insandır. ben gibi, sen gibi, onlar gibi herkes gibi insandır. birebir kendi ağzından dinlemedim ama bir insanın bu işi meslek edinmesinin arkasında o kadar acı sebepler, nedenler yatıyor ki. üzerinden binlerce vücut geçerken gözlerinden acılar akıyor. yılların vermiş olduğu, çaresizliğin vermiş olduğu. bir çok insana göre zevk, seks oyuncağı. başka bir şey değil. bunun nedeni toplum. insanları hor gören toplum. onlara bir seçenek verilmemiş. sadece vajinasının para ettiği gerçeği reva görülmüş.
oturduğu mahallede yalnızsa, tek başına yaşıyorsa, eve geç geliyorsa hemen orospu oluyor. şu karşıki binada oturan kız gece saat 2'de eve geldi. kesin orospu. sanki kendi eve hiç geç saatte gelmedi. okulda bir erkekle çıkıyorsa ve onunla sevişmişse hemen kalıp belli. abi motor o önüne gelenle yatıyor. onunla yatmak için binbir takla atan kişi ise erkek. işyerinde biraz erkeklere yaklaşsa, biraz canım cicim dese, biraz açık giyinse abi bırak ya o kızın gideri var. her zaman karşılaştığımız muhabbetler, söylemler bunlar. hele erkekseniz durum daha vahim. en nefret ettiğim örnek birincisi. adam evli. karısına, kızkardeşine biri laf atsa delikanlının önde gideni. ama o saat gece 2'de eve gelen kadına rahatlıkla orospu diyebiliyor.
toplum, gerçekten öyle. bir kişi kendi vücudunu satıyorsa bunun sebebi o kişide aranmamalı bence. derinlere inmeli. ya sevdiği genç, ya ailesi, ya komşusu, ya zorla başına gelmiş kötü bir olay, mutlaka her birinin bir nedeni var. bakıyor ki kadın başka çare yok. bunu zorla onlar bana yapacaklarına isteyerek yaparım diyor. aslında bu istek bile zorla. başka çaresi yok çünkü. artık bu sıfatı kazanmış, kazandırılmış toplum tarafından.
bir kadın orospu olmak istemez, bunu meslek edinmek istemez. çaresizdir, çaresiz bırakılmıştır, kullanılıp buruşturulmuş bir kağıt parçası gibi kenara atılmıştır. anlatamayacağım bir hayat hikayesi dinlemiştim. bir kadının hayatı. gözümde bir çok insandan daha insan olmuştu o kadın. bana göre orospu vücudunu satan değil ruhunu, insanlığını satandır.
bayılırım kendileriyle muhabbet etmeye. zerre ikiyüzlülük, dirhem kolpa yoktur cümlelerinde. kaybedecekleri bir şey olmamasından kaynaklanan rahatlıkla dökülüverirler. yeter ki karşılarındaki kişinin samimiyetini sezebilsinler. günde onbir saatlerini geçirdiklerini boktan evde ihtiyaç duydukları tek şey sikiş harici meselelerde muhabbet çevirmektir. konuşmayan orospu muhakkak yenidir.
en yaşlı ve çirkininden en genç ve güzeline kadar -hatta dönmesine kadar- bir kerhane orospusu türkiye şartlarına göre sağlam para kazanır. emniyete başvurup, zibilyon tane sağlık kontrolünden geçip vesika almaya hak kazanarak ''orospu''luk mertebesine ulaşmak; o kadının kafadan bir bir iki senesini alır. her orospu, çalıştığı ev için milletin ''pezevenk'' zannettiği fakat aslında kerhane işçisi olan, -hiçbir pezevenk kerhane sınırları içinde bulunmaz- kasadaki paraların ve kadınların güvenliğinden sorumlu cello fedâilere oda kirası öder. bu cellolar da asıl pezevenge, yani bina ya da evin asıl sahibine aylık belli bir miktar öderler. bahsi geçen pezevenkler de zamanında kerhane işçiliği yapmış olan erkekler ya da zamanında sermaye olmuş, artık yaşlanmış kadınlardır. oda kirasının günlüğü yüz liradan başlar beşyüze kadar çıkar. düşün. günlük beşyüz lira ve bu ortalama görünümdeki kadının aylık cebine kalan para en az üçbin lira. güzel para.
kerhane orospusu, kerhane işçisiyle ilişkiye girdiği takdirde yaptığı muamele oranında günlük oda kirası ücretinden düşer. fazladan muameleyi siktir edip sadece misyonerde sikişmenin ücreti vizite fiyatı ne kadarsa o kadardır. muamele parası almayan kadın aldığı vizite ücretinin yarısını kasaya koyar, yarısı kendisine kalır. otuz liradan onbeş kağıt yani.
haftada iki kez sağlık kontrolünden geçip idrar ve kan verirler. herhangi bir defoya rastlanırsa aranarak geri çağırılırlar ve hastalıkları geçinceye kadar çalışamazlar. bu süre içerisinde oda kirası olayı işlemeye devam eder tabii. aynı şekilde regl dönemlerinde de çalışmaları yasaktır. her ay kafadan bir üç gün, beş gün, bir hafta götlerine girer yani. zarar ederler. prezervatif, peçete, oda spreyi masraflarını ceplerinden öderler. gece evlerine gitmeyip çalıştıkları odada kalmak isteyenler kerhane işçisine fazladan on lira verirler.
