ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler

entry3 galeri0
    1.
  1. hayali'nin söylemiş oldugu fevkalade derin anlamlar içeren sözdür. görünüs olarak baliklar içinde bulunduklari denizi bilmezler mealine gelir. ammavelakin biraz irdeliyince derin anlamlar ortaya cikmaktadir. mahi farsca balik anlamina geliyor. ama arapcada ise yakip yikan anlamina geliyor. simdi biraz dusununce su dunya denen boktan yerde o kadar cok mahi vardir ki (yakip yikan mealinde) bindikleri dallari keserler.

    işte aşagilik komplekslerinden öküzlüklerinden dolayi vesaire fazla teferuta gerek yok.

    işte bu yakıp yikan mahiler dunyayi bir cehenneme cevirir. huysuzca biraz da sikayetvari bir şekilde salak salak niye herşey bok oluyor derler.

    insanlar kendilerini yakarlar ve deryada olduklarini bilmezler.

    erguder yoldas ne kadar da guzel denk getirmiş defter-i divanimiz eserinde bu sözün altina:

    ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler
    bir ah etsem bu dunyayi viran ederim ben

    sanki efendilik edipte herseye siktiret diyen ama ufaktanda olsa gururunu koruyan insanin nidasidir bu.
    6 ...
  2. 2.
  3. şiirin tamamı şu şekildedir:

    Cihân-ârâ cihân içindedür arayı bilmezler
    O mahiler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler

    Harabat ehline dûzah azâbın anma ey zahid
    Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdayı bilmezler

    Şafak-gûn kan içinde dâgını seyr etse âşıklar
    Güneşde zerre görmezler felekde ayı bilmezler

    Hamîde kadlerine rişte-i eşki * takub bunlar
    Atarlar tir-i maksudu nedendür yayı bilmezler

    Hayalî fakr şâlına çekenler cism-i uryânı
    Anunla fahr ederler atlas ü dibayı bilmezler
    3 ...
  4. 3.
  5. Cihân-ârâ cihân içindedür arayı bilmezler
    O mahiler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler

    dünyayı, evreni süsleyen* evrenin içindedir, (onlar) aramayı bilmezler. tıpkı denizin içinde olup da, her tarafı deniz olduğu halde denizi bilemeyen balıklar gibidirler.

    harabat ehline dûzah azâbın anma ey zahid
    Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdayı bilmezler

    ey kendini maneviyata-ibadete vermiş zahid kişi, harabat ehline, underground mekanlara takılan tayfaya cehennem azabından bahsetme. çünkü bunlar anı yaşamaktadırlar, carpe diem demektedirler. bundan ki gelecek kaygısı nedir bilmezler.

    Şafak-gûn kan içinde dâgını seyr etse âşıklar
    Güneşde zerre görmezler felekde ayı bilmezler

    aşıklar şafak kızıllı rengi kan içinde yaralarını seyredeler ki bu renkten dolayı güneşin küçük bir hüzmesini göremez gözleri, yörüngesinde gezen ayın ne olduğundan ise haberleri bile yoktur.

    Hamîde kadlerine riste-i eski * takub bunlar
    Atarlar tir-i maksudu nedendür yayı bilmezler

    bu aşıklar, aşktan bükülmüş vucutlarına, ağlayarak adete gözyaşından bir ip takarlar, bir yaya benzeyen bu halleriyle maksut okunu, biricik gayelerine giden oku atarlar ama asıl yay olan kendilerini unutmuşlardır. kendilerini bilmezler.(hala anlamayanlar için; sürekli gözyaşı akıtan aşığın gözyaşı yere dik olarak iner ve ipe benzer. vücutları da eğik olduğundan, bu halleriyle bir yayı andırırlar)

    Hayalî fakr şâlına çekenler cism-i uryânı
    Anunla fahr ederler atlas ü dibayı bilmezler

    hayali, çıplak vücutlarına fakirlik şalını giyenler onunla övünürler, atlası dibayı bilmezler. markayı zaten hiç takmazlar.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük