opeth

    113.
  1. bir çırpıda sevilecek, hayran/fanı olunacak bi grup değildir opeth...

    17 nisan 2009 opeth ankara konserindeki 9-15 yaş arasındaki kitleyi görünce bunu çok daha iyi anladım. şöyle anlatayım;
    grubun müzik yelpazesi o kadar geniş ki onların yaptığı müziği tam olarak anlayabilmeniz için jimi hendrix den black sabbath'a, pink floyd dan Dark Tranquillity'e birçok grup ve sanatçıya kulağınızın -en azından- aşina olması gerekmektedir. tarz olarak açılım yaparsak; hard rock'dan heavy metal'e, progresif hatta psychedelic den swedish death metale, doom dan black metal'e birçok tarza hakim* olmalısınız bu gruba hayran olmak ve onların yaptığı müziği tam manasıyla anlamak için...

    kalkıp emre aydın, hayko cepkin, slipknot gibi türkçe rock-nu metal dinleyen bi ergen "dan!" diye opeth'in yaptığı müziğe adepte olamaz. opeth'e hayran olduğunu sanır ama aslında o bir damnation opethçisinden başka bir şey değildir. ha eğer ben 6 yaşımdan beri rock dinliyorum, 9 yaşında da metale başladım diyorsanız ayrı. şunu söylüyorum özetle; bu grubu dinlemek için belirli bir müzik kulağına sahip olmanız gerekmektedir.

    mesela dünkü konserde* The Night And The Silent Water gibi belirli bi dönemi temsil eden efsane bir parça çalındığında 18 yaş altı ne olduğunu dahi anlayamadı. şarkının 3 defa sonunun geldiğini düşündüler çığlık attılar. oysa her bitti sanıldığı anda yeniden başlayan bi parça o. keza the leper affinity çalındığında da benzer sorunlar oldu.

    ben empati kurmaya çalışıyorum fakat kuramıyorum galiba. ben 12 yaşındayken böyle bi konsere gitmeyi hayal bile edemezdim çünkü imkansız ötesi bir şeydi bu. kesinlikle yasaktı. tamam yaş sınırı yok diye geliyorsunuz fakat siz daha opeth'i anlayamamışsınız ki. budur zaten zoruma giden. Mikael'ın da dediği gibi karşınızda back street boys yok ağzına sıçtıklarım. ne diye çığlık atıp kulağımızı sikersin!.. kibar kibar anlattım yazının sonunda gene küfür ettirdiniz insana. de siktirin gidin haydi!...
    hayko'nun, şebnem'in konserine falan gidin. allaan salakları!..
    24 ...
  2. 1.
  3. bütün şarkıları ayrı güzel grup.isveç metalinin bize sunduğu bi güzellik.başlarda tarzları black metaldir,sonradan progressive death metale kaymışlardır.
    18 ...
  4. 2.
  5. hayatımın grubu..bi insanın sesi bu kadar mı yanık olabilir?istedikleri zaman hem çok sert,hem de insanı saatlerce zırlatma potansiyeline sahip şarkılar yapabilen,bu dünyadan olmadıklarını düşündüğüm,face of melinda gibi inanılmaz güzellikte şarkılara sahip,taptığım ve her zaman tapacağım grup..
    13 ...
  6. 281.
  7. gelmiş geçmiş en iyi debut albümlerden birine sahip, anlatabilmek için yeni bir dile ihtiyaç duyduğum aşmış ötesi müzik grubu. şahsım için tariflerin ötesinde anlamlar barındıran parçaların müsebbibi. halen gezegen üzerinde varlığını sürdüren en orijinal, en farklı, en iyi müziği icra eden isimlerin önde gelenlerinden biri. dinlemeyenlerin anlayamadıkları, dinleyenlerin anlamlandırmakta güçlük çektikleri enteresan oluşum. bazen öfkeli, hararetli, yerinde duramayan, agresif; bazı anlarda ise melankolik, çokça kırılgan, duygusal, ve oldukça naif... manik depresif arızanın etkisinden, sonuç: sanatsal patlama. gördüğüm en güzel rüyalardan biri.
    11 ...
  8. 261.
  9. 3.
  10. liriklerindeki inanılmaz deha ve imge dolu derinlikleriyle, aklımıza kazınan clean ve brutal vocalleriyle, insanı ve hatta insan dışı varlıkları bile farklı hissiyatlara sevkeden müzikleriyle, black rose immortal'ıyla, face of melinda'sıyla, to bid you farewell'iyle ve nice farklı-özel şarkılarıyla bizi bizden geçiren müzik topluluğu...
    6 ...
  11. 150.
  12. amele yazarlar tarafından amelece eleştirilen grup.
    6 ...
  13. 112.
  14. birisi opet diyince aklınıza ilk olarak benzinci gelmiyorsa bu grubun fanısınız demektir.
    7 ...
  15. 279.
  16. hayatımın grubudur. ilk dinlemeye başladığımda hiçbir grup dinleyemez olmuştum. beni fazla emo yaparlar, uzaklara bakıp bir sigara yakasım gelir.
    6 ...
  17. 168.
  18. kötü bir örnek olacak belki ama opeth kendi adıma aşure gibidir. ağzına bir kaşık çalarsın, içinden üzüm de çıkar fasulye de; portakal kabuğundan tut nohutuna, buğdayına kadar binbir çeşit besin kaynağı. demek istediğim hepsi birbirinden alakasız gıdalarken, biraraya gelip bambaşka bir sentez oluşturmak apayrı bir olaydır. aynı tavukgöğsü gibi. tavukla tatlı nalaka diyen elbet çıkacaktır, lakin bir kaşık tatlıya bakar o "nalaka". bir de aşure'yi herkes yapar ama o istenen tadı herkes yakalayamaz. o tat yakalandı mı tadından yenmez.

    işte opeth de öyle bir müzik yapmış. her çeşit duyguyu ahenk içinde müziğinde barındıran, hem de o müziği dinlettirebilen.

    ne demek istediğimi daha iyi anlamak için dirge for november'i dinleyin derim. başlangıç olarak da harvest'i seçerseniz daha güzel bir başlangıç yapmış olursunuz kanımca.

    pis yazarim tavsiyesi:

    (bkz: harvest)
    (bkz: dirge for november)
    (bkz: bleak)
    (bkz: blackwater park)
    (bkz: the drapery falls)
    (bkz: black rose immortal)
    (bkz: advent)
    (bkz: nectar)
    (bkz: the night and the silent water)
    (bkz: karma)
    (bkz: the amen corner)
    (bkz: forest of october)
    (bkz: the twilight is my robe)
    (bkz: moonlapse vertigo)
    (bkz: the moor)
    (bkz: serenity painted death)
    (bkz: white cluster)
    (bkz: atonement)
    (bkz: reverie / harlequin forest).
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük