değil daha çok mensup oldukları din önemliydi ancak yinede osmanlı devrin diğer devletlerine göre daha ılıman daha demokratik bir yaklaşım göstermiştir vatandaşlarına.
Türklük yoktu demekse çok boş bir iddiadır. Türkler vardı güçlü olanlarda bey sıfatıyla vali konumunda olabiliyordu. Ancak tabi bu güçlü türkler çok fazla değildi. Sebebide gayet mantıklı bir politikanın yürütülmesidir.
Avrupa da birçok hanedan el değiştirmiştir. Rus çarlığında osmanli daki vezir konumundaki şahıslar çeşitli oyunlarla hanedanı değiştirip yerine kendileri geçmiştir.
Osmanlı da türk aşiretlerinin dağıtılması parçalanması bir politikadır ve saray da devlet kademesinde devşirme diye tabir edilen adamların paşa veya vezir seçilmesi siyasi iktidarın tedbir amacıyla hareket etmesinden kaynaklıdır.
Örneğin soyca türk olup güçlü bir asirete sahip türk sarayda güçlü bir konuma gelseydi arkasındaki aşirete dayanarak hanedanı değiştirebilir devlet parcalanabilir veya komple dağılma durumuna düşebilirdi. Mısıra atanan devşirme paşa dahi buna cüret edebiliyorsa düşünün arkasında güçlü bir aile olan paşayı.
O sebeple osmanlı türk alerjisi olan bir devlet değildir. Zaten dönem milli duyguların değil dini duyguların ağır bastığı dönemlerdir.
Özellikle fatih'ten sonra Osmanlı'da Türkler anadoluda tutulur ve saraya sokulmazdı, enderun'lara alınmazlardı ve sanayi işletmeleri kurmalarına izin verilmezdi, Loncalara bile Türklerin girmesi yasaktı, Padişah Türklerden eş seçmez ve savaşlarda Türkler en ön cephede yer alırdı, tarım sektöründe ve madencilikte Türkler çalıştırılır devlet dairelerine alınmazlardı.
Bu durumda Osmanlı ve Türkler'in ilişkisi tek taraflı düşmanlık gözüküyor sanki.
başlığı ben açmıştım. ilk giriyi sildim. yayımlanmayı bekleyen bir makalem var. makalenin yayımından bir sonraki ay buraya da atacağım.
yalnızca iki makalesini şimdilik buraya bırakıyorum:
Gerçekliği ilim adamlarınca tartışılmış bir konu da olsa, genel kabul itibariyle Osmanlılar Kayı boyuna mensup gösterilirler. Bunda Osmanlıların kendilerini öyle görmeleri en büyük etkendir.P. Wittek, Faruk Sümer gibi tarihçiler Kayılığı Osmanlıların sonraki dönemlerde iddia ettiğini söylese de Feridun Emecen bu kimliği kabullenmelerini gerektirecek bir durumun olmadığını ve Osmanlıların Kayı olduğunu söylemektedir(1) Bu görüşü savunmasında 15.