- abi gel biraz öne geçelim burdan bişey görünmüyo.
+ olmaz olum saçmalama yav
-abi geçelim noolucak yer var hem orda bak.
+ olum olmaz dedim görmüyor musun orda orta sınıf var geçmeyelim.
- aa yoksa sende orta sinifin onune gecilmez korkusu mu var. çok yazık...
"evet, bu bir korku... ama kendi yaşam tarzını koruyamama korkusundan ziyade, toplumsal iktidarı kaybetme korkusu... 1998'deki bir yazımda şöyle yazmışım: "Çocukluğumdan beri okuldaki bütün hademeler, devlet dairelerindeki müstahdemler, devlet hastanelerindeki hastabakıcılar hem devlet memuru hem de başörtülüdür ama bunun mesele yapıldığını hiç hatırlamıyorum. peki şimdi neden mesele oluyor? Çünkü devletimiz onların okullarda hademe olmakla yetinmeyip bir de öğretmen olmaya kalkmalarını hazmedemiyor bir türlü. hastabakıcı oldukları sürece sorun yok. ama karşısında doktor olarak görmeye dayanamıyor. mahkeme kapısında mübaşir olabilirler. yeter ki, cübbe giyip yargıç olarak karşımıza dikilmesinler! köşedeki bakkal, pazarda köy yumurtası satan amca, kapımızdan geçen seyyar satıcı olmakla yetinmeyip holdingler, bankalar kurmalarını, gazete-dergi-tv patronu olmalarını kabullenemiyor. başörtülü ya da çember sakallının, devlet kapısındaki boynu bükük vatandaş olmaktan çıkıp devlete sızmaya (!) kalkışmasını hafsalası almıyor. büyüyen-gelişen türkiye'nin yeni resmidir bu ürkülen resim."
"peki burada orta sınıfın korkusunun anlamı ne diye sorulabilir; bence cevabı çok açık; tasfiye halindeki asker-sivil bürokrasinin korkusunun aynısını orta sınıfın büyük bir bölümü yaşıyor. Çünkü kendisini bu toplumun seçkini sayan, ancak olası bir ab üyeliğiyle birlikte, ab orta sınıfı ile yarışamayacak olan bu çok geniş kesim, sıradan bir dünyalı olmaktansa seçkin bir "beyaztürk" olarak kalmak istiyor. yani bütün bu olan biten, bütün bu mitingler, bütün bu toz duman aslında iki önemli kesimin iki önemli itirazını içeriyor. birincisi küreselleşen tekelci burjuvazinin artık yanında istemediği ve sıradanlaştırdığı asker sivil bürokrasinin itirazı ve mücadelesi. ikincisi iktidar hissini ve gücünü bu asker-sivil bürokrasiden alan ve kendilerini bu şekilde ayrıcalıklı hisseden yarı-aydın, yarı eğitimli orta sınıfın, seçkin beyaztürk olma şanslarını kaybetme korkusuna dayalı itiraz ve mücadele." *