-guguk kuşu-
1975 yapımı bir film olmasına rağmen kaliteli, belki de çekim kalitesinden ötürü beğenildi bilemiyorum.
senaryoya gelecek olursak e-eh.
filmi çok fazla kişi tavsiye edince seyrettim, ben pek beğenmedim. neden bu kadar ahım şahım abarttıklarını da anlamadım. 2 saat 14 dakika nanay oldu. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1476811/+
seneler önce daha çok küçükken annemin kitaplarına merak sardığımda okuduğum kitaplardan biriydi ve çok uzun seneler sonra filmini izlediğimde bir çok sahnenin aklımdan hiç gitmediğini ve Randal McMurphy'nin hikayesinin hafızamda yer ettiğini anladım. aslında hastalardan çok daha sorunlu despot bir hemşire , tüm hakları ellerinden alınarak kuklaya dönmüş hastalar ve tüm düzene başkaldıran McMurphy 'nin hikayesini anlatır film ve belki de en sevdiğim sahnesi bu sahnedir
--spoiler--
McMurphy ile hastaalr odanın orta yerinde dikilen devasa muslukumsu şeyi kaldırma konusunda iddaya girerler , hepsi dener ama olmaz sıra McMurphy'e geldiğinde o da dener ama kaldıramaz ,kendisine gizliden gizliye gülen hastalara döner ve şöyle der - en azından denedim
--spoiler--
bir yandan da Jack Nicholson denen efsaneye tapıyor olmamın sebebi olan filmdir .
engin günaydın'ın ifadelerini kimden aldığını idrak ettiğim filmdir. bilhassa jack nicholson'ın kızılderili şef'le geçen muhabbetinde verdiği tepkilerde.
jack nicholson'ın döktürdüğünü bir kere daha belirtmeye gerek yok sanırım.
10/10
Jack Nicholson un hapisaneden kurtulmak için deli taklidi yapan bir mahkumu canlandırdığı film.Daha sonra tımarhaneye düşmüştür ve oradaki delileride ayartmıştır.*
hemşire tarafından beyzbol maçının tvden izlenmemesi kararına varıldıktan sonra mcmurphy ve diğer hastaların maç sanki varmış gibi televizyon izlemeleri sırasında ağlamakla gülmek arasında bırakan aşmış film.
ağzı çok iyi laf yapan isyankar bir mahkum ile * hastanedeki herkesi sağır ve dilsiz olduğuna inandıran kankası kızılderili şefi Bromden'in * hikayesi. piç rollerin dünyada bir numarası Jack Nicholson'a en çok yakışan, üzerine cuk diye oturan karakterin 1975'te en iyi oyuncu oscarını dog day afternoon'daki gösterdiği müthiş performansa rağmen al pacino'nun elinden almasının nedeni belki de buydu.
filmden önce ,rolune hazırlanmak amacıyla , (bkz: jack nicholson)ın bir akıl hastanesine kendisini hasta olarak kabul ettirdiği ve bir süre orada kaldığı rivayet edilir
1962'de ken kesey'in yazıup çok tutan romanından uyarlanan,''dünyanın yaşayan en büyük oyuncusu''hakkındaki fikrimin bir robert de niro'ya (bkz: taxi driver), (bkz: goodfellas), (bkz: raging bull), (bkz: Once Upon a Time in America)bir jack nicholson'a kaymasına neden olan,oyunculukları ve kitap destekli senaryosuyla uçmuş,sadece jack nicholson değil,aynı zamanda çatlak doktor emmet brown olarak tanıdığımız (bkz: back to the future)christopher lloyd,ve danny devito'nun da uçurdukları,oscar alıp ortadan kaybolan hemşireyi oynayan louise fletcher'in,dönerin yanında ayran kıvamında oynadığı,1975 yapımı,en iyi erkek oyuncu,en iyi kadın oyuncu,en iyi film dalları dahil 5 oscar almış,milos forman şaheseri..