bugün
- fener niye şampiyon olmuyor diye ağlayan çocuk11
- türbanlıların açık kızlara çok öfkeli olması8
- bu gece intihar edeceğim62
- galatasaray32
- albay kemal13
- sözlük abazanları kız bulduğu zaman olacaklar13
- midyenin 20 lira olmasına şaşıran gurbetçi10
- allah neye benzer15
- köpeğe ekmek verip tecavüz eden adam8
- trt'nin osmanlı dizileri9
- fenerbahçe31
- son 22 yılın özeti13
- anın görüntüsü9
- hadise'nin külotla marş söylemesi30
- şarap içip entry girmek8
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz16
- icardi190510
- utanmadan fenerbahçe kollanıyor diyebilmek8
- ali koç12
- kocaeli de ders basan veli9
- ilkokuldaki sevgilinizle yaptığınız çılgınlıklar11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi22
- fenerbahçe taraftarı13
- fenerbahçe 38 de 38 yapsa olacaklar10
- bütün pitbullar uyutulmalı17
- akp döneminde kürtlerin asimile olması9
- sinovac mı biontech mı12
- sözlük yazarlarına acı ama gerçek bir şey söyle9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- kulaklığını paylaşan erkek cuckold mudur8
- keyiflenmek için ne yapıyorsun9
- fettullah gülen'in ölmesi15
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi19
- ateist ve deistler bunu açıklasın12
- karısının onlyfans açmasına izin veren erkek11
- düğün yapmak akıl dışıdır11
- allah intikam sahibidir15
- fenerbahçe amblemindeki ot11
- kur an çevirisi yapmanın haram olması34
- mauro icardi23
- ülkemde başı açık tavuk is te mi yo rum8
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen15
- dilan dere ile evlenmek11
- müslümanların anadili arapçadır13
- sevgiliyle uyumak13
- emre belözoğlu15
- sözlüğün en iyi yazarı olmak11
- mert hakan yandaş16
- abberrline9
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray17
21.06.2009 tarihli lanet olsun yazısı ile silkelenip kendimize gelmemizi sağlayan yazardır. uludağ üniversitesi'nin eski ve yeni öğrencilerinin en azından bir kere bile olsa okuması gerekir.
alıntıdır:
Lanet Olsun!
Milliyeti tebrik ederim, ülkemizin yüz akı rektörlerinden Prof. Mustafa Yurtkuran manşetinden dolayı! Silivri'de Kanser Cezası.. Yurtkuran'ın yaşam hakkı ihlal edildi... insan olanın içini parçalayacak, bu ülkede yaşamaktan utandıracak bir kepazelik. Rezillik bataklığında çırpınıyoruz! insana benzerlerle yaşamak zorlaşıyor! Lanet olsun!
Değerli eşi, tıp profesörü Merih Hanım'ın çaresiz üzüntüsü karşısında, bir kez daha haykırıyorum: Lanet olsun, her şeye, kendim dahil!
Sevgili Yurtkuran, başına bu olaylar gelmeden önce gazetemizdeydi, bize de uğradı, sohbet ettik; Atatürkçü Düşünce Derneği'ni Fetocuların saldırısından sonra derleyip toparlamaya çalışıyorlardı. Hocam demiştim, bu derneğe askerler değil siviller önderlik etmelidir! Bu konuda benzer düşünceleri paylaşıyorduk.
Yurtkuran'ı rektörlüğü sırasında ziyaret etmiştim. Üniversitenin arazisi içinde, ciple dolaşmış, hocamın yoğun bilgi bombardımanından sonra bir devekuşu yumurtasıyla dönmüştüm.
***
Yurtkuran 8 yıl rektörlük yaptı. Ve 8 yıl boyunca gece gündüz üniversitesiyle uyudu-kalktı, soludu. Ve üniversitesine çok şey kattı; çok şey ne demek, Uludağ Üniversitesi’ne çağ atlattı! Bilim atlattı! Türkiye atlattı! Evrensellik aşıladı!
Yurtkuran ve arkadaşlarının, pek çok bakımdan geri, sıradan, siyaset soyguncularının arpalık alanı bir üniversite iken, başlattıkları yeniden yapılanma modeli takdir toplamış, Avrupa Üniversiteler Birliği (AÜB), Uludağ Üniversitesi'ni 80 Avrupa üniversitesi arasında ilk üç arasında göstermişti.
Yurtkuran ve arkadaşları, üniversitenin araştırmacı özelliğini hızla geliştirmiş, üniversiteyi teknoloji gelişimi ve üretimi ile tanıştırmış, eğitimin kalitesini AB standartlarına bağlamış; üniversitenin, çevresinin sorunlarına çözüm getirme kapasitesini geliştirmişti.
Üniversitenin 2001 yılında uluslararası araştırma makalesi sayısı 79'du. Öğretim üyesi başına düşen yıl/makale sayısı 0,12 idi. Ülkemiz üniversiteler sıralamasında sonlardaydı.
Özkaynaklardan araştırmaya ayrılan pay 400 bin dolar iken 2003'te hızla 3.3 milyon dolara yükseltildi...
Bursa'nın ve sanayinin sorunlarıyla ilgili projeler geliştirildi. Pek çok kuruluşun atık sorunu sıfırlandı.
Kredili sisteme geçildi; mezuniyet kredilerine ve diploma programlarına uluslararası düzeyde eşdeğerlilik kazandırıldı; öğrencilerin, öğretim üyelerinin başarımlarını değerlendirme sistemi kuruldu; öğretim üyeleri atamalarında başarım kriterleri kondu.
Yurtkuran yetkilerini kurullara ve danışmanlara dağıttı. Danışmanlık sistemi kuruldu. Karar verme süreçleri belirlendi... Dekanlar Konseyi, Akreditasyon Kurulları, Stratejik Plan Kurulları, Anket Ölçme ve Değerlendirme Kurulu, Sürekli Eğitim Merkezi...
Tıp Fakültesi'nden 17 öğretim üyesi ve yönetici, uluslararası standartlar serisi olan ISO 9001: 2000 belgesi konusunda zorlu bir sınav vererek International Register of Certificated Auditors (IRCA) onaylı, baş tetkikçi diploması aldı.
TOFAŞ ile birlikte, otomotiv yüksek mühendislik eğitim programı açıldı... Pek çok bilim, eğitim, tıp, teknoloji ve hizmet alanında ilklerin temeli Yurtkuran ile birlikte atıldı.
Baktım: Üniversitenin 2006 yılında 514 akademik üyesinin toplam bilimsel araştırma makale sayısı 358'e yükselmiş (YÖK verisi). 77 üniversite arasında 17. Sonraki yıl ondördüncü.
Bu ülke için yapılan bütün iyi, dürüst hizmetlerin hesabı sorulur; ama alçaklar büyük adamlar gibi ortalıkta dolaşırlar her dönemde... Bizde ülkeyi soyma, ülkeyi batırma demokrasisi vardır; en büyük özgürlük, bu demokrasiye ve uygulayıcılarınadır!
***
Bolu dağlarında, bu demokrasinin uygulayıcı seslerinden biri yankılanıyordu: Şükür eski rektörler gitti, yerine çok değerliler geldi!
Abant'taki Feto demokratlarından hiçbirinin akılcığına, soyut birtakım iddialarla tutuklanan rektörlere görülen bu revanın hangi demokrasiye sığdığını sormak gelmemişti! Abant'ta, Bu rektörlerden geride kalanları, Atatürkçüleri, gerçek solcuları, bütün AKP ve Feto'ya direnen muhaliflerin köklerini kurutabilmek için nasıl daha geniş bir demokrasi kurulur bu ülkede, konusu tartışıldı!
CHP'ye Başkanlığı bile önerilenlerin de katıldığı, Fetocuların yumuşatıp olgunlaştırdıkları bu demokratların orada keşfettikleri daha geniş demokrasi uygulamalarının ne olduğunu göreceğiz demektir, pek yakında!
Hey Uludağ Üniversitesi! Size can katan rektörünüz için, en azından cüppelerinizle yürüyecek mecaliniz de mi kalmadı?..
Ayaklarınız mı titriyor, yoksa beyinleriniz mi tutuldu?..
alıntıdır:
Lanet Olsun!
Milliyeti tebrik ederim, ülkemizin yüz akı rektörlerinden Prof. Mustafa Yurtkuran manşetinden dolayı! Silivri'de Kanser Cezası.. Yurtkuran'ın yaşam hakkı ihlal edildi... insan olanın içini parçalayacak, bu ülkede yaşamaktan utandıracak bir kepazelik. Rezillik bataklığında çırpınıyoruz! insana benzerlerle yaşamak zorlaşıyor! Lanet olsun!
Değerli eşi, tıp profesörü Merih Hanım'ın çaresiz üzüntüsü karşısında, bir kez daha haykırıyorum: Lanet olsun, her şeye, kendim dahil!
Sevgili Yurtkuran, başına bu olaylar gelmeden önce gazetemizdeydi, bize de uğradı, sohbet ettik; Atatürkçü Düşünce Derneği'ni Fetocuların saldırısından sonra derleyip toparlamaya çalışıyorlardı. Hocam demiştim, bu derneğe askerler değil siviller önderlik etmelidir! Bu konuda benzer düşünceleri paylaşıyorduk.
Yurtkuran'ı rektörlüğü sırasında ziyaret etmiştim. Üniversitenin arazisi içinde, ciple dolaşmış, hocamın yoğun bilgi bombardımanından sonra bir devekuşu yumurtasıyla dönmüştüm.
