tüm padişahların annelerinin yabancı kökenli olmasından ötürü, gayet de doğru önermedir. din dil baskısı yapılmamıştır, etnik köken baskısı yapılmamıştır, çok milletli değişik bir devletti osmanlı, ha iyi mi ettiler bilemem, ama sömürgeci devletler gibi dillerini ve dinlerini empoze etme yolunu seçselerdi hala var olurlardı bence.
tarih bilmeyenlerin, ya da niyeti bozukların, ispatı mümkün olmayan iddiasıdır.
madde 18.- tebaai osmaniyenin hidematı devlette istihdam olunmak için devletin lisanı resmisi olan türkçeyi bilmeleri şarttır. (1876-kanuni esasi)
Bu madde II. meşrutiyetle de korunmuştur ve günümüzde de korunmaktadır.
osmanlı amerika'ymış.. osmanlı hiç kimsenin çoluğunu çocuğunu katletmedi. zalimlere destek çıkmadı. kendinden yardım isteyen her ülkeye, her azınlığa yardım etti. ingiltere'ye 3. murad'ın yazdığı mektuba bakın. padişahların mektuplarına bakın. yahudileri aldı, şimdiki bölgelerine yerleştirdi. yoksa ispanyollar onları katledecekdi. "ya hristiyan olursunuz, ya ölürsünüz" diyorlardı. amerika'yla birmiş. osmanlı herkese eşit davrandı. şu yabancı seyyahların yazmış olduklarını okusaydınız böyle demezdiniz.
osmanlı bünyesinde en fazla etnik unsuru bir arada bulunduran devletlerden biridir ve devlet hizmetinde, bürokraside ve askeriyede önemli görevlerde bulunanlara bakıldığında devşirme kökenli olanların sayısı azımsanamayacak kadar fazladır lakin osmanlı son dönemleri hariç milli ve manevi değerlerinden ödün vermemiştir bu bakımdan türk olup olmadığını tartışmak yersizdir fakat illa ki cevap vermek icap ederse türk'tür ama bilindiği üzere ırkçı politika izleyen bir devlet değildir.
sonucta büyük padişahların da analarından rus ve türevleri olanlar çoktu. katıksız türk olmayan şehzadeler çoktur. ve nesil nesil yabancı kan artmıştır. (bkz: hürrem sultan)
bir insan doğarken hangi devlete mensup olarak doğacağını seçemez değilmi? e güzel kardeşim kendi seçemediğin bir meziyetin için neden övünmelisin, yada yerilmelisin, allah katında üstünlük takva iledir, seni öbür dünyada "türkler şu tarafa ingilizler bu tarafa" diye ayırmayacaklar, yanlış yoldasınız, anlamıyorsunuz, göremiyorsunuz,
sen "ne mutlu türküm diyene" diye gezersen ortalıkta, bir başkası da "ben almanım ne mutlu almanım diyene" der ve bunu demeye hakkı vardır,
yani; "ırkçılık dehşetli bir hastalıktır" toplumları ırkçılıkla bir arada tutamazsınız, çimentosu ırkçılık olan toplum yıkılır, mozaik olmak gerekir ve o mozaiği ırkçılık çimentosuyla bir arada tutamazsınız, ve o güzel görüntüyü ortaya çıkaramazsınız.
ceddimiz bunu biliyordu, diğer müslüman ülkeleri bir arada tutar abilik yaparlardı, ne zamanki ırkçılık hastalığı aramıza nüfuz etti ayrıştık dağıldık bölündük, parça parça, sersefil olduk,
bizim ve diğer müslüman ülkelerin içinde bulunduğu durumla alakalı 6 hastalık teşhis etmiş üstad, hutbe-i şamiyede reçetelerini yazmıştır, dikkat edin yazdığı sene 1910.
doğru bir önermedir. nitekim imparatorluğun anlamına bakarsak şöyle bir tanım görürüz: Kendi topraklarında oturan çeşitli milletleri egemenliği altında toplayan devlet biçimi. yani çok milletli. dolayısıyla evet değildir. osmanlıosmanlı'dır. bugün amerika'nın amerika olduğu gibi.
zaten anadolu'lu olup da beş kuşak ötesini bilemeyenler ben türküm diyebilirler tabi ki. ama bu onların türk olduğunu göstermez. belki hititsin, belki lidyalı, belki rum... ama önemli olan hissettiğindir. o yüzden atam ne demiş: ne mutlu türküm diyene!
(bkz: mehmet fuat köprülü) nün (bkz: osmanlı devletinin kuruluşu) adlı kitabı. kuruluş hakkında yabancı ve yerli görüşleri, tezleri değerlendirdiği aydınlatıcı bir kitap. fuat köprülü yabancı tarihçilerin osmanlı rumlarla kaynaşmış ve osmanlı ırkı gibi bir ırk ortaya çıkmış tezini çürütmüştür. bir ayar verilmiştir bu düşüncedeki insanlara.
az bilinen doğrulardandır. yahudileri, ermenileri, rumları el üstünde tutan osmanlı yoksul türk köylüsünü ise cephelerden cephelere sürecek bir asker deposu olarak görmüştür. hıristiyan ve yahudi azınlıklar osmanlı sayesinde zenginleşirken türk köylüsü savaşlarda tel tel dökülmüş, imparatorluk topraklarını büyütmüştür.
osmanlı ya türk değil demek yanlıştır zira osmanlıda türk teba kurucu olmasına karşın zaman içerisinde saraydan kopmuş ve yönetici vasfısını kaybetmişdir. Osmanlı impartorluğu idari teşkilatı türk kimliğini yerme ve aşşağılama yoluna gitmesi "osmanlı aslında turk değildi" gibi guduk saplamalara neden olmaktadır. Osmanlı turk teba icerisindeki yogun alevi nufusdan dolayı turkleri ellerinden geldigince idari teskılat dısında tutmuslardır. Osmanlıda ki bu türk dusmanlıgı gerileme devrinde hat safhaya cıkmıs hatta alevilere karsı uzun zamandan beri yogun olarak yapılan baskı ve zulumlerle yetinilmemis "turk" kelimesi hakaret anlamında dahi kullanılmıstır.
Nitekim onca asırda sadaret makamına gelen Türklerin sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır.
Fuzuli: "Gökten insen sana yer yok/ Yürü var gel, ya Arap tan ya Acem den.." diye boşuna yakınmamıstır.
Ahmet Vefik Paşa Bursa valiliği sırasında esnafı geziyormuş. Bursa malum, fazlasıyla göç alan bir kent. Kime sorduysa Rum, Ermeni, Arap, Arnavut, Çerkes, Gürcü çıkıyor. ilerde süklüm püklüm duran birine yaklaşıp:
"Sen?" diye sormuş paşa; Adam utana sıkıla "Ben Türküm" deyince sevinmiş, "Öyle mi bak ben de Türküm" demiş.. Muhatabının eğilip bükülmesinin devam ettiğini görünce cesaretlendirmek için, "Yahu ne var bunda utanacak, padişah da Türk" deyince dayanamamış adam:
"Estağfurullah Paşam."
Osmanlıda ki bu türk duşmanlıgının evveli de var tabiki.
Hem de şimdiki gibi Türklüğü aşağılamak falan ne kelime, hem tek siyasi otorite hem halife olan 4. Murad'ın saltanat yıllarında yaşamış olan şair Nefi'nin Siham-ı Kaza; adıyla çıkardığı hiciv mecmuasında (bunun elle çoğaltıldığını söylememe gerek yok sanırım) dillendirdiği eleştirilerin ve kullandığı üslubun değil aynısının zerresinin dahi bugünün şair ve yazarlarınca kaleme alınabileceğini sanmam.
Katline sebep olan 4. Muradı doğrudan hedef alan son şiiri şudur:
"Sahibi hilafet
Oldu dev afet
Kuzgun kıyafet
Anlar da bunda
Nefi vefadır
Şiiriyle nadir
Ol puşt-ı kâfir
Onlar da bunda;"
Osmanlı da varolan bu turk ve turkluk kavramlarına olan dusmanlıgı gunumuz osmanlı dalkavukları, gecmısın yalakalarını dikkatle inceleyerekte gozlemleyebilirsiniz.
bizans* ne kadar yunanlıysa, osmanlı da tam olarak o kadar türk'tür.
ingiltere kralının* ingilizceyi yarım yamalak bildiği, alman imparatorunun* ancak atıyla almanca konuştuğu, isveç kralının* isveçlilikle ilgisinin olmadığı, safi alman bir kadının* rusya'ya çariçe olduğu bir dünyada osmanlı padişahları gayet türk sayılabilir. en azından ortaçağ standartlarına göre.
Osmanlı hanedanı türk olmasa Türkleri de genel manada yönetici sınıfın içine rahatlıkla sokardı. Lakin bunu yapmaması iktidarı paylaşma yetkisi olan diğer türkleri baskılama yoluna gitmezlerdi.
Ha tabi bugünkü ulus devlet anlayışıyla olayları değerlendirilirse osmanlı Türk çıkmaz, çıkamaz da.
Lakin atatürk'e bile arnavut diyebilecek kişilerin bu ayrımı idrak etmesi zordur.
Atatürk'e arnavut diyecekler kendi analarının kimlerle çiftleştiğini, kaç kişiyle çiftleştiğini de açıklamaları lazımdır ki
soylarını soplarını belli etsinler samimiyetlerini göstersinler.
kuruluşları Oğuz türkçülüğü ile olmuştur. çok keskin ve belirgin türk gelenekleri ve kuralları vardır. şamanistlik kalıntıları kültürlerinde çok belirgindir. osman gaziden sonra devşirmeler * ve fetih nedeniyle islamcılığa kaymış, hristiyanlar çoğaldıkça osmanlıcılık başlamış. devlet yıkılmaya yüz tutuncada türkçülük ve turancılık başlamıştır. türkiye cumhuriyetini kuran liderlerin hemem hemem hepsi türkçü ve turancıdır.
isimlere bakarsanız görürsünüz.
kuruluş yıllarında, gündüz alp, savcı, gök alp, sarkuk alp, akçakoca, ertuğrul, gündüzalp, korkut, sungur alp, turgut, kutalmış, orhan,
son yıllarında , abdülhamit, abdüllaziz, abdülmecid, , mehmed reşad, mehmed vahideddin
osmanli osmanli'da olsa balkanlarda biraktiklari eserler türk olarak adlandirilmaktadir. macaristanda kimse osmanli camisi demez mesela, török templom der. sehirde ki hamamlara türk hamami derler. sen ne kadar osmanli türk degil desen de, sen türk oldugun icin osmanli eserlerinin mirascisi görülürsün.
ancak kurtuluş savaşı zamanındaki insanların da kendilerinin ne olduğunu bilmemesi ile açıklanabilecek durum. bu topraklarda yaşayanlar katılmış bu savaşa, bu insanlar kazanmış savaşı, bu insanlar kurmuş türkiyeyi.
yok bu insanlar "türk" değildi de yanlışlıkla mı türk sanıyorlardı kendilerini, oğullara soy hakkında yanlış bilgi vermek eski bir osmanlı geleneği miydi?
benim gibi geri dönen muacirler dahil, bu topraklarda yaşayıp kurtuluş savaşına katılan ve hayatlarına "osmanlı devleti"i oluşturarak başlamış insanlar kurdu Türkiyeyi.
böyle saçma bir tartışma olabilir mi.