kesinlikle "tutunamayanlar" buna bir örnektir.
bitirdim ama bitirmek için ne acılar, ne buhranlar, ne badireler atlattım...
kitabın 200. sayfasına zar zor geldim, bıraktım.
kendimi sorguladım; herkes "başucu kitabım. mükemmel <3" diyor. acaba ben mi geri zekalıyım da anlayamıyorum?
-dur, meb55. kitap 720 sayfa. belki ilerleyen sayfalarda olaylar bambaşka bir boyut kazanır, belki benim de "şaheser"im olur.
olmadı, öyle olmadı. bitirdim ama bendeki ifade şu oldu: (#18538281)
ve kitabı canı gibi seven, hatta kendi yazmışçasına anlayan(?)lar tarafından defalarca eksilendim bu kitap hakkında bir bunu, bir de diğer görüşümü bildirdiğim için.
görüşüm aynı...
bir insanı, ne anlattığını bilmeden sonuna kadar dinlemeye benzer bu durum. bilgilendikçe anlaşılacağı sanılır fakat her iki durumda da başa dönülüp eksikler giderilmelidir.
kitap okuma alışkanlığını yeni yeni edinmeye başlamışsanız kitap okumaktan soğuma sebebidir. bu sebeple ya anlayarak okumaya çalışılmalı ya da hiç okunmamalı bu tür durumlarda.
kitap dil olarak veya içerdikleri bakımından ağırdır kişi çok kitap okudum peşinde gidiyorsa okur ve umursamadan geçer ama öğrenicem diye okuyorsa zaten düşüne düşüne okur zaman kaybı yapmaz bir şey katmayan kitaba zaman ayırıp.
serdar ortaç şarkısı dinlemek gibidir. bir cümleyi tahlil etmeye çalışırken diğer cümleleri kaçırır, ama o takıldığınız cümleyi de idrak edemeden şarkıyı bitirirsiniz.
genellikle felsefe ve psikoloji kitapları bu gruba dahildir. böyle kitapları tek seferde anlayabilmek zordur. geniş bir dil bilgisi, kavram ve kelime dağarcığı gerektirir. yapılması gereken, böyle kitapların en az 2 defa okunmasıdır.
geçen gün kim milyoner olmak ister yarışmasında siktir çeken yarışmacının, küçük prensteki "fil yutmuş boa yılanı" nı hatırlayamaması, ağzı bozuk arkadaşın kitabı anlamadan bitirdiğinin bir örneğidir. yılan resmini hatırlamayacaksın da neyi hatırlayacaksın be adam!