"Hiç giysin yok, Çıplaksın, ama her zaman giysilerle ilgili korkular taşıyorsun. kaybedecEğin ne var? hiçbir şey. Bu bedeni ölüm alıp götürecek. onu ölüm alıp gitmeden önce onu aşka ver.sahip olduğun her şey senin elinden alınacak. neden onları kaybetmeden önce paylaşmayasın? bu onlara sahip olmanın tek yoludur. "
tesadüfen bulduğum bir kitabında rastladım bu cümlelere.kendisi mistik bir yazar.
kafası değişik çalışan bir adam.
herkes mevlana ve tasavvuf ile kıyaslamaya çalışıyor ancak bir alakası yok.
bir kitabında şöyle diyordu:
- tanrı yasaklı ağacı adem ve havva ya göstermemiş olsaydı, adem ve havva belki de binlerce ağacın içinden o yasak ağacı bulamayacaktı, cennetten de kovulmayacaktı.
inançlı biriyim ama cümle de gayet mantıklı geliyor kulağa. hem de gayet eğlenceli bir tespit.
osho kişisi, biraz da cem yılmaz ın guru lardan bahsederken söylediği, hepsi içimizde anlayışını temel alıyor.
şarkı söyleyip dans et! bu senin en büyük ibadetin. hangi tanrı kızar seni mutlu gördüğü için?
gönlünce iç! aklın ile arandaki perdeyi kaldır ve en samimi halinle tanrı ile konuş. ayıkken söyleyemediklerin sarhoşluğunda dökülecek ağzından.
mutluluk içimizde.
kişisel gelişim kitabı yazdığını sandığım için bir müddet önyargılı davranmıştım ama değilmiş. gayet de keyifle okunabilir.
-Yaşam sana ne getirirse kabul et. Ama kimsenin hakkını ve özgürlüğünü almasına izin verme.
-Kişinin egosu, bütün problemlerin, bütün savaşların, anlaşmazlıkların, kaynağıdır.
- Sevgi, egoyu yıkan tek eylemdir,Sevgi özgürlüktür.
-Mutlu olmak için neden bekleme, Sen mutlu ol, nedenlerin sana nasıl hızla geldiğini göreceksin.
-Umduğun, bulduğundan fazla ise; ya azla yetinmeyi bileceksin, ya da çekip gideceksin.
-ilgi enerjidir. Biri sana sevgi dolu bir şekilde baktığında, seni besler.
-Sadece şefkat iyileştiricidir, çünkü insanın içindeki tüm hastalıklar sevginin eksikliğinden kaynaklanır.
-Mutluyken söz verme,Üzgünken cevap verme,Öfkeliyken karar verme.
- Sevmek, sahip olmak ile ilgili değildir sevmek değer vermek ile ilgilidir.
-iyi insanlar nereye giderse cennet orası olur.
-Ayrılık kaçınılmaz bir sondur, kimse istemez ama gereklidir. Çünkü hayat olduğu gibidir; olması gerektiği gibi değil.
-Hiç kimsenin ilgisine ihtiyaç duymadığın gün olgunlaşırsın.
“Çocukluğumdan hatırlayabildiğim kadarıyla yalnızca tek bir oyun sevdim: Tartışmayı, her şey hakkında tartışmayı... Pek az yetişkin bana tahammül edebiliyordu; beni anlamaları söz konusu bile değildi. Okula gitmek hiç ilgimi çekmiyordu. Orası olabilecek en kötü yerdi. Sonunda gitmeye zorlandım, ama elimden geldiğince direndim, çünkü orada yalnızca benim ilgilendiğim şeylerle ilgilenmeyen çocuklar vardı ve ben de onların ilgilendikleri şeylerle ilgilenmiyordum. Bu yüzden hep grup dışı kaldım.”
Bhagwan Shree Rajneesh adıyla da bilinen 1932-1990 yılları arasında yaşamış,Hindistan doğumlu filozof. Sevgi konusunda şöyle bir söylemi mevcut:
''Hiç bir sevgi fırsatını kaçırma. Sokaklarda yürürken bile sevebilirsin. Kimseye bir şeyler vermen de gerekmez, sadece gülümse yeter. Onun bir maliyeti yoktur, içten bir gülümseme kalbini açar, kalbini daha canlı yapar. Birisinin elini tut - bir arkadaş ya da bir yabancı fark etmez. Doğru insanla karşılaşınca seveceğim diye bekleme. O zaman hiçbir zaman gelmeyecektir. Sevmeye devam et. Daha fazla sevdikçe doğru insanla karşılaşma için ihtimaller de artacaktır çünkü kalbin bir çiçek gibi açmaya başlayacaktır. Ve çiçekler açan bir kalp de, kendisine daha fazla arı, daha fazla sevgili çekecektir.''
''tetikte olmalısın; büyük insanlara karşı daha fazla tetikte olmalısın; seni mıknatıs gibi çekenlere karşı daha fazla tetikte olmalısın; seni etkisi altına alabilen, etkileyebilen ve değiştirebilenlere karşı daha fazla tetikte olmalısın; onlar senin saflığını bozabilirler. bunu ille de yapmak istediklerinden değil; hiçbir buda başka birini kendisi gibi yapmak istememiştir. bunu istediklerinden değil; ama kendi aptal zihnin onları taklit etmeye, başkasını ideali haline getirmeye ve diğeri gbi olmak için gayret etmeye çalışacaktır. insanın saflığının bozulması açısından başına gelebilecek en büyük şey budur.''
hiçbir geleneğe ait olmadığını açıklamış, “ben tamamıyla yepyeni bir dinsel bilinçliliğin başlangıcıyım” ve “lütfen beni geçmiş ile bağlantılandırmayın, onu anımsamaya bile değmez” demiş.
''Sen sadece kendin olarak kal... Diğer insanlar senin hakkında ne düşünüyorsa; bu onların düşüncesi ve senin ile hiç ilgisi yok... Sen sadece kendin ol, diğer insanlar için dünyaya gelmedin, kendi yaşamını yaşamak için buradasın...''