bugün

öyle temizlik takıntısıyla ya da "yeaa phende far mı açapaaa xddd" ile açıklanamayacak gelmiş geçmiş en sinir bozucu hastalık. sittir edin olm bunu havalı bir şey değil. özenmeyin. sitmeyin hayatınızı.
şahsıma doktor tarafından teşhisi konulan rahatsızlık. tedavi edilmediği taktirde şizofreniye kadar ilerleyebileceği söylenen, hayatı insana zehir eden olmaz olasıca şey.
insana kendini özel hissettiren, -herkeste oluyor mu bilmem ama- bazen kayışı koparttığınızı zannettiren, onu bırakmaya çalışıp başınızdan atmaya başlayınca insana huzur getiren bir yanı da olan hastalık. bi nevi oyun gibi bişey eğer ona ortam hazırlarsanız ve onun istediklerini yaparak anlık kurtuluşu yakalamaya çalısırsanız iyice dibe batarsınız. benim tavsiyem kafaya takmamak onun bu kötü senaryolu düşüncelerini. tabi ki bu kafaya takmamak zor bi süreçtir ama denenmesi gerekir bence. ya da hiç denemeyin ölene kadar takın kafaya tercih sizin.tabi ki doktora görünmekte fayda var her insanın psikolojisi aynı değildir, kendimden yola çıktım ama nacizane, belki başkalarında ters teper bilemiyiciğim.
hayatımı mahveden şu anda gözyaşlarımın sel olmasına neden olan hastalık .
intihar derecesine geldim ilaçlar fayda etmiyor artık nefesimi bilinçli alıyormuş gibi hissediyorum kafayı sıyırmak üzereyim.
yardımm dileniyorum konuyla ilgili yazarlardan ...
(#15064921 )
tam üzerinde düşünürken sol frame'de gördüğüm başlık anaaaaa. ayrıca hastalıktan muzdarip olmaya müsait biri olan beni çok korkutuyor, dakikada bir aklıma gelen, bazen hiç gitmeyen şeylere çıldırmamaya, her şeyin beyinde başlayıp beyinde başladığına inanmaya çalışıyorum.
küçüklüğümden ufak ufak başlayan bu rahatsızlık ona yüz verdikçe arttı arttı arttı... belki de mutlu olunca azalıyor bilmiyorum ama bildiğim bişey var ki o da şu ; bu rahatsızlık mahalledeki seni kızdırmaya çalışan dövülesi çocuk gibi. yani demek istediğim en hassas olduğunuz konular üzere gelip sizin bu konudan soğumanızı ve artık hoşlandığınız şeyi yapmamanızı sağlıyor. bir insanın en hassas yanı dini konularsa eğer o insan ibadetlerini düzgün yapmaya çalışan ya da imanının yerinde olduğunu düşünen bir insansa o insanın imansız olduğunu, yaptığı ibadetlerin sağlam olmadığını, abdestlerini düzgün alamadığını doğal olarak da abdestsiz namaz kıldığı için dinden çıktığını düşündürüyor.

bu olayı şöyle açıklamayım ki, hani bazen çok hassas yanların olur da birisine söylersen bu senin o'na verdiğin bir koz olur. heh tam bu noktada ortaya çıkıyor işte senin bu hassas noktanı kurcalıyor ve eğer sen onun attığı oltaya takılıp bu düşünceleri kafaya takarsan vay haline...

bi de bu işin ilgiç bir yanı var. eğer sen başka takıntılı insanın takıntılarını görürsen genelde saçma geliyor sana o'nun yaptıkları. ama sen bunu yapınca öyle düşünmüyorsun işte bu yüzden bu tür rahatsızlıkları olan insanlar konuşmalı birşeyler paylaşmalı sorunlarını konuşmalı diye düşünüyorum. eğer konuşmak isteyen arkadaşlar olursa birikimlerimizi paylaşabiliriz.
basitçe ''takıntı hastalığı'' diye geçiştirilmemesi gereken ağır bir kişilik bozukluğudur.
obsesyonlar farklı şekillerde kendilerini gösterirler, bu cinsellik anlamında olur, simetri anlamında olur, dini anlamda olur(bu çok zor bir durumdur), kaygı - kuşku anlamında olur.. kişi bahsettiğim hususlarda beynine istemsizce gelen düşünceleri engelleyemez..
örnekler verelim obsesyonlara.

Bulaşma Obsesyonu ve Temizlik Kompulsiyonu

34 yaşında ev kadını, eve gelen misafirlerin dışarıdan mikrop taşıyacağı şeklindeki obsesyon-larından dolayı evdeki tüm terlikleri yıkanabilir terlik olarak değiştirmişti ve misafirler gittikten sonra hepsini çamaşır makinesinde yıkıyordu.


43 yaşında erkek hasta, ev ortamı dışında tuvalete gitmiyor, evde de tuvalete her gittiğinde idrar sıçradığı şeklinde takıntılı düşünceler ile çoraplarını ve pantolonunu değiştiriyordu.

Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu

45 yaşında erkek hasta, her akşam işinden evine döndüğünde otomobilini park edip evine girdikten sonra otomobilin kapısını kilitlediğin-den emin olmuyor ve bazen iki-üç kez olmak üzere sokağa çıkıp otomobil kapılarını kontrol ediyordu.

54 yaşında erkek hasta, her sabah kendi kullandığı otomobili ile bir kavşaktaki polisin yanından geçiyor, biraz uzaklaştıktan sonra “acaba otomobilin sol aynası ile polise çarpıp yaralamış mıyımdır?” şeklinde kuşkular nedeni ile geri dönüyor, polisin sağlıklı olduğundan emin olduktan sonra rahatlayarak işine gidiyordu.

40 yaşında erkek hasta, evde ailesi ile birlikte otururken “kontrolümü kaybeder de elimden bir kaza çıkar, eşime, çocuğuma zarar verir miyim” şeklinde düşünceleri nedeni ile aile üyelerinin bulunduğu ortamda eline makas/bıçak gibi kesici/delici aletler almıyordu.

Lohusalık dönemindeki genç bir anne bebeğini emzirirken ya da altını temizlerken “kontrolümü kaybederim de bebeğimi boğar, öldürür müyüm” şeklinde düşünmekten alıkoyamadığı ve çok yoğun sıkıntıya neden olan takıntılı düşüncelere sahipti.

Cinsel içerikli obsesyonlar

65 yaşında, dini inançları kuv-vetli kadın hasta, çevresindeki erkeklere ilişkin cinsel içerikli hayaller kurmaktan kendini alamıyor, bu hayalleri zihninden bir türlü uzaklaştıramıyor ve çok rahatsızlık duyuyordu.

16 yaşında lise öğrencisi erkek hasta, “Kontrolümü kaybedip de elimde olmadan bayan öğret-menlerime ve kız arkadaşlarıma sarkıntılık yapar mıyım ya da yanlış anlaşılabilecek davranış-larda bulunur muyum?” şeklinde cinsel içerikli obsesyonlara sahipti.

Dini içerikli obsesyonlar

58 yaşında, dini ibadetlerini tam olarak yerine getirdiğini ifade eden bir erkek hasta, namaz sırasında tam başını secdeye koyduğunda “Allah’ın varlığından kuşku duyma” şeklinde takıntılı düşünceler geldiğinden yakınıyordu.

Simetri/düzen obsesyon ve kompulsiyonları

35 yaşında ev kadını, sehpaların üzerinde bulunan örtülerin sehpanın tam ortasında durmasına özen gösteriyor, halının saçaklarından ters dönenler varsa düzeltmeden duramıyordu.

43 yaşında erkek hasta görev yaptığı kütüphanede raflardaki kitapları büyükten küçüğe, kalın ciltliden ince ciltliye belirli bir düzen içinde yerleştirmek için günlük mesaisinin büyük bir kısmını harcıyor, yapması gereken diğer işleri aksatıyordu.

Dokunma kompulsiyonları

37 yaşında erkek hasta, sabahları işine giderken vestiyerin yanında asılı duran ve üzerinde mutlu bir aile resmi bulunan anahtarlık kutusuna dokunmadan çıkarsa, ailesini ilgilendiren olumsuz bir olay ile karşı karşıya kalabileceklerinden endişe duyuyor, bazen geri dönüp yeniden dokunma gereksinimi duyuyordu.

Sayma kompulsiyonları

33 yaşında kadın hasta, sabahları çocuğunu okula gönderirken üç kez “yolun açık olsun” demezse başına kötü bir şey geleceğinden endişe duyuyordu.

Biriktirme ve saklama kompulsiyonları

38 yaşında erkek hasta, uzun yıllardan beri düzenli olarak aldığı gazeteleri “içindeki bilgiler ileride çocuklarıma gerekli olabilir” şeklide bir düşünce ile düzenli bir şekilde ve tarih sırasına göre paketleyerek saklıyordu.
rahatsız edici hastalıktır.

bazen totem olarak gösterir kendini. kötü bir şey olacağını düşündüğünüzde. bunun gerçekleşmemesi için tuhaf sesler çıkarmaktır.bunun batıl olduğunu bilirsiniz. ama yine de yapmaktan vazgeçemezsiniz. ya olursa diye korku vardır hep.
filmdeki kızın "bırak kolumu acıtıyorsun" demesi gibi bir ruhsal bozukluktur. yüz verirsen astarsız, vermezsen de septisist çıkar. sosyal yaşantının bıyık ruhsal tarafının da sakal olduğunu bildiğin için tükürmeye gerek duymazsın.*
evre evre dünya nüfusunun da büyük bir bölümünü ister istemez oluşturur.
söylenmesi çok zor olan davranış bozukluğu.
Obsesyon: Takıntılı düşünceler. Örnek: Yeni yıkadığı halde ellerin kirli olduğu düşüncesi.
Kompulsiyon: Takıntılı düşüncelerin eyleme geçirilmesi. Örnek: Günde yüz defa çamaşır suyuyla kirli olduğu düşünülen ellerin yıkanması.
Bu iki semptomun var olduğu insanlar için kullanılan terim: Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu.
yıllar önce psikolojiyle derinlemesine ilgilenen bir arkadaşımdan sohbet esnasında duyduğum terim.

- sevgili congolos, yaklaşımların farklı kategoride değerlendirilebilinir, mevcut durum obsesif kompulsif bozukluklar dahilindedir.
- obsesiv kompürösör mü o ne ?
- .... *
- ...*
kisinin mantikli olmadigini bildigi halde zihninden atamadigi dusunceye obsesyon, dusuncesini eyleme donusturmesine ise kompulsiyon denir
çocukken çok baskı görmüş insanlarda daha çok ortaya çıkan hastalık. aslında bakarsanız, herkeste bundan biraz var. bu sebepten ötürü, kendinize hemen bu hastalığı yakıştırmayın. belirtileri ekstrem olmadıkça...
sırf rengini begenmedigi için antep fıstıgı yemeyen bi arkadaşım vardı; bunun gibi daha türlü türlü başka garip huylar. sonunda bunun için psikiyatra gitti ve ciddi boyutta obsesif kompulsif kişilik bozukluğu oldugu ortaya çıktı. tedavi görüyor şuan.

edit: buarada bu hafta perşembe kanald de başayacak olan (bkz: galip derviş) adlı dizide engin günaydının canlandıracağı ana karakter de aynı zamanda ciddi boyutta obsesif kompulsif kişilik bozuklugu olan biri. bakalım başarılı bi şekilde işleyebilecekler mi. dizinin başlıgına girilen entrylere bakarsanız zaten (bkz: monk) dizisinin birebir aynısı bu dizi. (karakterler tamamen aynı hatta bölümde gecen olaylar da aynı olacak galiba. yani henüz fragmanda gördügümüz bölümleri monkta izlemiştim çünkü). orda oldukça iyi işlenmişti.

edit2: 21mart perşembeymiş ya la. ben bu perşembe sanıyodum.
(bkz: kezban vol 2)
tüm üniversite hayatımı zindana çeviren ki temeli mükemmelliyetcilik ve bundan kaynaklanan bireysel ve çevresel sorunlar.katı cimri eksiksiz kimseye muhtaç olmadan hatta grup çalışmalarını dahi bireysel yapmaya çalışan vs vs çok merak etmeyin .ha bozuklukla kişilik bozukluğu ayrıdır.üsteki yazanlar inanmayın çoğu okb dur biz okkb bahsediyo ruz.
brad pitt' in sahibi olduğu iddia edilen bozukluk.
düşündükleri şeyler, mükemmelliyetçilik arayışları kendilerini de rahatsız etse de vazgeçemezler. zararlı insanlar değillerdir, kişilik bozukluğudur ama bir manik depresif, bir borderline değildir.o derece tehlikeli boyutta değildir onların takıntıları. psikiyatriden tedavi aldıkları sürece kendlerini daha iyi hissederler.
takıntılı olmaktır...zordur!
(bkz: okb)
(bkz: adrian monk)
- ya derste birden bire kalkıp çiftetelli oynamaya başlarsam,
- ya cenazede gülersem,
- ya çocuğumu balkondan atarsam, hani yapmam da çok sinirlenince yaparsam.
gibi düşüncelerin sürekli insanın aklına gelmesi şeklinde de kendini gösterebilen psikolojik rahatsızlık.
çok zor olduğu açık, allah kolaylık versin.
hayatta yok denecek kadar başarım olmamasının nedeni. şeytana kötü derler ya işte bu hastalık ondan da beter tedavisi var derler falan derler şu hapı önerirler dışarı çık yok temiz hava al yok çayıra çimene bak vs. vs. , güzel kardeşim çimene bakınca bu adamlar bu çimen niye ekşi diye otların biyolojisi öğrenmeye çalışıyor günlerce.
yakın olduğum durum. hissediyorum biraz kontrolü bıraksam kişilik elden gidecek.