-16. Yüzyıldaki sayım defterlerinde bölgede Kayı nüfusunun varlığı ve Kadı Burhaneddin ile Emir Temur’un Osmanlıları ‘’Kayıkçı’’ olarak aşağılamaları önemli etkenlerdendir. Osmanoğulları gerçekten Kayı boyuna mensup değillerse, Dede Korkut’un eserinde de(Dede Korkut hikâyelerinde de) hâkimiyetin Kayılara ait olduğu yönündeki inancı nedeniyle -ki bu inanç Türkmenler arasında da oldukça yaygındır- meşruiyet arama çabaları onları Kayı kimliğini kabullenmeye zorlamıştır. Aynı biçimde çoğu zaman Ertuğrul Gazi’nin babası olarak gösterilen Süleyman Şah da, Selçuklu Süleyman Şah’ı ile karışmıştır. Buna ilaveten Kılıçaslan’ın vefatı Türkler arasında büyük bir üzüntüye neden olduğundan, onun ölümü de dilden dile Türkmenler arasında anlatılagelmiştir. Bu anlatılardan ötürü, Kılıçaslan ile Ertuğrul Gazi’nin babasının ölüm nedenleri arasında da bir benzerlik kurmak mümkündür. (2) Hatta Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın Fırat nehri kıyısında atıyla boğulmasının, Ertuğrul Gazi’nin babası olduğu söylenen kişinin ölümü ile aynı olması da önemli noktadır. Bazı kaynaklarda ‘’Gündüz Alp’’ olarak geçen tarihi şahsiyeti, her ne biçimde olursa olsun Osmanlılar kabullenmişler ve onun mezarına ‘’Mezar-ı Türkî’’ yani ‘’Türk mezarı’’ adını takmışlardır.(3)
Osman Bey 13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başlangıcı itibariyle beylik alametleri bulundurmaya başlamıştır. Bu beylik alametlerinin tamamı Türk yönetim sistemi ve islam ile bu yönetimin perçinlenmesinden meydana geliyordu. Türk yönetim sisteminde, bir hanedanın halk nezdinde yönetmesi ancak Tanrı tarafından verilen kut ile kazanılmaktaydı. Aksi takdirde yönetimleri meşru sayılmazdı. Önceki yazılarımızda da Timur’un soylu olmadığı için hakan ya da sultan unvanları yerine Emir yahut(ve)Köregen lakaplarını taşıdığını söylemiştik. Bu hâkimiyet arayışları kimi zaman Oğuznamelerin değiştirilmesiyse tesis edilmeye çalışılmış, kimi zaman da rüya ve keramet yoluyla anlatılagelmiştir.
bilgi diye yazıyorum... carlamayın hemen aq. hanedanlığı yazıyorum, devleti değil!
36 padişahın 35 inin annesi türk değil. genetik olarak bu kadar kuşak sonra vahdettinin genetik olarak türklüğü bilimsel olarak tahminen %0.06
ufku aydınlatacak bilgi...
1'inci Padişah Osman Gazi (Karısı Moğol soylu Bâlâ Hatun)
2'nci Padişah Orhan Gazi'nin annesi Moğol Bâlâ Hatun.
3'üncü Padişah Birinci Murat'ın annesi Rum Horofira (Nilüfer Hatun)
4'üncü Padişah Yıldırım Bayezid'in annesi Bulgar Maria (Gülçiçek Hatun)
5'inci Padişah Mehmet Çelebi'nin annesi Bulgar Prensesi Olga.
6'ncı Padişah ikinci Murat'ın annesi Veronika (Bir iddiaya göre Dulkadir Bey'in kızı Emine)
7'nci Padişah Fatih Sultan Mehmet'in annesi Osmanlı tarihçilerine göre Çandaroğlu Tacettin Bey'in kızı Hüma Hatun, yabancı tarihçilere göre Sırp Kralı Brankoviç'in kızı Prenses Despina (Mara Hatun).
8'inci Padişah ikinci Bayezid'ın annesi Rum Kornelya (Zağanos Paşa'nın kızı)
9'uncu Padişah Yavuz Sultan Selim'in annesi Beti adlı cariye (Bülbül Hatun)
10'uncu Padişah Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Polonya Yahudisi Helga (Hafsa Sultan)
11'inci Padişah ikinci Selim'in annesi Rus kızı Roksalan (Hürrem Sultan)
12'nci Padişah Üçüncü Murat'ın annesi Yahudi Raşel (Nurbanu Sultan)
13'üncü Padişah Üçüncü Mehmet'in annesi Venedikli Bafo (Safiye Sultan)
14'üncü Padişah Birinci Ahmet'in annesi Yunanlı Helen (Handan Sultan)
15'inci Padişah Birinci Mustafa'nın annesi ispanyol Violetta (Mahpeyker Sultan)
16'ncı Padişah ikinci Osman'ın annesi Rum kızı Evdoksiya (Mahfiruz Sultan)
17'nci Padişah Dördüncü Murat'ın annesi Rum Anastrasya (Kösem Sultan)
18'inci Padişah Deli ibrahim'in annesi Rum Anastasya (Kösem Sultan)
19'uncu Padişah Avcı Mehmet'in annesi Rus kızı Nadya (Turhan Sultan)
20'nci Padişah ikinci Süleyman'ın annesi Sırp kızı Katrin (Dilaşup Sultan)
21'inci Padişah ikinci Ahmet'in annesi Yahudi kızı Eva (Hatice Muazzez Sultan)
22'nci Padişah ikinci Mustafa'nın annesi Rum kızı Evemia (Emetullah Gülnuş Sultan)
23'üncü Padişah Üçüncü Ahmet'in annesi Rum Evemia (Gülnuş Sultan)
24'üncü Padişah Birinci Mahmut'un annesi Rum kızı Aleksandra (Saliha Sultan)
25'inci Padişah Üçüncü Osman'ın annesi Sırp kızı Mari (Şehsuvar Sultan)
26'ncı Padişah Üçüncü Mustafa'nın annesi Fransız kızı Janet (Mihrişah Sultan)
27'nci Padişah Birinci Abdülhamit'in annesi Fransız cariye ida (Rabia Sultan)
28'inci Padişah Üçüncü Selim'in annesi Cenevizli Agnes (II.Mihrişah Sultan)
29'uncu Padişah Dördüncü Mustafa'nın annesi Bulgar Sonya (Ayşe Sultan)
30'uncu Padişah ikinci Mahmut'un annesi Fransız Nache de la Bazari (Nakşidil Sultan)
31'inci Padişah Abdülmecit'in annesi Rus Yahudisi Suzi (Bezmialem Sultan)
32'nci Padişah Abdülaziz'in annesi Megrelli Gürcü Besime (Pertevniyal Sultan)
33'üncü Padişah Beşinci Murat'ın annesi Fransız Vilma (Sevkefza Sultan)
34'üncü Padişah ikinci Abdülhamit'in annesi Rusyalı Ermeni Virjin (Trimüjgan Sultan)
35'inci Padişah Mehmet Reşat'ın annesi Rum kızı Karolin (Gülcemal Hatun)
36'ncı ve son Padişah Vahdettin'in annesi ingiliz Henriet (Gülûstu Hatun) * * *
osmanlı devleti ile osmanlının sonunu getiren kelimenin aynı cümle içerisinde kullanılması. milliyetçilik akımının yayılması sebebiyle osmanlı devleti zarar görmemek için osmanlıcılık diye bir görüş attı ortaya fakat bu çözüm arayışı milliyetçilik akımı karşısında ezilerek devlet çökme sürecine girmiş oldu.
Bir kısmın Osmanlı'nın türk oldugunda bir kısmında olmadığında inat ettigi mevzu. yıl olmuş 2013 bunu önemseyen insanlar var, ah nolurdu bunlardan biride ben olsaydım, şu varoluş bunalımı denen melanetle mücadele edeceğime oturur atillanın ırkını filan düşünürdüm, ne güzel dünya la.
-Osmanlı türkmüş ya la
-ee napam?
Türk devletlerini yöneten hükümdarlar tarih boyunca han, hakan, kağan, başbuğ, hatun gibi unvanlar kullanmışlardır.
Sadece bu bilgilden bile yola çıkarak, osmanlı padişahları ne zaman han unvanını bırakmışlarsa, o zamandan sonra türklüğünü yitirmişlerdir. Osmanlılar türk devletlerindeki unvanları red edip, arap ve fars unvanlarını alarak zaten türklüğü red etmişlerdir.
Ayrıca olaya ırki anlamda bakacak olursak, osmanlı padişahlarının annelerini tek tek inceleyiniz. içlerinde sadece bir kaç tanesi türktür, diğer hepsi gavur dünyasındandır, hatta yahudi annesi olan padişah bile vardır.
Bir insanın musevi olması için annesinin yahudi olması gereklidir. Bunu biliyorsunuzdur.