orhan bursalı

entry11 galeri0
    11.
  1. Soyadı gibi bursalıdır; sever sayarım bu amcamızı.
    1 ...
  2. 10.
  3. bilim delisi, ilim efendisi. galiba çekirgeli.
    0 ...
  4. 9.
  5. 8.
  6. kendisiyle metrobüste karşılaştığımda çok sevindiğim ve şaşırdığım, hemen sonrasında ülke sorunlarıyla ilgili konuşmaya başlayarak, üstattan bir iki şey kapmaya çalıştığım, kesinlikle okunulması gereken cumhuriyet gazetesi yazarımız.
    sosyal medyada gözükmeyi sevmeyen biridir. bunu yüz yüze konuştuğumuzda kendisi söyledi.

    ayrıca kitaplarını bu yaza kadar bitirmeyi hedeflediğim yazardır. köşe yazılarında bilimsel metodu ve siyasi olayları yorumlarken çok başarılıdır. mesela "tübitak, evrim ve başbakan’ın konuşmasındaki yanlışlıklar" başlıklı yazısı bu duruma örnektir. yandaş medyaya fena halde giydirir. ayrıca oda tv de ara sıra yazıları yayınlanmaktadır. *
    blog sayfasına buradan ulaşabilir, yazılarını takip edebilirsiniz : orhanbursali.blogspot.com
    0 ...
  7. 7.
  8. 23 Eylül 2012 tarihli Kara Gün adlı köşe yazısı ile neyin ne olduğunu özetlemiş cumhuriyet gazetesi yazarı

    --spoiler--

    ( Dikkat, argo sözler içerir, 20 yaşından küçükler, buna kızacaklar ve duyarlılar okumamalı, peşinen uyarıyorum! )

    Aslında The Taraf gazetesinde ilk yayımlandığı an başladı Kara Gün!
    Fatih Camii Bombalanacaktı, gibi alçakça manşetler atıldı.
    Bütün medya bunlarla sarsıldı yıl boyunca..
    Tutuklanan 365 subayın cezaları, daha o gün, o manşetlerle kesilmişti!
    Tutuklanacakların isim listeleri hazırlanmıştı, ister yurtdışında olsun, ister Kocatepe de, ister sualtı komandosu olarak sualtında...
    Hayır nerede oldukları önemli değil, önemli olan, üzerine kedilerin bile işemek fırsatı bulmadığı ve köpeklerin bile sıçamadığı, kimsenin görmediği, kâğıt ve imza olarak hiçbir zaman var olmayan, hiçbir subayın elinden geçmeyen, on kuruşa satılan siktirik CDlere isimlerinin yazılı olmasıydı..

    (Gözünü seveyim Behzat Che)

    Hepsi bu..
    Her şey tam ve mükemmel gibi hazırlanmıştı.
    Türk Aklından beklenmeyen bir şekilde!
    Emniyet ve yargının hukukun içine iktidarın adamları önceden yuvalandırılmıştı.
    Özel yetkili mahkemelerin temeli taa 2005te atıldığına göre, aslında bu hazırlığı o yıllara dayandırabiliriz..
    Bu mahkemelere kazaen bulaşmış veya sahneye konan tiyatrodaki rolünü reddedenler, zaman içinde de bir bir ayıklanacak ve emirleri talimatları yerine getirecekler kalacak atanacaktı: Kardeşim buraları bir karşı ihtilal mahkemeleridir, defterler, kişiler, ordular dürzülecektir..
    Ya gerekeni yaparsın ya da bassssar gidersin!
    Yani hukuk mukuk takmayacak ve imansızlardan-vicdansızlardan oluşacak bir tezgâh.

    Tabii, komploların bütün protokolleri de hazırlanmıştı..
    Önceden kotarılan Ergenekon davası bunun ilk provasıydı. O süreçte gazeteci kılığındakiler, ne namussuz roller üstlendi!
    Bugün, tıpkı Balyozda olduğu gibi, Ergenekona konu olan bütün süreci bu kez gerçeğiyle yeniden kuracak (rekonstrüksiyon) " araştırmacı " lar aranıyor.
    Çünkü, Ergenekon davasındaki olayların medya kamuoyunda kurgulanması da baştan aşağı sahte, namussuz ve aldatıcı.

    Beyler burada hukuk, dava, yargılamadan bahsediyoruz..
    içeri tıkılan insanlardan..
    Askeri darbeler başka bir mesele!
    Gidin gerçek darbelerle hesaplaşın, kıçınız yiyorsa!
    iki tane sandalyelik generali sorgulayacağınıza, 12 Eylüle yol açan olayları, bu olayları tezgâhlayanları, NATOnun kontrgerillasını, kitlesel katliamları, MiTini, Emniyetini ve o dönemin siyasilerini ve olayların içindeki rollerini hele bir araştırın!
    ABDyi araştırın, bizim çocuklar başardı diye Pentagona neden mesajların gönderildiğini!
    Yiyorsa tabii!

    ( Sosyal medyada bir izleyici, acaba Balyoz kararlarından sonra da ABD elçisi bizim çocuklar başardı, mesajı gönderdi mi, diye sordu! Kimbilir belki de bu mesajı iktidardan biri çekmiştir! )

    ***

    Tezgâhların zamanlama ve çizelgelerine göre, sırayla sürü sepet subaylar içeri atılacaktı!
    365 kişi! Yukarıda tam ve mükemmelmiş gibi, dedim, en mükemmel yoktur!
    Bir sahtekârlık yaparsanız, izinizi bırakırsınız!
    2009 yılında hazırladıkları ve Balyoz Darbe Planı adını verdikleri büyük sahtekârlığın kokuları erkenden ortalığı kapladı.
    insan olanlar burnunu tutarak dolaşır oldular!
    CDlere Darbe planları 2003 yılında hazırlandı süsü kaydı verirseniz, çuvallarsınız..

    Burada, bu aptallığı nasıl yaparlar sorusunu yöneltmek zorundayız.
    2009 yılında 2003 yılını kurgularken, 2004-2009 arasına ait olayları nasıl koyarsın? 2009da kayıt edilmiş bir CDyi, 2003te kaydedilmiş gibi nasıl gösterirsin?
    Yanıt: Ya yukarıda övgü düzdüğüm Türk Aklının kendi başına ancak bu kadar çalışabildiğini ve gelip boka sardığını söyleyeceğiz, ya CIA desteği olmadığını ve varsa bile onların da çuvalladığını..
    Veya da bunu hiç umursamadıklarını..

    Davaların dayandığı CDlerdeki rezilliklerin ortaya çıkartılmasına rağmen, ( Merhaba Dani ve Pınar! ) bu utanmaz kararlar verilebildiğine göre ( Günün olayı, kararlardan önce heyetin önüne robokopların dizilmesiydi, bu bile suçluların korunma içgüdüsünün dışa vurumuydu! ) demek ki umurlarında değildi!
    Komplolar ortaya çıkmışsa ne olmuş yani, ne âlâ muallâ!
    Bu komploları hazırlayanların sarf ettikleri bunca emek, saat, işgücü, bunca ev basmalar, sorgulamalar, iddianameler, yargılamalar.. bütün bunlar boşa mı çıksın!

    ***

    Dünkü yazılara baktım, utandım diyemeyeceğim: OÇalışlar mesela, dünkü yazısında ( Radikal ) yeterli bulmuyor bu tür davaları ve düzenbazlıkları.
    Daha etkili yöntemler arıyor!
    insanlara darbe tuzağı kurulmuş olması, aynı eküriden sayılabilecek yazarların umurlarında değil.
    Önemli olan ordunun darbeciliği..
    iflah etmez bir kin ve nefret; subay olsun da TSK olsun da ne olursa olsun, hepsi ortadan yok olsun, ipe çekilsin.. Subay olmak başlı başına bir suç!
    insan hakkı-hukuku arayanlar ve geçmişte bundan mustarip olanların, başkalarına yapılan bu insansızlığı onaylamaları yok mu!

    Diyorum ki bu tür insanlığın-anlayışın içine edeyim..

    Ayrı yönden başkaları diyor ki, kurunun yanında yaş yanmamalı...
    Ulan bu dava düzmece ise, yargılananların hepsi kuru, bir tane yaş gösteremezsin!
    Düzmece mi değil mi, önce buna karar ver.
    Komploculara göre tabii ki gerçek..
    Ortada durma, sağdan soldan yiyeceğin omuzlarla devrilip gidersin..

    Kara Gün dedim başlıkta.
    Türkiye için tabii ki, gelecek için, hukuk için, demokrasi için, düzülen insan hak ve özgürlükleri için.
    yargı için, evete yargı için Kara Gün..
    Bakalım bu kara günün üstesinden Türkiye nasıl gelecek!..

    --spoiler--
    0 ...
  9. 6.
  10. sık sık !* kullanır. lafı dolandırmaz, günceldir, zihin açar.
    0 ...
  11. 5.
  12. kck operasyonlarını eleştiren cumhuriyet gazetesi yazarıdır.
    0 ...
  13. 4.
  14. cumhuriyet gazetesi'nin internet sitesinde köşe yazarlarının yazıları ücretsiz olarak okunamıyor ancak orhan bursalı, yazılarını http://orhanbursali.blogspot.com/ adresinde yayımlamaktadır.
    okumak isteyenlere duyurulur.
    0 ...
  15. 3.
  16. cumhuriyet gazetesi yazarıdır. okunası yazarlardandır.
    --spoiler--
    istanbul'da Riyaziyeci Salih Zeki ilkokulu, Gelenbevi Ortaokulu ve Vefa Lisesi'nden sonra, Berlin Hür Üniversitesi Otto Suhr Enstitüsü'nde Siyaset Bilimi okudu. Lise ve üniversite döneminde ülke siyasetiyle çok yakından ilgilendi, 12 Mart döneminde tutuklandı ve yargılandı. Gazeteciliğe 1976'da başladı. Çeşitli gazetelerde dış haberler şefliği, yazı işleri sekreterliği, yayın konseyi üyeliğinden sonra Cumhuriyete geçti; 1987 Şubatı'ndan itibaren Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi yayın yönetmenliğini yapıyor. Cumhuriyette pazar, salı ve perşembe günleri köşe yazıları yazıyor. 1995 - 2000 arasında, 7'den 70'e herkese bilimi interaktif öğretmek amacıyla oluşturulan Bilim Merkezi Vakfı kurucu üyesi, beş yıl Vakıf Müdürü oldu. Deneme Bilim Merkezi'nin kuruluşunda ve içerik yönetiminde görev aldı. 4 Bilim Şenliği ve Zaman Tüneli, işte Beynimiz, Deprem interaktif gibi, ülkemizde ilk bilim şenliği sergilerinin içerik ve organizasyonunu gerçekleştirdi. 1999-2002 arası i.Ü. iletişim Fakültesi'nde Bilim ve Teknoloji Gazeteciliği dersi verdi. Çeşitli üniversitelerde ve kurum ve kuruluşlarda, Popüler Bilim, Bilim ve Toplum, Üniversiteler ve Bilim, Atatürk ve Bilim, Toplum ve Etik, Bilim Politikaları, Türk Ekonomisi-Bilim ve Teknoloji Politikaları üzerine konferanslar verdi, bildiriler sundu. Siyaset, bilim ve ekonomi, bilgi toplumu, AKP'nin 6 yılı üzerine çeşitli araştırmalarını sürdürüyor.

    --spoiler--
    0 ...
  17. 2.
  18. cumhuriyet gazetesi yazarlarından biri olan orhan bursalı nın kalemi de dile getirdikleri de okurken sıkmayan, aynı zamanda bilgilendiren köşe yazıları mevcuttur. yazılarındaki sosyolojik çıkarımlarını, bilimsel verileri her zaman kullanır desem yeridir. (gerçi gazetenin 1 tl olduğu günden beri alınması can yakar hale gelmiştir de neyse konumuz bu değil hem zaten oldum olası pahalıdır). ayrıca kendisi bilimle de oldukça iç içedir. bilimle ilgili programlar yapıp sunduğu da olmuştur.
    madem kendisi bursalı soyadlı bana gazeteyi her gün ücretsiz göndersin. saygılar.
    1 ...
  19. 1.
  20. 21.06.2009 tarihli lanet olsun yazısı ile silkelenip kendimize gelmemizi sağlayan yazardır. uludağ üniversitesi'nin eski ve yeni öğrencilerinin en azından bir kere bile olsa okuması gerekir.

    alıntıdır:

    Lanet Olsun!

    Milliyeti tebrik ederim, ülkemizin yüz akı rektörlerinden Prof. Mustafa Yurtkuran manşetinden dolayı! Silivri'de Kanser Cezası.. Yurtkuran'ın yaşam hakkı ihlal edildi... insan olanın içini parçalayacak, bu ülkede yaşamaktan utandıracak bir kepazelik. Rezillik bataklığında çırpınıyoruz! insana benzerlerle yaşamak zorlaşıyor! Lanet olsun!

    Değerli eşi, tıp profesörü Merih Hanım'ın çaresiz üzüntüsü karşısında, bir kez daha haykırıyorum: Lanet olsun, her şeye, kendim dahil!

    Sevgili Yurtkuran, başına bu olaylar gelmeden önce gazetemizdeydi, bize de uğradı, sohbet ettik; Atatürkçü Düşünce Derneği'ni Fetocuların saldırısından sonra derleyip toparlamaya çalışıyorlardı. Hocam demiştim, bu derneğe askerler değil siviller önderlik etmelidir! Bu konuda benzer düşünceleri paylaşıyorduk.

    Yurtkuran'ı rektörlüğü sırasında ziyaret etmiştim. Üniversitenin arazisi içinde, ciple dolaşmış, hocamın yoğun bilgi bombardımanından sonra bir devekuşu yumurtasıyla dönmüştüm.

    ***

    Yurtkuran 8 yıl rektörlük yaptı. Ve 8 yıl boyunca gece gündüz üniversitesiyle uyudu-kalktı, soludu. Ve üniversitesine çok şey kattı; çok şey ne demek, Uludağ Üniversitesi’ne çağ atlattı! Bilim atlattı! Türkiye atlattı! Evrensellik aşıladı!

    Yurtkuran ve arkadaşlarının, pek çok bakımdan geri, sıradan, siyaset soyguncularının arpalık alanı bir üniversite iken, başlattıkları yeniden yapılanma modeli takdir toplamış, Avrupa Üniversiteler Birliği (AÜB), Uludağ Üniversitesi'ni 80 Avrupa üniversitesi arasında ilk üç arasında göstermişti.

    Yurtkuran ve arkadaşları, üniversitenin araştırmacı özelliğini hızla geliştirmiş, üniversiteyi teknoloji gelişimi ve üretimi ile tanıştırmış, eğitimin kalitesini AB standartlarına bağlamış; üniversitenin, çevresinin sorunlarına çözüm getirme kapasitesini geliştirmişti.

    Üniversitenin 2001 yılında uluslararası araştırma makalesi sayısı 79'du. Öğretim üyesi başına düşen yıl/makale sayısı 0,12 idi. Ülkemiz üniversiteler sıralamasında sonlardaydı.

    Özkaynaklardan araştırmaya ayrılan pay 400 bin dolar iken 2003'te hızla 3.3 milyon dolara yükseltildi...

    Bursa'nın ve sanayinin sorunlarıyla ilgili projeler geliştirildi. Pek çok kuruluşun atık sorunu sıfırlandı.

    Kredili sisteme geçildi; mezuniyet kredilerine ve diploma programlarına uluslararası düzeyde eşdeğerlilik kazandırıldı; öğrencilerin, öğretim üyelerinin başarımlarını değerlendirme sistemi kuruldu; öğretim üyeleri atamalarında başarım kriterleri kondu.

    Yurtkuran yetkilerini kurullara ve danışmanlara dağıttı. Danışmanlık sistemi kuruldu. Karar verme süreçleri belirlendi... Dekanlar Konseyi, Akreditasyon Kurulları, Stratejik Plan Kurulları, Anket Ölçme ve Değerlendirme Kurulu, Sürekli Eğitim Merkezi...

    Tıp Fakültesi'nden 17 öğretim üyesi ve yönetici, uluslararası standartlar serisi olan ISO 9001: 2000 belgesi konusunda zorlu bir sınav vererek International Register of Certificated Auditors (IRCA) onaylı, baş tetkikçi diploması aldı.

    TOFAŞ ile birlikte, otomotiv yüksek mühendislik eğitim programı açıldı... Pek çok bilim, eğitim, tıp, teknoloji ve hizmet alanında ilklerin temeli Yurtkuran ile birlikte atıldı.

    Baktım: Üniversitenin 2006 yılında 514 akademik üyesinin toplam bilimsel araştırma makale sayısı 358'e yükselmiş (YÖK verisi). 77 üniversite arasında 17. Sonraki yıl ondördüncü.

    Bu ülke için yapılan bütün iyi, dürüst hizmetlerin hesabı sorulur; ama alçaklar büyük adamlar gibi ortalıkta dolaşırlar her dönemde... Bizde ülkeyi soyma, ülkeyi batırma demokrasisi vardır; en büyük özgürlük, bu demokrasiye ve uygulayıcılarınadır!

    ***

    Bolu dağlarında, bu demokrasinin uygulayıcı seslerinden biri yankılanıyordu: Şükür eski rektörler gitti, yerine çok değerliler geldi!

    Abant'taki Feto demokratlarından hiçbirinin akılcığına, soyut birtakım iddialarla tutuklanan rektörlere görülen bu revanın hangi demokrasiye sığdığını sormak gelmemişti! Abant'ta, Bu rektörlerden geride kalanları, Atatürkçüleri, gerçek solcuları, bütün AKP ve Feto'ya direnen muhaliflerin köklerini kurutabilmek için nasıl daha geniş bir demokrasi kurulur bu ülkede, konusu tartışıldı!

    CHP'ye Başkanlığı bile önerilenlerin de katıldığı, Fetocuların yumuşatıp olgunlaştırdıkları bu demokratların orada keşfettikleri daha geniş demokrasi uygulamalarının ne olduğunu göreceğiz demektir, pek yakında!

    Hey Uludağ Üniversitesi! Size can katan rektörünüz için, en azından cüppelerinizle yürüyecek mecaliniz de mi kalmadı?..

    Ayaklarınız mı titriyor, yoksa beyinleriniz mi tutuldu?..
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük