“Bir çocuk ne anlar sevmekten?
Ne anlar ki sevgi uğruna ölmekten
Ne anlar yaşam nedir, dünya ne?
Her şey tozpembedir onun gözünde
Hep umut vardır o küçük yüreğinde…
Karanlıkta aydınlık hisseder
Olmayacak sevdaya olur der..
Ben de çocuğum ve cezalıyım…
cezam sevilmemek
Tek suçum ise seni be canım seni sevmek….”
ustaya ve ilk onun sesinden dinlediğim müşfik kenter'e saygıyla...
Birincisi o incecik, o dal gibi kız,
Şimdi galiba bir tüccar karısı.
Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
Ama yine de görmeyi çok isterim,
Kolay mı? ilk göz ağrısı.
ikincisi Münevver Abla, benden büyük
Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
Gülmekten katılırdı, okudukça.
Bense bugünmüş gibi utanırım
O mektupları hatırladıkça.
.............. çıkar
.............. dururduk mahallede
......................... halde
............ yan yana yazılırdı duvarlara
................... yangın yerlerinde.
Dördüncüsü azgın bir kadın,
Açık saçık şeyler anlatırdı bana.
Bir gün de önümde soyunuverdi
Yıllar geçti aradan, unutamadım,
Kaç defa rüyama girdi.
Beşinciyi geçip altıncıya geldim.
Onun adı da Nurinnisa.
Ah güzelim
Ah esmerim
Ah
Canımın içi Nurinnisa.
Yedincisi, Aliye, kibar bir kadın.
Ama ben pek varamadım tadına.
Bütün kibar kadınlar gibi
Küpe fiyatına, kürk fiyatına.
Sekizinci de o bokun soyu.
Elin karısında namus ara,
Kendinde arandı mı küplere bin.
Üstelik .......
Yalanın düzenin bini bir para.
Ayten'di dokuzuncunun adı.
iş başında şunun bunun esiri,
Ama bardan çıktı mı,
Kiminle isterse onunla yatar.
Onuncusu akıllı çıktı
....... gitti .........
Ama haksız da değildi hani.
Sevişmek zenginlerin harcıymış
işsizlerin harcıymış.
iki gönül bir olunca
Samanlik seyranmış ama,
iki çıplak da, olsa olsa,
Bir hamama yakışırmış.
işine bağlı bir kadındı on birinci,
Hoş, olmasın da ne yapsın,
Bir zalimin yanında gündelikçi.
.........leksandra
Geceleri odama gelir,
Sabahlara kadar kalır.
Konyak içer sarhoş olur,
Sabahı da işbaşı yapardı şafakla.
Gelelim sonuncuya.
Hiçbirine bağlanmadım
Ona bağlandığım kadar.
Sade kadın değil, insan.
Ne kibarlık budalası,
Ne malda mülkte gözü var.
Hür olsak der,
Eşit olsak der.
insanları sevmesini bilir
Yaşamayı sevdiği kadar.
her şey birdenbire oldu.
birdenbire vurdu gün ışığı yere;
gökyüzü birdenbire oldu;
mavi birdenbire.
her şey birdenbire oldu;
birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
yemiş birdenbire oldu.
birdenbire,
birdenbire;
her şey birdenbire oldu.
kız birdenbire, oğlan birdenbire;
yollar, kırlar, kediler, insanlar...
aşk birdenbire oldu,
sevinç birdenbire.
67 yıl önce bugün, 36 yaşındayken aramızdan ayrılan şair. kendisini şu güzel şiiri ile anmış olalım.
Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
içinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin
Gideceksin ırıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikce
Deniz gelecek eline pul pul;
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin,
Şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar,
Donanmalar mı?
Heeey
Ne duruyorsun be, at kendini denize:
Geride bekliyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, Her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere...
" Sevdiğim insanlara
kızabilirdim,
eğer sevmek bana,
mahzun durmayı öğretmeseydi. "
Orhan Veli.
Yolun yarısında yolun yarasında gitti.
Ölümünün 67. Yılında saygıyla anıyorum.
Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.
Yukarıdaki vatan için adlı şiirini okuduktan sonra damağımda harika bir tat bırakan şairdir. Sadece üç mısrayla neler neler anlatabiliyor bir şair, görünce hayret ediyor insan gerçekten.
Sıcak kanlı şair. Bazı şairler vardır, şiirlerini okuduğunuzda yakın hissedersiniz onu kendinize, sanki dibinzdedir, bir şeyler mırıldanıyordur kulağınıza. işte öyle bir şair Orhan Veli.
Alın bir şiyiri.
"Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti."
Türk şiirini şu hece ölçüsünden kurtarıp bambaşka boyutlara gelmesinde, her bokta olduğu gibi şiirde de kendi yükleri altında ezilen bir millete durun lan alternatif var diyen büyük biridir.
Adı geçince yüreğim bayram yeri oluyor. insan istanbul'u daha bi farklı seviyor onun sayesinde. En karmaşık duyguları, en sert eleştirileri öyle yalın dille anlatıyor ki mısralar arasındaki ahenge bırakıveriyorsunuz kendinizi eşsiz bir ezgi dinlercesine.
Bu dünyadan iyi ki bir Orhan Veli geçmiş.
Garip akımının öncüsü ve ateşli savunucusu, şair ve yazar.
Erken yaştaki beklenmedik ölümünden sonra topluluk dağılmıştır fakat edebiyatımızda açtıkları çığır halen etkisini sürdürmektedir. Bir başka deyişle günümüz modern edebiyatının en sağlam temellerinden bir tanesi garip topluluğuna aittir.