osmanlı nın boş beleş bir ülke olduğu gerçeği

entry18 galeri0
    1.
  1. 700 yıl hüküm sürmüş, üç kıtada topraklar kazanmış osmanlı imparatorluğunun saçma sapan bir ülke olduğu gerçeğidir.
    nedelerine gelince;
    1-osmnalı padişahlarının hicbirinin annesi türk değildi bu da demek oluyorki nesil atladıkça osmanlı padişahlarının türk kökenli olmadıkları
    2-savaşlarda en ön saflarda yer alan yeniçerilerin fethedilen sırp kökenli çocukların devşirilmesiyle oluşturulması
    yani ordu türk kökenli değildi
    3-osmanlıda arap kökenlilerin peygamber soyundan geliyor denerek askerlik yaptırılmaması birçok alanda özel haklara tabi tutulmaları
    4-kendi çıkarlarını halkını ve geleceğini düşünmeyip herşeyi bir kenara brakarak tüm politikanın halifeliğe adanıp islamın yaylması ve korunmasıyla ilgilenilmesi
    5-padişahların babaları öz kardeşleri dahil Sadece tek bir padişah'ın on altı erkek çocuğu boğdurulmuştu üstelik babaları padişahken.Böyle bir vahşet uyduruk firavun masallarında bile konulamamışken vahşetin hayal ötesi yaşanıyordu Osmanlı gerçeğinde.
    6-altı yüz yıl hükümran oldukaları coğrafya da insanlığa hiç bir katkıları olmamıştı.Dahası o coğrayanın eskiden kalan bütün mamur eserlerini yıkıp yok etmişler bir kısmının üzerine Arabice yazıtlar ekleyerek güya sahiplenmişlerdi.Bizans'ın devlet sembolü olan çift başlı kartal figürü olan eserlerin gerçek tarihi hala gizleniyor.
    7-kılıç kalkan savaşlarında çok başarılı olan osmanlı ne zamanki savaştada teknolojiye geçilmiş silahlar toplar tüfekler icat edilmiş hemen gerileme dönemine girmiştir zeka değil kas gücü iş yapıyordu
    8-son olarak günümüze gelirsek osmanlı topraklarının şuanki durumlarına bakarsak hepsi iç savasların geri kalmışlığın içindedir osmanlının elinin değmediği avrupa ülkeleri refah içindeyken osmanlının bulaştığı bulgarlar yunanlar yugoslav ülkeleri avrupanın en geri kalmış ülkeleridir.
    osmanlının bulaştığı kafkaslar ortadoğu ve kuzey afrika ülkeleri hala kendilerini toparlayamamıştır
    13 ...
  2. 2.
  3. onları osmanlı yapan kanları değil ruhlarıydı.
    5 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. böyle düşünenin moron olduğu gerçeğini değistirmez.
    3 ...
  7. 5.
  8. tarihe bugünün paradigmaları o zaman da aynen geçerliymiş ve tamamen ona göre hareket ediliyormuş/edilmeliymiş gibi ve sadece kendi önyargılarımızla bakınca oluşan bir problemli zan.

    (bkz: osmanlı devleti nin uzun sürmesinin kritiği)
    0 ...
  9. 6.
  10. soyu kökü türk olmayan herşey ve herkes boş beleştir, tu kakadır, işe yaramazdır düşüncesinden kaynaklı bir sav. neyse osmanlı ülke de değil zaten, imparatorluk.
    0 ...
  11. 7.
  12. 8.
  13. şayet ortada bir gerçek varsa oda osmanlı'nın sayılan 8 antin kuntin nedenle boş beleş insanlar tarafından boş beleş olarak addedilmiş olduğu gerçeğidir. sayılan maddelerin yarısının ırk ve neseple ilgili olması çok ayrı bir vaka gerçekten . bu yaşa gelip birşey okumamış öğrenmemiş adama bu saatten sonra tarihte öğretilmez ki şimdi kardeşim . ben böyle saçma gerekçelerle tez oluşturmaya kalkan birine tutupta tezlerinin ne kadar yalan yanlış ve saçma olduğunu anlatmaktan hicap ederim gerçekten .

    o yüzden bsgçk .
    2 ...
  14. 9.
  15. tarih biliminin(objektif/evrensel) ortaçağ ile ilgili verilerinde en önemli argümanlardan biri olarak osmanlıyı sunması, tespiti geçersiz kılıyor.

    elbette bu demek değildir ki osmanlı tam anlamıyla muhteşem bir imparatorluktu, hep iyi şeyler yaptı.ancak evrensel anlamda çağ değiştirebilen bir imparatorluktan boşbeleş şeklinde bahsetmek pek mantıklı ve sağlıklı görünmüyor.

    eleştirilebilir, eksiklikleri ortaya konulabilir.üstelik eleştirirken çok acımasızca yaklaşılabilir.ancak ne olursa olsun 600 yıllık serüveninin 200 yıl kadar uzun bir döneminde çok büyük bir alanda egemen olmuş bir imparatorluk boşbeleş değildir.

    ayrıca, tarih sahnesine çıktığı 13. yüzyılın sonu ve tarih sahnesinden silindiği 20. yüzyılın başı arasındaki dönemi de doğru tahlil etmek gerekir değerlendirme yaparken.özellikle de 15-17.yüzyıl arasındaki atılımı sırasında ayyuka çıkan vahşeti, o günün koşullarından bağımsız olarak değerlendirmek bilimsellikten çok uzaktır.

    şöyle ki;

    abd başkanları içindeki en demokrat ve humanist olan abraham lincoln "beyaz kardeşlerimiz ve zenci kuzenlerimiz" şeklinde bir cümle sarfetmiş, ancak bu, lincolnün demokrasi fikrini en fazla önplanda tutmuş abd başkanı olmasını engellememiştir.zira bu cümleyi kurduğu zaman diliminin koşullarına göre bir değerlendirme yapılmıştır.
    1 ...
  16. 10.
  17. hayal ürünüdür.
    öncelikle ' gerçek ' kelimesinin anlamını bilmiyorsun.
    şu an oturduğun sandalye gerçektir ama o sandalye senin götünün altındadır doğru, kapının önündedir doğru, o sandalye tavanın aşağısındadır o da doğru.
    kelimelerin anlamları olayını anlamadığın 'gerçek '.
    yazı tutarsızlıklarla dolu. bu da gerçek.
    yazının girişinde 700 yıl , altıncı maddede ise 600 yıl demişsin. kafası güzel derler adama.
    yazı kelime hatalarıyla dolu, sanırım osmanlı tarihi okumaktan lise dilbilgisi derlerine çalışmaya ve yazım kılavuzuna bakmaya fırsat bulamadık.

    klavye ile yazı yazmayı öğrenmen henüz 3 günlük bir olayken yüzlerce yıl üç kıtada ama öyle ama böyle hüküm süren bir devlete çamur atmaya kalkman ironik.

    aşağıdaki başlıkları vaktiyle açıp bize bkz verme şansı veren yazar arkadaşlara teşekkür ediyorum.

    (bkz: başlık sıçan yavşak yazar)
    (bkz: başlık sıçmak moda olmuş)
    (bkz: bir fanatizm göstergesi olarak başlık sıçmak)
    (bkz: başlık sıçmak yasaklansın)
    (bkz: can havliyle başlık sıçmak)
    (bkz: bir hobi olarak başlık sıçmak)
    (bkz: can sıkıntısından başlık sıçmak)
    (bkz: çatır çatır başlık sıçmak)
    (bkz: ishal ishal başlık sıçmak)
    (bkz: öyle bir başlık sıçmak ki litosferi delmek)
    (bkz: sıçarken başlık sıçmak)
    (bkz: tespit yapacağım diye başlık sıçmak)
    (bkz: ulu orta başlık sıçmak)
    (bkz: yine yeni yeniden başlık sıçmak)
    3 ...
  18. 11.
  19. 12.
  20. ayrıca yiğidi öldür hakkını ver deyiminin anlam kazandığı tespittir.

    mesela; mozartın yazdığı rondo alla turca ve beethowenin türk marşı kaynak olarak osmanlıyı ve mehteranı almıştır.

    yine osmanlı dönemi sanat adamlarından, mevlana, yunus emre, karacaoğlan, köroğlu, tapduk emre, dadaloğlu, pir sultan abdal gibi isimler, örnek verilebilir.

    tabi eğer osmanlıyı salt bir devlet yöneticileri to5pluluğu olarak algılamıyorsanız.eğer sadece devlet yöneticileri olarak değerlendirme yapıyorsanız, o zaman, tarihte var olmuş ve hala var olan devletlerin, krallıkların, imparatorlukların hemen hepsi "boş beleş" tir.
    0 ...
  21. 13.
  22. osmanlı bir ülke değildi, bir imaparatorluktu..
    asıl sen boş beleş bir insanımsısın dedirip insanı sövdüren önerme..
    sahi yaa bu adamlar bu kadar iğrenç olmak için ekstra bi çaba sarfediyolar mı, anlaşılamadı gitti..
    1 ...
  23. 13.
  24. (bkz: osmanlının boş beleş ülke olmadığı gerçeği).

    Edit: osmanlıyı anlayamadan osmanlıyı anlatmak..ne cahilce bir hareket. bu araç kullanmayı bilmeden trafiğe çıkmak gibidir. vites topuzuna uzun uzun bakarsın bu ne diye.

    ama sormak lazım.öğrenmek lazım. yoksa o vites topuzunun işlevleri saymakla bitmez. hem oturduğun yerede çok yakın. değil mi.
    0 ...
  25. 14.
  26. gelişmişliğin belli bir bedeli vardır,
    ancak geçmişinden utanmamanın bedeli ölçülemez.
    0 ...
  27. 15.
  28. böyle düşünüpte, ortaya çıkıp '' ben düşünebiliyorum'' nidaları atıp kendine güldüren hızlı gençleri seviyorum. tanıma gelelim; tamamen gerçek olmayan gerçektir. osmanlı'nın kıçını yalayan iran şahı ismailleri, bir tek fermanla fransada yasaklatılan tangoyu, yavuzun önüne gelip diz çöken rus çarını iyice bir araştırmak lazım ki bunlar belgelerle sabit olaylardır rivayet değil.
    0 ...
  29. 16.
  30. efendim bir saçmalardan seçmeler bölümüne daha hoş geldiniz bugünku konumuz devlet-i efsel-i safilin olan osmanlı'yı tetkik etmek olacak!

    "1-osmnalı padişahlarının hicbirinin annesi türk değildi bu da demek oluyorki nesil atladıkça osmanlı padişahlarının türk kökenli olmadıkları"
    [türklük derken ne kastediliyor aceba.. 35863 kere bu kavramların bugünkü kastedildiği gibi olmadığını oluşum itibari ile milliyetçi hareketler ve 1789'a gittiğini defalarca belirttik. bunu da millet kelimesi ve içkin olan anlamlar ile ifade ettik[millet kelimesi her zaman dini bir varoluşa atıfta bulunur. "ulus"anlamını ise 20.yy başında elde etmiş ve arapçaya da bu anlamı ihraç etmiştir]. bu arada burada türk fikrinin ele alınışı "faşizan bir süreç" olarak temellendirilmiş, primordial bir bakış açısı ile klasik ergen milliyetçiliği yapılmıştir. osmanlı'nın yörüklerden yavaş yavaş el çekip multi nasyonel bir ordu yaratması ki sınır boylarında hakim olunmayan türkmenler ile çandarlı gibi aristokrasilerin yok edilmesi amacıyla oluşturulmuştur. osmanlı tarihini iyi bilenler bu aristokratlaşma ve iktidar sabitliğinin[köprülü dönemi dışında] pek vaki olmadığını bilirler.

    2-savaşlarda en ön saflarda yer alan yeniçerilerin fethedilen sırp kökenli çocukların devşirilmesiyle oluşturulması yani ordu türk kökenli değildi

    [avrupa'da algılanan türk imgesi daha çok türk=müslüman imgesidir. yaşanan dönemde ideolojiler ve hakim olan islam dünyasındaki zeitgeist bağlamında değerlendirilmelidir. ümmetçiliğin, hanedanların hakim olduğu bir toplum ve tarihte devşirmeleri ayrı bir kefeye koyup da "bunlar türk değildi mk" demek yanlıştır. müslüman olmuşsan bir noktada "türk" olmuşsundur. toplumsal olarak öncelik milliyette değildir.

    3-osmanlıda arap kökenlilerin peygamber soyundan geliyor denerek askerlik yaptırılmaması birçok alanda özel haklara tabi tutulmaları

    [iddia edilen olgu aslına bakarsan osmanlı'nın hemen hemen hiç bir döneminde yer almamıştır. sadece şunu iddia edebiliriz ki osmanlı'da hakim olan kültür dili fars dili olduğu için Iran'dan gelenelere karşı hükümdarların patronajlarını göstermeleri söz konusu olmuştur. tabi bu da beraberinde osmanlı san'at adamlarının tepkisini çekmiştir. lakin fars'a uygulanan bir şüpheli bakış da söz konusudur. bundan fuzuli çok çekmiştir. Araplar hiç bir şekilde ayrıcalıklı olarak ele alınmamıştır; ii.Abdülhamit döneminde arap aşiret çocuklarına açılan özel okul ya da onlara yapılan kolaylıklar onları elde tutma amaçlı yapılmışlardır. hatta hatta dini basamaklarda bile araplarn hemen hemen hiç söz payları yoktur. genel itibari ile dini aristokrasiyi türkler oluşturmuştur. askerlik yaptırma ya da yaptırmama kölelik bağlamında ele alındığı zaman müslüman herhangi bir toplumun köle olarak alınması zaten yasaktır; konu ile alakalı olarak bosna bir istisnadır. çünkü en iyi devşirmeler oradan çıkar[müslüman olduktan sonra bile].

    4-kendi çıkarlarını halkını ve geleceğini düşünmeyip herşeyi bir kenara brakarak tüm politikanın halifeliğe adanıp islamın yaylması ve korunmasıyla ilgilenilmesi

    [bu harabat-ı önerme'ye dair olarak "hilafet kavramı" ve tartışmasının çetrefilli bir tartışma olduğunu ifade edeyim ve bu konuda da islam aleminde bizim bildiğimiz resmi tarihçiliğin aksine bir mütabakat yok. çünkü hülagü'nün bağdat'ı işgali ile son halife de tarih olmuştur. yani osmanlı padişahlarının halifelikleri bir noktada sembolik önemdedir realistik değil. bir ikinci nokta halifeliğin kim ile başlayıp başlamadığı sorunsalıdır. halife ünvanın fatih sultan mehmed de kullanmıştır. bir de"halkını ve geleceini düşünmeyip" yan cümlesi ile temellendirilen bir cümle-i sefil sözkonusu; biraz karşılaştırmalı batı tarihi okumak bu konuda bizi yeterince aydınlatabilir. ama sadece osmanlı'daki vakıfların görevleri bile az çk halkının refahını düşündüğünü gösterir. bir de gidin tarihteki devletlerin işleyişlerini, motivasyonlarını ve kitleleri nasıl yönlendirdiklerini inceleyin; ii.philip'in fransa ile savaşı ya da haçlı seferleri vs acaba hangi moticasyonlar ile yapıldı..

    5-padişahların babaları öz kardeşleri dahil sadece tek bir padişah'ın on altı erkek çocuğu boğdurulmuştu üstelik babaları padişahken.Böyle bir vahşet uyduruk firavun masallarında bile konulamamışken vahşetin hayal ötesi yaşanıyordu Osmanlı gerçeğinde.

    [bu önermeye karşı olarak daha beteri olduğunu yüzden fazla çocuğu olan padişah olduğunu ve çoğunun gözünün yaşına bakmadığını söyleyeyim. iktidar bireyi güce ulaşma yönünde kulanır ve atar. bu noktada yapmamız gereken ne? iktidarı mı temize çıkarmak[padişahlara sallayıp!] yoksa iktidara sallayıp padişahı mı temize çıakrtmak[kurumun kendisinden kaynaklanan yozlaşma ve çürümüşlükleri neden göstererek] ama yapılan hata bireylerin tikel davranışları üzerindne temellendirilen büyük çıkarımlar. bir devleti mahkum etmek ne kadar kolay, onu anlamak ne kadar zor!

    6-altı yüz yıl hükümran oldukaları coğrafya da insanlığa hiç bir katkıları olmamıştı.Dahası o coğrayanın eskiden kalan bütün mamur eserlerini yıkıp yok etmişler bir kısmının üzerine Arabice yazıtlar ekleyerek güya sahiplenmişlerdi.Bizans'ın devlet sembolü olan çift başlı kartal figürü olan eserlerin gerçek tarihi hala gizleniyor.

    [konu ile alakalı olarak çok fazla konuşmayacağım; şu örnekler yeterince aydınlatıcı. kreoller, pied-noir, portekiz angolası, ingiltere hindistanı, batavia, 25 milyonluk meksika nüfusunun ispanyol fatihlerin çabaları ile yıllar sonra 1 milyona düşmesi, cezayir savaşı, hollanda antilleri,- ya da konuyu edebi bir hiciv olarak edebileştiren voltaire'in candide romanındaki guyana'da şeker plantasyonlarında ölen bir kolu bir bacağı olmayan köle zenciler, atlantik köle ticareti, yeni zelanda'da soykırım uygulanan maoriler, avustralya'da aborjinler, goa'da portekizlerce kurulan engizisyon mahkemesi.. şimdi bu örneğini verdiğim envai çeşit kolonizasyon deneyimi ile osmanlı'nın hakim olduğu bölgeler arasında iyi bir karşılaştırma olanağı sağlar; osmanlı'nın hakim olduğu bölgede genel itibari ile batılıların uyguladığı tarz bir kolonizasyon ve kültürel emperyalizm sözkonusu değildir. osmanlı her zaman yerel yasalar ile uyumlu olarak fethettiği devlete uygulamıştır. örnekler rahatça görülebilir. ama bu osmanlı'yı ıralarda temize çıkarmaz. en azından alınan vergi bile sömürünün bir derecesini temsil eder. bir de somut örnek olması açısından cezayir'de fransız sömürgeciliği zamanında uzun yıllar boyunca arapça konuşmek ve yazmak yasaktı; bu deneyimin de sonu pek iyi biemedi. osmanlı ile karşılaştınırız..

    çift-başlı kartal'a gelince bu konuda açıkçası kendimi gülmemek için çok tuttum. öncelikle bunun anlamı bir ikiliği ifade eder. devlet ve din ya da doğu ve batı. devletim sembolü olması da devletin ve imparatorun bu ikisini elinde tuttuğunu ifade etmek içindir. tarihsel olarak çift başlı kartalın kullanımı bizans'dan çok çok öncelerine gider. öncelikle bunun kullanımını sümerliler ve hititliler gibi doğu toplumlarında[vurgulu] görmekteyiz. bizans'a da muhtemelen hititlerin kabartmalarından geçmiş olabilir. ama konu ile alakalı bu kadar kısa kestirip atammayız. aynı sembol hem ermeniler hem de persler tarafından da kullanılmıştır. ama asıl konumuzu oluşturması itibariyle osmanlı'ya geçişi ya da orada kullanımı selçuklular aracılığı ile olmuştur. tuğrul bey'in 1058'de musul'da doğunun ve batının hükümdarı olması hasebiyle çift başlı kartalı sembolleştirmiştir. götümüzden sallamayalım; okuyalım biraz.. ha bir de arabice diye bir dil falan varsa birisi bana açıklasın...

    7-kılıç kalkan savaşlarında çok başarılı olan osmanlı ne zamanki savaştada teknolojiye geçilmiş silahlar toplar tüfekler icat edilmiş hemen gerileme dönemine girmiştir zeka değil kas gücü iş yapıyordu

    [osmanlı kurulduktan yaklaşık 90 sene sonra ateşli silaları kullanmaya başlamıştır. ilk savaş da 1389 yılındaki kosova savaşıdır. zamana göre çok çok ileri top teknolojisini kullanmıştır. avrupa'ya da ateşli silahların gelişi ipek yolu vasıtası ile olmuştur. hatta rusça da "tüfek"e "tyufeyaki"derler. muhtemel olarak moğollardan geçmiş olabilir. onlar da yüksek ihtimal çin[ki bunun çıkış noktasıdır]den elde etmişlerdir. osmanlı'nın hakimiyet döneminin başlarında avrupa'nın en güçlü ve teknolojik olarak da en donanımlı devleti macar devletidir. osmanlı macarlardan elde ettiği topçuları da bu teknolojinin geliştirilmesinde kullanmıştır. istanbul'un fethinde kullanılan devasal toplar bunun en somut örneğidir. her ne kadar "delikli demir icad edildi mertlik bozuldu" dense de osmanlı ateşli silahlarda ifade ettiğimiz dönemler itibari ile donanımlı devletti. daha sonraki dönemlerde de bu hakimiyetini devam ettirdi. ama arkebüz gibi silahlara yeniçerilerin gösterdiği reaksiyonların sözkonusu olduğu vakidir. bunun için battal gazi serilerinde ya da ulubatlı hasan filmindeki 35 bizanslı'nın üzerine atlayan kılıç kalkanlı türk imgesi-tabi onları da anlıyorum silahların maliyeti fazla prodüksiyon maaliyetini arttırıyor!-ergen analizinin "cardinal point"i olsa gerek.

    8-son olarak günümüze gelirsek osmanlı topraklarının şuanki durumlarına bakarsak hepsi iç savasların geri kalmışlığın içindedir osmanlının elinin değmediği avrupa ülkeleri refah içindeyken osmanlının bulaştığı bulgarlar yunanlar yugoslav ülkeleri avrupanın en geri kalmış ülkeleridir. osmanlının bulaştığı kafkaslar ortadoğu ve kuzey afrika ülkeleri hala kendilerini toparlayamamıştır

    [bu ülkelerin geri kalmışlık nedeni sömürgecilik olmasın! osmanlı'dan sonra ortaya çıkan otorite boşluğu ya da Fransa'nın lübnan'da dürziler ve maruniler ya da envai çeşit etnik gruplar arasındaki dengeyi sağlayamamaları lübnan'ın tüm tarihine damgasını vurmuştur. osmanlı'dan sonra ifade ettiğin yerlere batının kirli eli değmiştir ve doğal tarihsel gelişimler[her ne kadar batıya uzak olsa da] engellenmiştir. tüm afrika'da olan da budur; bir ingiliz aydını bunu tarihin işleyişine hile karıştırmak şeklinde niteler. bulgarlar şeklinde ifade ettğin toplum 1944-1989 yılları arasında komünist parti tarafından yönetilmiş ve ülkenin içine sıçılmıştır; osmanlı tek suçlu da bu işini bilmeyen çavuşları hiç mi suçu yok! konu ile ilgili örnekler çoğaltılabilir.. ama zannımca bu kadarı yeter..

    (bkz: git önce terleyen bıyıklarını sil)
    3 ...
  31. 17.
© 2025 uludağ sözlük