***
Yurtkuran 8 yıl rektörlük yaptı. Ve 8 yıl boyunca gece gündüz üniversitesiyle uyudu-kalktı, soludu. Ve üniversitesine çok şey kattı; çok şey ne demek, Uludağ Üniversitesi’ne çağ atlattı! Bilim atlattı! Türkiye atlattı! Evrensellik aşıladı!
Yurtkuran ve arkadaşlarının, pek çok bakımdan geri, sıradan, siyaset soyguncularının arpalık alanı bir üniversite iken, başlattıkları yeniden yapılanma modeli takdir toplamış, Avrupa Üniversiteler Birliği (AÜB), Uludağ Üniversitesi'ni 80 Avrupa üniversitesi arasında ilk üç arasında göstermişti.
Yurtkuran ve arkadaşları, üniversitenin araştırmacı özelliğini hızla geliştirmiş, üniversiteyi teknoloji gelişimi ve üretimi ile tanıştırmış, eğitimin kalitesini AB standartlarına bağlamış; üniversitenin, çevresinin sorunlarına çözüm getirme kapasitesini geliştirmişti.
Üniversitenin 2001 yılında uluslararası araştırma makalesi sayısı 79'du. Öğretim üyesi başına düşen yıl/makale sayısı 0,12 idi. Ülkemiz üniversiteler sıralamasında sonlardaydı.
Özkaynaklardan araştırmaya ayrılan pay 400 bin dolar iken 2003'te hızla 3.3 milyon dolara yükseltildi...
Bursa'nın ve sanayinin sorunlarıyla ilgili projeler geliştirildi. Pek çok kuruluşun atık sorunu sıfırlandı.
Kredili sisteme geçildi; mezuniyet kredilerine ve diploma programlarına uluslararası düzeyde eşdeğerlilik kazandırıldı; öğrencilerin, öğretim üyelerinin başarımlarını değerlendirme sistemi kuruldu; öğretim üyeleri atamalarında başarım kriterleri kondu.
Yurtkuran yetkilerini kurullara ve danışmanlara dağıttı. Danışmanlık sistemi kuruldu. Karar verme süreçleri belirlendi... Dekanlar Konseyi, Akreditasyon Kurulları, Stratejik Plan Kurulları, Anket Ölçme ve Değerlendirme Kurulu, Sürekli Eğitim Merkezi...
Tıp Fakültesi'nden 17 öğretim üyesi ve yönetici, uluslararası standartlar serisi olan ISO 9001: 2000 belgesi konusunda zorlu bir sınav vererek International Register of Certificated Auditors (IRCA) onaylı, baş tetkikçi diploması aldı.
TOFAŞ ile birlikte, otomotiv yüksek mühendislik eğitim programı açıldı... Pek çok bilim, eğitim, tıp, teknoloji ve hizmet alanında ilklerin temeli Yurtkuran ile birlikte atıldı.
Baktım: Üniversitenin 2006 yılında 514 akademik üyesinin toplam bilimsel araştırma makale sayısı 358'e yükselmiş (YÖK verisi). 77 üniversite arasında 17. Sonraki yıl ondördüncü.
Bu ülke için yapılan bütün iyi, dürüst hizmetlerin hesabı sorulur; ama alçaklar büyük adamlar gibi ortalıkta dolaşırlar her dönemde... Bizde ülkeyi soyma, ülkeyi batırma demokrasisi vardır; en büyük özgürlük, bu demokrasiye ve uygulayıcılarınadır!
***
Bolu dağlarında, bu demokrasinin uygulayıcı seslerinden biri yankılanıyordu: Şükür eski rektörler gitti, yerine çok değerliler geldi!
Abant'taki Feto demokratlarından hiçbirinin akılcığına, soyut birtakım iddialarla tutuklanan rektörlere görülen bu revanın hangi demokrasiye sığdığını sormak gelmemişti! Abant'ta, Bu rektörlerden geride kalanları, Atatürkçüleri, gerçek solcuları, bütün AKP ve Feto'ya direnen muhaliflerin köklerini kurutabilmek için nasıl daha geniş bir demokrasi kurulur bu ülkede, konusu tartışıldı!
CHP'ye Başkanlığı bile önerilenlerin de katıldığı, Fetocuların yumuşatıp olgunlaştırdıkları bu demokratların orada keşfettikleri daha geniş demokrasi uygulamalarının ne olduğunu göreceğiz demektir, pek yakında!
Hey Uludağ Üniversitesi! Size can katan rektörünüz için, en azından cüppelerinizle yürüyecek mecaliniz de mi kalmadı?..
Ayaklarınız mı titriyor, yoksa beyinleriniz mi tutuldu?..
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar