bir rivayete göre yazının boyasını kimya mühendisliği öğrencileri yapmışlardır, ve kimseye söylemedikleri özel bir formülü vardır, bu nedenle kimse nasıl çıkacağını bilmemektedir. stadın çok büyük olması nedeniyle yazı basamaklara yazılırken uzaktaki yurtlardan takip edilerek boyayanları yönlendirdikleri de söylenir.
büdüt: bu enrty girileli 2 sene olmuş. ben bile unutmuşum böyle bir entry m olduğunu. ancak iki yıldır istisnasız eksilenen tek entry im. gerçekten kutluyorum bu delikanlıları. ütopyalarına sadık birer gençler. vardiyalı sistemde eksiliyorlar. sekiz saatten fazla çalışmayın ama ütopyanıza ters. aklınızda olsun.
bir zamanlar kimya mühendisliği öğrencilerinin inançları doğrultusunda stada kendi hazırladıkları boyayla yazdıkları yazı. bu gelenek her yıl yapılan odtü bahar şenliklerinin 3. gününde sahaya mumlarla yazılmak suretiyle tekrarlanır. bu bir odtü geleneğidir.
hurafelerle insanları oyalamanın sadece dinde olmadığını gösteren ibretlik hatta, sapıklıkta sınır tanımayan stv dizilerinden birinde hikaye yapılması gereken yazıdır.
yok kimya mühendisleri attırmış yok kaka kolanın formülü bu yazıymış haydeeee.
gerçekse odtü yönetiminin zaman zaman yazıyı yenilemesidir. keşke devrim yazıda, parkada kalmasaymış ne güzel olurmuş öyle değil mi?
yazının büyüklüğü onu yazanların hayallerinin de büyüklüğünü göstermektedir. hayaller onu gerçekleştirebildiğin kadar değil onu yaşatabildiğin kadar güzeldir.
yazi yazildiktan bir kac yil sonra uzerine zift dokulup yakildigi soylenir.. böylece yazı iyice betona işlemiş .. ayrıca odtü rektörlüğünün de arada sırada yazının üzerinden geçtiği söylenir.. her nasıl olursa olsun o yazı yıllardan beri orada durmaktadır. önemli olan da budur.
odtü nün silmeye çok istekli olduğu bir yazıdır, zira benim içinde bulunduğum 13 senedir üzerine başka renk boya sürmeden, betonları kırıp yeniden yapmaya kadar birçok yol denenmiştir, ancak hiç biri başarılı olamamıştır, zira her yeni bir denemeden sonra devrimci ruh hortlamış ve stadı eski haline getirmiştir. hatta bir keresinde helikopterlerden boya döküyorlardı da stadın her yerine bulaşmasına rağmen esen rüzgardan dolayı bir türlü devrim yazısının üstüne denk gelmemişti, allah ın hikmeti işte. allahuekber i de başka bir entry de incelemek üzere sevgili uuser lar. * *
zamanın şartlarına göre kişilerin reklam çabası olarak gördüğüm bir durumdur. insanlar o zamanın en uç düşüncesi olarak devrimi görmektelerdi. şimdi olsa allahuekber veya üç hilal çizilme olasılığı yüksektir. ama ulan gidiyimde bi türk bayrağı çiziyim diyen çıkmaz. çünkü türk bayrağı böyle ilgi çekmez. gerçektende halen daha çok ilgi çekmektedir. çünkü çok sağlam bir boyadır. aslında bu boyayı alacaksın terörist kamplarına dökeceksin sonra da köylerde kentlerde boyalı boyalı dolaşan herkesi tutuklayacaksın diye insanın iç geçirmesine sebep olan boya.
(bkz: ulan sözlük manyak ettin beni)
efsanedir bana göre.
ben bu yazının çıkmasının değil çıkmamasının imkansız olduğunu biliyorum.
çünkü bilen bilir iki sene önce odtü stadyumuna oturma basamaklarının üstlerine tahtadan oturma yerleri yapıldı*** ve öncesinde oralar bi güzel yıkılıp* yeni beton yapıldı ki ben yazının yer yer bozulduğunu görüp üzüldüm ve bikaç gün sonra yazı eskisinden daha da canlı hale geldi nasıl oldu bilmiyorum. artık betonu yapan ustalar sonradan gidip boyadılar mı rektörlüğün emriyle? yoksa komünist partili gençler mi boyadı? hiç fikrim yok ama tekrar gördüğümde sevindim bi yandan da "vay be ne efsaneymiş 3 senedir inanmışız" dedim.
olay budur zaman zaman boyanmaktadır ve yenilenmektedir yazı.
ama o günün koşullarında bu kadar büyük bi yazıyı düzgün yazabilmiş,o yazıyı sadece stada değil içlerine de yazmış ve bunun uğruna hayatını feda eden gençleri takdir etmeden geçmemeliyiz.
68 hareketinden beri sol ideolojinin kalesi olmus odtü nun ruhunu gösteren tablo. gazi üniversitesinde küpe taktığı, sakal bıraktığı , uzun saclı olduğu , ramazanda oruc tutmadığı için ağızlarında 2 kilo salya ile saldırıya gecen sapık hareketten 10 kat daha onurlu, serefli, idealist bir düsünceyi yansıtığı aşikardır..
kalıcı bir boyadan yapıldığı tabii ki de doğru değildir. böle bir boya olsa zaten evlerimizi bunun boyar bir daha badana yapmak zorunda kalmazdık.*
her sene bahar şenliklerine yenilenir bu yazı. tekrardan boyanır. öğrenciler kışın oturuken üşümesin diye beton un üstü tahtalıklarla kaplanmıştır ama o yazıyı tahtalar da tutamaz elbette.
orası odtü stadyumu değildir. devrim dir. kafalarda ister aydınlık olsun, ister karanlık. akşam nerede içiyoruz diye sorulursa stadyumda değil devrimde denilir. devrim coştu denilir. vs vs.
kalıcı olan yazı değil, o yazının yıllar önce anlatmaya çalıştığı şeylerdir. 6 harfli tüm oturakları kaplayan boyada bir yazı değildir o. çok daha fazlası vardır arkasında.
aslen bizim devrim abinin yazdığı yazıdır. yıl bindokuzyüzyetmiş küsür. devrim abi böle her yere adını yazma meraklısı, eski köprü altı çocuklarından. velhasıl, bir gün vizyonunu genişletmeye karar verir abimiz. "lan reco olm şuraya adımı yazcam" der stadı göstererek. ve olaylar gelişir. işte o yazının kısa ve öz tarihi, bu kadar basittir.
edit: madem ki en beğenilmeyen entarim olmuş, o zaman biraz açıklama-kapaklama zamanı gelmiştir gibi görüküyor:
şimdiii,
siz ki akıldışılığı ve irrasyonaliteyi hayatınızdan çıkardığınızı söyleyen sözüm ona "solcu" insanlar.
"o yazı silinmez çünkü onu devrimin ruhu koruyor! avrupa'da dolaşan hayalet koruyor! " gibisinden saçmasapan, akıl dışı ve kendi çapında yobaz zırvaları söyleyeceksiniz, ve bu samimiyetsizliğinize soul forged sin bir şey demeyecek öyle mi? hah!
önemli olan stadyumda yazılan 6 harf değil, verdiği * mesajdır. odtü'ye geldiğiniz gün görürsünüz o eşek kadar yazıyı, nereye geldiğinizi bilir, ona göre davranırsınız, gerekirse hareketlerinize bir çeki-düzen verirsiniz.
ha diyeceksiniz devrim? zaten ne türkiye o zamanların türkiyesi ne de odtü o zamanların odtüsü. yani yazının anlamı çoktaan gitmiştir, ama verdiği mesaj sonsuza dek kalacaktır. kimine gurur kimine utanç verecektir. ama bir gerçek vardır ki; bu yazı olmadan bir odtü artık düşünülemez. işinize gelse de gelmese de...
tüylerimi diken diken eden, yazanların uğrunda hayatlarını feda ettikleri, hep orda olan ve hep orda olacak 6 altın harftir.
derler ki bir kış günü 4 aslan, özel bir karışımla sabaha kadar uğraşıp yazmışlar. o gün bugündür bu yazıyı çıkarmaya kimsenin gücü yetmemiş. çok düşmanı olmuş ama sonunda hepsi yenilmiş. yüzü gülen hep devrim olmuş.