osmanlının yıkılışının ardından, islam ülkelerinin bir çoğunda huzursuzluğun hakim olması durumudur. islam ülkelerinin yeniden bir süper güç devlet yetiştirmesi gerekliliği açıktır.
her ne kadar tipik bir mehterancı klişesi gibi dursa da, aslında doğru olan bir adet ifadedir. tıpkı anarşizmin bir ideoloji değil de bir durum olması gibi, bu da ideolojilerin ötesinde bazı anlamlar içerir. nitekim ortada kan vardır, çocukların kanı. ne olursa olsun, mehteran tarihçilik ya da bir başkası, bu çocukları kurtarmayı başaracaksa, uğurlar olsun.
Osmanlı imparatorluğunun, islamın bilim ve araştırma dini olmasını bilmesi ve benimsemesi Osmanlıyı ve islam'ı ayakta tutmuştur. (( Yıkılış dönemindeki osmanlı imparatorluğunu kastetmiyorum ozaman bu anlayışın yerini yobaz bir düşünce almıştı. )) Fakat 1990 yılından sonra dış güçlerin islam dinini dünyaya terörizm dini olarak tanıtmaya başlaması ve bunu gerçektende başarması sonucunda islam ülkelerine olan güven iyice azalmış ve islam aleminin huzuru iyice kaçmıştır.
--spoiler--
Osmanlı'nın hâkim olduğu diğer bir coğrafya ise, halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan Ortadoğu idi. Bu tarihten önce Moğol zulmü ve Fâtımî baskısı altında uzun yıllar geçiren Arap dünyası, Osmanlı bayrağı altında geçirdiği bu huzurlu asırlarını daha sonra hiçbir zaman yaşayamamıştır. Bugün önemli problemlerin yaşandığı Filistin, israil ve Lübnan, Osmanlı döneminde barış hâlinde yaşanan bölgeler idi. Bu yerler, sadece bölge insanlarının değil, dünyanın her tarafından gelen tüccarların rahatça ticaret yapabildiği, zengin bir ticaret merkezi vazifesini yüzyıllarca sürdürdü. Ortadoğu, tarihin hiçbir döneminde Osmanlı'nın hâkim olduğu dönem kadar, bir barış ve huzur dönemi yaşamadı. Osmanlı buralarda sadece âsâyiş ve huzuru temin etmekle kalmamış, dine ve Hz. Peygambere (sas) olan hürmetinden dolayı her yıl gönderdiği Sürre Alaylarıyla buralara büyük maddî yardımlar yapmış, kurduğu vakıflarla da bu hayırları devamlı kılmıştır.
--spoiler-- *