''orospunun namusu götüdür.'' olayı orospudan orospuya değişir. parayı bastırınca malafatı anal boşluğundan alanlar da yok değildir elbet.
bir kerhane orospusunun kerhane dışında bir erkeğin evine gitmesi ya da otelde kalması yasaktır. bir şekilde duyulduğu vakit vesikalarının üzerine kırmızı bir çizgi çekilir ve çalışmaktan men edilirler. ''haksız kazanç'' der ablalar bu olaya.
büyük bir çoğunluğu ailelerinin yaşadığı şehirden farklı şehirlerde yaparlar bu işi. çoluk çocuk sahibi olanlar da vardır, evli olanlar da, hiç evlenmemişler de.
amaç sadece sikiş olduğu vakit bir orospuyla birlikte olmak sırf sikiş için sevgili yapmaya çalışmaktan çok daha ucuzdur bilindiği gibi. bu yüzden kerhanelerin müşterileri de belli tiplerdir. ya çok çirkin, ya çok mal, ya parasız çapulcu tayfası, ya da cimri adamlardır bunlar. bundan mütevellit kerhanelerde aids vakasına çok zor rastlanır. adamların cinsel hayatı genelevden ibaret amına koyim. bazı orospuların prezervatif takma konusunda ısrarcı davranmaları da, sırf sikişten sonra helaya gidip amlarını yıkamaya üşendiklerindendir.
kerhanede çalışan orospuların günde yedikleri yarrak sayısı zerre ırgalamaz beni. buna rağmen bütün bu orospuların dışarıdaki hatunların birçoğundan daha temiz ve sağlıklı olduklarına kalıbımı basarım moruk.
genelevlerde dönmelerin çalışması yasaldır. kayıt kuyut işlemleri kimlik rengine göre gerçekleştirildiğinden bir sorun yoktur yani. ancak sikiş anında fark edilir o sorun. dış görünüş gayet güzel, böyle akça pakça, etrafına nur saçan bir vajina. dudaklı mudaklı. tel maşa da olsa klitoris bile var. ancak içeri girdiğin vakit inanılmaz bir boşluk. doldurulamaz bir boşluk müdür. alet fırdöner içeride, düşün yani. sadece vajinanın ağzı kastırır çükü. takım taklavatı kestirip hormon tedavisi görmenin maliyeti onbeş - yirmibin arasında değişir. ses tellerine dokunmaz doktorlar. kişinin, sesini tamamen kaybetme riski olduğundan girişmezler o bölgeye. bu yüzden tüm dönmelerin ya da troların ses tonu aynıdır. artık kadınlık hormonlarıyla ne kadar incelebildiyse. herhangi bir cerrahî operasyon sakattır yani.
herhangi bir kerhane orospusuna şifremi verip sözlükteki ''kızlardan kızlara tavsiyeler'' ve ''kızlardan erkeklere tavsiyeler'' başlıklarına entry girmesini istemeyi düşünüyorum. rica minnet. zerre klişe cümle yok, samimiyet had safhada. doğal tamamen. işte o zaman gel de ciddiye alma o maddeleri.
genelev ve orospularla ilgili tüm bu gereksiz bilgilerden sonra ''kerhane işçisi, pezevenk, dönme, orospu ya da orospu çocuğu'' zannedilmem gayet normal. ama değilim ki moruk. =)
erkek adama göre; hani nerede oğlum versene numarasını ya. ( istisnalar hariç )
kadınlara göre; ne iğrençler ya nasıl yapıyorlar bunu. ( istisnalar hariç )
Bana göre mi?
- Kandırılıp tehdit zoru ile yaptırılanlara umarım bir yardım eli olur diyorum.
- zevk için yapanlara da kendi seçimi en azından evli olup da yada sevgilisi olup da hala başka birinin altında yatmaktan zevk alan kişiden çok ama çok daha dürüst ve ahlaklıdır. Ayrıca inanıyorum ki o zevk için yapan bir gün o işi bırakıp adam gibi aile kuracaktır da diğeri ruhu orospu olanın haatı bok gibi aldanmalarla geçecektir.
hakkinda soyle bir yaziya denk gelip duygulandigim;
kurumuş döl kokularını bastırmak için sıkılmış ağır parfüm kokusu var karanlık ama bir o kadar da renkli ışıklarla aydınlatılmış küçük odanın içinde. komodin ve bir yatak oldum olası, iki ayrılmaz arkadaş gibi yan yana hep, kimse ayırmamış onları allaha şükür! aşıklar birbirlerine sanki, komodin sahibinin sütyen ve dantelli külotlarını saklıyor yıllardır. zaten ona ait fazla bir mal varlığı yok, pek de çıkmaz odasından ama geleni gideni çok olur, hepsi erkek.
yatak da her gece kimi zaman gündüz gıcırdar üzerinde tepinenleri ele verircesine. çok şahit oldu zaten çılgın, ateşli dakikalara, dışarı taşmak isteyen bir o kadar da saniyelere.
ama hiç gülmedi sahiden orospunun yüzü, bir kere bile olsun. yapmacık gülücükler atar ona geceleri sahip olanlara. i̇nişli çıkışlı yatak zevklerinde istemediği azgın erkeklerin kıllı koyunlarında yaşar o. hayatı bundan ibarettir. üzerindekiler de ona yalnız birkaç dakika eşlik eder, sonra alıp başını gider.
namusludur orospu! namusludur aslında. pek bilen yoktur, namusun onlar için gizem üçgeninde değil de ağızda, dudaklarda olduğunu.
hiç kimseye değdirtmez dudaklarını. belki düşünülmeyecek eylemler yaptırılır dudaklarıyla, ağzıyla lakin hiçbir zaman öpüşmez üzerindeki tepinenle.
yüzündeki vadileri belli eder spot ışıklar, bir onlar yaşlandırır onu, bir de aşkları. kocacığım der o adamlar aşkım der.
bütün olurlar gıcırdayan yatağın üzerinde birbirinin içine girip çıkarlar. i̇leri geri hareketlerle boşalırlar en sonunda ve hep yüzünü döner yalnızlığa, namusunu korur.
gizem üçgeninde dolaşanlar da bilmez bunu sanarlar ki girdiğinde oraya kaybolmuştur, gitmiştir namus, yok olmuştur. bacak arasındadır onların akılları beyinleri boştur. onlar belden aşağısında namus arayanlardır.
dışarıya çıkmaz pek orospu ve aralarında birbirlerine oros derler. -punun onlar için itilmiş, kakılmış anlamı vardır. yaşam boyu hayattan silinmiş.
hiçbirinin namusu gitmemiştir, onlar, ayıplanmışlardır sadece. tüm hünerlerini göstermeleri onlar için para demektir. kimi vücudunu kullanır bunun için kimi tecrübesini.
her karanlık geceye girdiklerinde, güneşi arzularlar gökte karanlığı boğup odalarını doldursun diye. ve her yeni günde pencereler açılır, akıp gider vajinal kokular camdan, şehrin dumanlı havasına karışır.
onlar için yeni bir sayfa açılmıştır, beyaz bir sayfa. fakat kalem onların elinde değildir. sahipleri gelip, onlar için ne yazacaklarsa durup beklerler onları. acaba bu gece nasıl bir tat tadacaklar dilleriyle diye.
orosların da ilk aşkları olmuştur elbet. dünya küçük bir bakarsın onlardan biri tanıdığıdır yıllar öncesinden, onu seçer ve işini halleder. kalpleri pislikle doludur onların. hiç kimse temizlemez çünkü. onların elleri zaten zincirlidir her zaman. yardım da dilemezler tanrıdan, hangi yüzle!
kendilerini sergilemekten başka yeteneği olanlar vardır içlerinde belki. oya yapanlar mesela. ne için yapar onu. kullansın diye mi? belki gün gelir de atlı prensi onu bu bataklıktan kurtarır. çok bekler!
olaylı geceleri de vardır onların, ayda bir karakol ziyaretlerine giderler. mavi-kırmızı ışıklar onlar için hiç mi hiç yabancı değildir. asılmalar bile olur. götünü elleyen polis memurları, elini tutup da sikine bastıranlar, yanağından bir makas alanlar. onlar alışıktır bunlara, kafaya şapkadan başka bir şey takmazlar.
ve yine gelirler ekmek teknelerine, kokusuna bile hasret kalırlar nezarethanede kaldıklarında. hem en azından burası sıcaktır. ve onları saran güçlü kollar gelir arada bir. erkek denilen cinsten, sapına kadar. bazıları ona gerçekten zevk yaşatır ve ardından gelen pişmanlık.
dedik ya onların da aşkları vardır belki ve çalar onlar için teyplerde acı şarkılar. hüzünlenirler, gözlerinden namusuna doğru iki damla gözyaşı süzülür, şarkıya eşlik eder gibi:
'dünyada yarden datlı var mola, var mola, var mola
Hayat şartlarının onları bu mesleği icra etmeye mecbur bıraktığını düşündüğüm, saygı duyduğum kadınlardır, hele ki çocukları için bu yolu seçenler vardır ki eli öpülesidir.
asıl acınılacak yada kızılacak olan onlar değil onlara giden zavallı abazanlar. seksi para vererek bir 'kütük' le sevişmek pahasına yaşayanlar olmasa o çok kızılan meslekte olmazdı.
hayatın sillesini sağlam yemiş kadın.para karşılığı bedenini satan,bu sırada ruhunu parçalatan,bilincini tüketen,buna mecbur olan insan.yaptığı işi sanki kendi isteğiyle icra ediyormuşçasına,bu yolu bilerek,isteyerek seçmiş sanılan,horlanan,aşağılanan,itilen,kakılan görmezden gelinen,insan olduğu unutulan kadın.dünyanın en eski mesleğini zorla yapmak durumunda kalan kadın.