demokrasi ile yaşadıgını zanneden toplumlarda bile aslında egemen olan yönetim şeklidir. kimi seçersen seç ne kadar kalabalık bir şekilde desteklersen destekle o bir avuç insan alıveriyor bütün kararları..benim en büyük derdimdir
olikarşi demek fener'un, beşiktaş'un, cimbom'ın aralarına hiçbir takımı sokmamalari gibi bir şeydur.
haçan bunlar 1903,1905,1907 de kurulmuş, o yüzden tarihi ve köklü kuluplermiş.
aha buraya yazayirum tirabizonsipor bunlardan daha eskidur.tirabizonsipor 1867 de kuruldi ama nüfusa geç yazilduği için küçük gösteriyi
(fener beşiktaş ve gs ye hitaben)
naklen yayin pastasından daha fazla pay istemeyun ayiptur da... ula birakunda biraz anadoli takumlari sebeplensin vijdansuzlar!
kaynak: yılmaz okumuş lazkapital sayfa 10 oligarşi
aynen kitaptaki gibi yazdım parantez içi tanım içi yazıldı.
karşı savaşanların da yönetimi halka vermek(ki eğer başarılı olurlarsa) gibi bir niyetlerinin olmadığını düşündüğüm, kim gelirse gelsin hep var olacak yönetim şekli.
geniş halk kitlelerinin ezildiği, iktidarın bürokrasi ve büyük sermaye arasında paylaşıldığı, burjuva demokratik haklarının sözde kaldığı yönetim biçimi. faşizme az çok benzer; fakat farklı tarafları vardır. özellikle faşizmde sermayenin tüm halk kitlelerine açık bir terörü gözükürken, oligarşi yönetiminde bu açıktan yapılmaz. gizliden ve derin devlet tarafından gerçekleştirilir. bir nevi faşizmden önceki duraktır oligarşi.
aynı bizim ülkemizde olduğu gibi sermaye devletlerinde küçük bir azınlığın mutlu olduğu yönetim şeklidir. Esas olduğu ülkelerde nedense anayasında hep falanca cumhuriyeti demokrasi ile yönetilir ibaresi bulunur.* kapitalist devlet tarafından yasallaştırılır.
önce ki entrylerden birinde de denk geldiğim üzere, yüryüzünde ki bütün yönetim şekillerinde varolmuş ve ilelebet varolacak olan nefret edilesi şeydir oligarşi.
Oligarşi kavramı, kelime olarak, küçük bir azınlığın yönetimindeki devlet biçimidir. Toplumların evriminin belirli bir aşamasından itibaren ortaya çıkan oligarşinin temel görevi, mevcut üretim ilişkilerini biraz daha sürdürebilmek için sömürünün düzenlenmesi ve toplumsal hareketlerin bastırılmasıdır. bu tanımı bugüne uyarlarsak ve modern dünyada ülkelerin sınırlarının artık olmadığı kavramıyla harmanlarsak boşluklarada abd'yi koyarsak bu saldırganlığın sebebini daha iyi anlayabiliriz.
ski daşşağına denk, herşeyi biz bilirizci ipnelerin oluşturduğu sömürgen idiokrasidir. budur. onlara tapanlarla yücelir tanrı(sa) yahut tağut olurlar sonra bu pis kokulu mahluklar. hatta mahluk olduklarını unutup götlerinden bir şeyler halk etmeye kalkarlar o şerefli, köklü, maneviyat ehli halkın tepesin(d)e. ehilleştirecek, eğiteceklerdir ya. eğmektir zihinleri yaptıkları... öyle de pervasız ve hadsizdirler...
Devlet kavramının ortaya çıkmasından bu yana devletleri kuran belirli sınıfların kendi çıkarları doğrultusunda diğer sınıfları ezdiği , hak ve özgürlüklerini kısıtladığı ve bu işi yaparken diğer sınıf üyelerinin takdirini kazanabilen(!)iktidardaki sınıfın siyasi , ekonomik , kültürel faşizmidir.
(bkz: Köleci Oligarşi)
(bkz: Teokratik Oligarşi)
(bkz: Feodal Oligarşi)
(bkz: Kapitalist Oligarşi)
(bkz: Sosyalist Oligarşi)*
aristo nun modellemesine göre azınlığın yönetip yöneten azınlığın istifade ettiği yönetim biçimidir.aristoya göre tiraniyle olan farkı bir grup tarafında yönetilmesidir. aristokrasiyle olan farkı ise istifade edenin sadece yöneten grup olmasıdır.
yunanca oligarchia sözcüğünden köken alır. az sayıda kişinin tekeli- egemenliği anlamına gelir. mali oligarşi ise kapitalist ülkede büyük bankerler ve sanayi tekelcileri grubunun az sayıda olmalarına rağmen toplumsal zenginliğin büyük ve kritik bölümlerini ellerinde tutmalarıdır.
Oligarşi düzeninin sağlanması ve sürdürülmesi tamamiyle kollektivizme bağlıdır. Bu da bize sosyalizmin gerçekleştirmeye çalıştığı bir olgudur. Oligarşi sosyalizmle bu konuda ortak tutum almaktadır.
ornegin amerika birlesik devletlerinde, cia ve beyaz saray burokrasisi oligarsiyi, sermaye ise burjuvaziyi temsil eder.
gorunuste aralarinda bir rezonans var gibi gorunse de, burjuvazi oligarsi ile asla anlasamaz ve aslinda oligarsiyi marksizmden sonra en disli rakibi olarak gorur.
insanlığın yakasını bir türlü kurtarmasını beceremediği yönetim şeklidir ki sanırım kurtarmak da istememektedir çünkü böylesi kolaydır nasıl olsa birileri öyle ya da böyle sürüye çobanlık etmekte yönetime bir şekilde katılımcı olmak oligarşiyi yıkmak fikren ve bedenen büyük çaba gerektirir ve tarihte belli başlı şahsiyetler haricinde bu çabayı gösteren pek çıkmaz zaten onlarda oligarşi tarafından bir şekilde karalanır. oligarinin asıl hakim olduğu temelde insanların ruhlarıdır ve bunun için tüm bilimsel teknik araçları kullanır sonuçta insanlar oligarşiyi öyle doğallıkla kabullenirler ki aksi bir durumu hayal dahi edemezler.