eski sevgiliyle yaşananlar göz önüne getirilir devamlı olarak , anılar tazelenir biranda...işte bu durum olmayan sevgiliyi değil eski sevgiliyi özlemek olur. *
Kendi kendine bir şarkı tutturuverir insan bazen. Öylesine.. Sesi güzel olduğu için değil sırf kendine acı çektirmeyi sevdiği için akar gözyaşları. Bu kadar kısa zamanda neler olmuştur da canının böylesine acıyacağı içli şarkılara teslim etmiştir kendini? Hangi arada büyüyüp şen şakrak çocuk şarkılarından vazgeçmiş, ne vakit udun nağmelerine eşlik etmeye başlamıştır gönlü? Bir zaman sonra soru sormayı da bırakır insan. Yorulur. Öylesine akar gözyaşları, öylesine inanır, öylesine alışır. Hiç bilmediği bir şeyi özler, olmayan randevularda hiç kimseyle buluşur, her seferinde vazgeçip eli ceplerinde döner kendine. Kendini kimseyle bölüşmemiştir bencil. Korkar, mevsimlerin geçip gitmesine seyirci kalır, tek başına kırmızı sonbahar yaprakları biriktirip, papatyalardan taçlar yapar.. sahi ona ağaçtan erik toplayan bir sevdiceği hiç olmamıştır.
seninle olma ihtimali sıfırdan bile az olan, ancak sevmekten asla vazgeçmeyeceğin, gözyaşlarını içine akıtıp, dışarıya güler yüzle görünmene sebep olan insana kavuşabilme ihtimalini, hep içinde canlı tutan duygudur.
şizofrenik bir durum olabilir. eğer doğru dürüst bir ilişkiyi beceremiyorsanız, yani iyi-kötü tüm huylarıyla sevmeyi, e bünye de yalnızlığı bir süre sonra kaldıramadığından, tam olarak size uygun özelliklerde biriyle beraber olduğunuzu hayal edebilirsiniz. bir süre sonra o hayale inanabilirsiniz de.. işte tehlike burada başlar ki, sanki gerçek bir şey yaşıyormuşçasına, örneğin onun iş seyahatine gittiğini hayal edersiniz. aradan belki bir ay geçer ve gerçekmiş gibi özlersiniz.
(bkz: olmayana ergi) hayir bakinizin ici bos degilde ne alaka, ne cagristirdi. uzun olsun ersin falan mi geldi aklina acaba yazarken, yalniz iste napsin özlüyor o da belli sacmalamasindan.