batının gözünde değişmez gerçeklikler(!) temelinde inşa edilen doğu ve doğuludur. edward said oryantalizm i sistemli bir biçimde incelemiş düşünürdür. kitabında geçen bir alıntıda şöyle yazar. 'düğün alayının önünde bir adam yürüyordu. daha sonra adam bağırsaklarını bir bıçakla dışarıya çıkararak bir tepsiye koydu' * yalnızca bu alıntı bile batılının doğuluya bakışını özetliyor. ayrıca said oryantalizmin temelinde 'doğuyu bilmek' olduğunu belirtmiştir. doğu hakkında batı tarafından edinilen bilgi hazinesi sayesinde batı doğu üzerinde mutlak üstünlük kurmuş ve doğuyu kendi emelleri doğrultusunda yönetme hakkını elde etmiştir. bu düşünce 18. ve 19. yüzyıl emperyalizminin batı nazarında meşruluk kazanmasını sağlamıştır.
oryantalizm günümüzde hala süre gelen ve etkinliğini kaybetmemiş bir düşünce sistemidir. günümüz dünyasında küreselleşme olgusuyla batı kültürü dünyanın en ücra köşelerine kadar yayılmaktadır. öyle ki doğu-batı kültürü arasında sıkışmış türkiye gibi ülkelerde sıradan halk doğulu kimliğini tasfiye etmek için uğraşmaktadır. nedeni yüzyıllardır oryantalizm akımı sayesinde süre gelen 'doğulunun alçak, cahil batılının medeni olduğu' düşüncesidir. bu gerçeklik zaman zaman batı teknolojisi sayesinde kültürünün de alındığı şeklinde düşünürlerce belirtilmiştir.
bunları göz önüne aldığımız zaman batılılaşmak işin kolayına kaçmaktır. asıl zor ve güzel olanı ise * batının kültürünü değil tekniğini ve özgür düşünce sistemini türk kültürü ile harmanlayarak ortaya yine türk kültürüne dayanan bir medeniyetin ortaya çıkarılmasıdır.
batının kendi kimliğini bulabilmesi için doğuyu ötekileştirmesidir. jacques derrida'ya göre bir şey yalnızca kendi karşıtı ile vardır yani beyaz olmadan siyahın ne olduğunu, kadın olmadan erkeğin ne olduğunu bilemeyiz. bu sebepten batı kültürü de ne olmadığını anlamaya çalışarak ne olduğunu belirleme çabası içine girmiş ve oryantalizm kavramını geliştirmiştir. oryantalizmin babası olarak bilinen edward said, oryantalist değil, oryantalizmi inceleyen bir düşünürdür, batının doğuyu neden böylesine vahşi, cahil ve aciz gördüğünü düşünür durur. ve sonunda yine derrida'nın "there is nothing out of the text" * düşüncesine bağlı kalarak zaten batı kültüründe doğup büyümüş ve batı otoritesi altında yaşamış kişilerin doğal olarak içinde bulundukları kültürden etkileneceklerini ve bu sebepten doğuya bir doğulu bakış açısı ile bakamayacaklarını belirtir. batılı doğuyu eksik ve aciz görüp yönlendirilmeden yaşayamayacağını düşünerek aslında sömürgecilik konusunda kendini teselli eder. yani biz doğuyu sömürüyoruz ama napalım onlar da bizsiz yaşayamazlar der ve kendini haklı çıkarmaya çalışır. said'e göre oryantalizm tamamıyle batının kendini bilmezliğinden ve bilmek istemesinden doğmuş bir akımdır. özetle insanın kendini bilmesi güzel bir şeydir.
sömürücünün, sömürge yapmak istediği ülkeye karşı beslediği kendince hoş hislerin geliştiği romantik bir süreçtir.
emperyalist ülkeyi maço erkeğe benzetirsek, onun gözünde doğu; elde edilmesi gereken alımlı bir kadına benzer. ona sahip olana değin dünyanın tüm nimetleri ayaklarının altına serilir lakin elde edildikten sonra dizini kırıp evinde oturması, çocuklarına analık etmesi, kocasına yemek pişirmesi ve her istediğinde altına yatması gerekecektir.
yakın ve uzak doğu toplum ve kültürleri, dilleri ve halklarının incelendiği batı kökenli ve batı merkezli araştırma alanlarının tümüne verilen ortak ad.
Batının sömürgeciliği meşrulaştırma yolu. Onlara göre doğulular kadercidir ve idarecilerine mutlak itaat gösterirler. Onları bu kayıtsızlıktan kurtaracak olan da batılılardır, çünkü doğulular sorgulamaktan aciz ve tembeldirler batı dünyasının gözünde. Amerikanın şimdi orta doğuya getirmek için didindiği "ileri demokrasi" fikri tohumlarını henüz 19.yy'da oryantalizm akımı ile atmıştır.
Konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayanların ilk duydukları andaki "acaba asenadan mı bahsediyor" bakışlarından dolayı her ortamda konuşulmaması gereken konudur.
Batı'nın Doğu'ya şekil verme, yeniden dizayn etme çabalarını ifade eden terimdir. Hep eleştirilmiştir.Genellikle olumsuz bir manada kullanılır. Kısacası Batı'lı yazarlar Doğu halkına: Siz cahilsiniz, bakın sizin dininiz, kültürünüz vs. böyle, siz bilmezsiniz bizden öğrenin. asıl amaç yozlaştırmak, başka bir şey değil.