yer: beyoğlu, asmalımescit mekan: pasific house
arkadaşlarıyla 18 yaşını kutlayan bir davar ve kendileri arkadaş grubunda on sekizine giren ilk kişi... ama biraz küçük gösterdiğini kabul etmesi gerekir. neyse, bu davarı, bu ayıyı, bu 18 yaş kutlamasının hemen öncesinde yine aynı mekandan içeri almamışlardır. içilen yüksek dozda alkolün sonucunda çıkışta bu öküz* hesap ödenirken kasadaki elemana çıkışır:
- siz geçen hafta beni buraya almamuştınuuaaz uleeaaan..!
-* ehe ehe olur öyle şeyler..
- nası olur lan? şimdi nası alıyoosunuz laan, haa, 18 e girdim işte!... köpek gibi alacaksınız tabi
- evet evet 18, arkadaş sarhoş sanırsam?*
- evet abi, biraz öyle, dayak yemesek biz..
"giriyim" kelimesinin manasini cozmekte zorlandigimdan sebep giri yazamadigim, incelenmesi gereken ve sanirim toplumu yakindan ilgilendiren bir ba$lik.
"ufaksın sen lan iste ufak" denerek içki içmesi yasaklanmıs , sex yapması , bara girmesi kesinlikle caiz olmayan bir 17 yasındaki genc erkeğin gaz ve azim dolu feryadıdır.
14lü yaşlarda ah bu dört sene nasıl geçerde 18 olurum dedirten, bir anda istediğin özgürlüğe kavuşacağını sandığın ancak boş hayallere kapıldığını 18 olduğunda anladığın durumun tümcesi.
testere 3'ün gösterime girdiği haftaydı, günlerden cumartesi, o cumartesinin planını bir hafta öncesinden yapmıştım, testere 3'ü izleyecektim kararlıydım.
hatta yapmam gereken birçok önemli işimi ertelemiştim, lanetli cumartesi gelip çatmıştı işte nerden bileibilirdim, kahvaltımı yaptım üzerimi filan giyindim, sigaramı yaktım tam kapıdan çıkacakken kaderimi değiştirecek o lanetli soru kulağımda çınlamaya başlamıştı, duymamazlıktan geldim, ayakkabımın bağcıklarını daha hızlı bağlamaya çalıştım ama yine aynı soru, tüm iğrençlik dolu duygularımı testere 3 için saklamıştım ama bu lanet soru tüm bu duygularımı su yüzeyine çıkarmaya yetmişti bile, bir kabusta gibiydim, ajdar'ın nane şarkısı vücud bulmuş peşimdeydi sanki.
kafamı hafifçe geri çevirdiğimde orda duruyordu, eli belinde kıvırcık saçları dağılmış bir şekilde gözlerime bakıyordu, kekeleyerek sinemaya gidiyorum diyebildim aldığım cevap karşısında birden dizlerimin bağı çözüldü olduğum yere yıkılacak gibi oldum -bende geliyorum-, ayakkabımı bağlamaya devam ettim ama ellerim titriyordu, hayır diyebildim sadece, ikna edebileceğimi sanmıyordum ama yinede şansımı denemek istemiştim.
hangi filme gidiyoruz sorusuna testere üç cevabını verdiğimde onaltı yaşındaki yeğenim gözlerinin parladığını görebiliyordum, hatta o kadar sevinmişti ki tamam ben ısmarlayayım filmi teklifinde bile bulunmuştu.
hafiten tebessüm edebildim sadece bu cömert teklife. beraberce evden çıktık ve otuz dakikalık bir yolculuktan sonra siname salonunun önünde ki bilet sırasında soluğu aldık, evet sıra bize gelmişti, görevli bayana testere 3'e iki bilet dedim, bana baktı yanımdaki yeğenime baktı ve o lanet soruyu suratıma bir tokat gibi çarptı
+ beraber misiniz?
- evet
cevabımın üzerine eliyle filmin afişini gösterip 18 yaş sınırı var dedi.
o güzelim kız gözümde birden pamuk prensesi zehirleyen kötü cadı formuna bürünmüştü, üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyordum, farkı duyguları aynı anda yaşamanın etkisinden olsa gerek "yeğenim 19 yaşıda gibi bir yalanda uyduramamıştım, hoş uydursamda işe yaramazdı 17 yaşında olmasına rağmen 14 bilemedin 15 gösteriyordu, yalvarır bakışlarla lütfen dedim aldığım malesef yapamayız cevabıyla tüm dünyamın karardığını hissettim bir anda, etrafdaki insanlar bana bakıyorlardı, sanki 18 yaşından küçük olan bendim, çok utandım ağlayacaktım.
ikimizde boynumuz bükük bir faziyette sıradan ayrıldık, yeğenim sinirden ağlamaya başlamıştı bende kendimi zor tutuyordum, öfke nöbetleri geçiriyordum, suratına hömkürmek istedim senin yüzünden izleyemedim filmi pis bücür diye ama zaten durumu benden kötüydü birşey diyemedim.
yürüyen merdivenlerden inerken bana baktı ve öfkeli gözlerle "18 yaşına bir gireyim" diye başlayan o cümleyi kurmuştu ama benim duyabildiğin yada anlayabilidiğim kısım sadece bu olmuştu. 18 yaşına bir gireyim.
18 yıl boyunca durmadan kendinize vaatler verirsiniz aynı cem uzan gibi. ama 18 olunca bunun diğerlerinden farklı olmadığını anlar ve topu 25 e atarsınız. *