bugün
- bik bik moderatör olsun8
- en yaşlı özelliğiniz8
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- anın görüntüsü14
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi10
- aleyna tilki10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız17
- sözlük kızından gelin olmaz21
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- şehirler arası aşk yaşamak8
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence14
- icardi1905 silik olsun kampanyası17
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
selda bağcan'ın 1974'te çıkan aşkın bir ateş & o günler 45'liğinde ve 1995'te çıkan türkülerimiz 1 albümlerinde söylediği ve aslı lili ivanova'nın 1969'da çıkardığı albüme adını veren camino olan şarkısı. bu da şarkının sözleri:
Ne varsa herşey hatırımda
Sanki daha dünmüş gibi
Senden gelen senin olan
Ne varsa herşey hatırımda
O günler, o günler
Şimdi yabancı gibiler
Bir günlük mutluluğa
Bir ömür alıp gittiler
Ne günlerdi ah o günler
O günler, o günler
Şimdi yabancı gibiler
Bir günlük mutluluğa
Bir ömür alıp gittiler
Ne günlerdi ah o günler
Bir daha dönülse
Şu yalancı dünyaya
Bir ömür verirdim ben yine
Seninle bir günlük mutluluğa
O günler, o günler
Şimdi yabancı gibiler
Bir günlük mutluluğa
Bir ömür alıp gittiler
Ne günlerdi ah o günler
bu da her 2 şarkının müziği: http://www.youtube.com/watch?v=LRdObqf0r4Q
(bkz: itina ile ukte doldurulur)
Ne varsa herşey hatırımda
Sanki daha dünmüş gibi
Senden gelen senin olan
Ne varsa herşey hatırımda
O günler, o günler
Şimdi yabancı gibiler
Bir günlük mutluluğa
Bir ömür alıp gittiler
Ne günlerdi ah o günler
O günler, o günler
Şimdi yabancı gibiler
Bir günlük mutluluğa
Bir ömür alıp gittiler
Ne günlerdi ah o günler
Bir daha dönülse
Şu yalancı dünyaya
Bir ömür verirdim ben yine
Seninle bir günlük mutluluğa
O günler, o günler
Şimdi yabancı gibiler
Bir günlük mutluluğa
Bir ömür alıp gittiler
Ne günlerdi ah o günler
bu da her 2 şarkının müziği: http://www.youtube.com/watch?v=LRdObqf0r4Q
(bkz: itina ile ukte doldurulur)
selda bagcan'in bu sarkisini ne zaman dinlesem, gecmisim turuncu filtreli bir film seridi gibi gözümün önünden gecer.
Hayatimin en keyifli, en icten ve yeniden yasanmaya deger gunleri arasında yer alicak.
O günler her istediğimi yapardim. Tıpkı bu günlerdeki gibi.
nadide hayat filmiyle tekrar hatırlanan güzel şarkı. ferdi özbeğen yorumu da çok güzeldir.
sanki daha dünmüş gibi demiş.
elimi tutup gözlerinle tutukladığın her an’a aşk diyorlar.
aşk…
o koca duyguları üç harf, tek heceye sıkıştırmışlar.
kitapların, filmlerin sonunda diken olan tüylerimin sebebi yaşattıkların, yaşadıklarım.
daha dün başkasının kokusunu soluyarak uyuduğunu unutup, belki yılların alışkanlığından yutkunmalarımı görmezden geldiğim, eşsiz üst üste dişlerinin göründüğü kahkahalarını hatırlatan şey.
ahh o günler, şimdi yabancı gibiler.
demiş.
yabancılamak, unutmaya yarım adım da olsa yaklaşmaktı.
her yeni güne uyandığımda en güldüğüm esprilerini hatırlamak unutmaya yardımcı olmuyordu.
biliyor musun?
ağlattıklarından çok güldürdüklerin ağlattı beni hep.
kayıp hissinden.
herşey hatırımda, sanki dünmüş gibi.
şarjım bitiyordu yazarken satırlarımı, bilgisayarımın.
komidinin altından uzandım, bir kurdele dolandı elime.
en son aldığın buketin kurdelesi miydi o?
gülümsedim.
yok edemiyordum hiçbir şeyi.
hiçbir şeyini.
birkaç gün önce aldığım kitabın fişini koydum kırmızı dosyamıza,
bir de en son fotoğrafını çekip attığım not kağıdını.
yetmiyordu sensizken, senden kalanlar.
eskileri hep diri tutmak için biriktirirmiş insan eşyaları.
çok azmış gibi çoğaltıyorum.
en korktuğum şey, bir anımı unutmak aslında.
önlem alıyorum.
bir gün alzheimer olsam dahi unutmamak için belki.
bugün farkettim ki, fotoğraflar.
vaktimi en çok geçirdiğim insanla o kadar az karem olmasına şaşırıyordum.
sonra düşündüm.
sahi çok mutluyken nasıl fotoğraf çekilirdi insanlar?
ben unutuyorum hep.
belki bi an geliyor tekrar aklıma, sonra yine unutuyorum.
anın büyüsünü bozmak gibi de geliyor aklıma gelince.
o bakışa durdurup insanların görmesi, beğenmesi, duyması için çabalamak mı, yoksa o anı yaşamak mı?
ben hep ikincisini tercih ettim.
sonra pişman da oldum.
iyi bir ressam olsam o kareleri çok güzel çizebilirdim.
hafıza konusunda şanslı olduğumdan her gece yatağımda bakıyorum sanki fotoğraflarımıza.
sonra ‘tehlikeli’ olduğum düşüyor aklıma.
susuyorum.
yazmıyorum.
biliyor musun?
aramanı istemiyorum.
aradığıyla bütün olacak diyorum.
evinde hissedecek.
tatili de evi de o olacak.
sevgililer günü o olacak, doğum günü o olacak.
ananesinin kanı ona ısınacak..
fa anahtarıyla besteler okuyacak belki.
bestelerinin hikayesi olacak.
sabahın ilk ışıklarına kadar konuşup onun nefes sesleriyle uyuyacak.
benim hayallerim başkasının gerçeği olacak.
sanki daha dün demiştin, bir yüzünü görmek istedim diye.
on dakika sonra yine başka bi ruhtaydın.
ve o gece başkasının yatağında.
alışmam gerekenler aynı tonda acıtıyorsa beni,
mutlu olmalıyım.
sevemedim başkasını senin gibi.
sevmedim aslında.
bilirsin, hiç kötü dileğim olmadı hiçbir zaman.
özdemir asaf'ın dediği gibi, olmaz ama olur da ‘başkasını seversem,
inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem.’
http://www.youtube.com/watch?v=FNcppvRWILo
elimi tutup gözlerinle tutukladığın her an’a aşk diyorlar.
aşk…
o koca duyguları üç harf, tek heceye sıkıştırmışlar.
kitapların, filmlerin sonunda diken olan tüylerimin sebebi yaşattıkların, yaşadıklarım.
daha dün başkasının kokusunu soluyarak uyuduğunu unutup, belki yılların alışkanlığından yutkunmalarımı görmezden geldiğim, eşsiz üst üste dişlerinin göründüğü kahkahalarını hatırlatan şey.
ahh o günler, şimdi yabancı gibiler.
demiş.
yabancılamak, unutmaya yarım adım da olsa yaklaşmaktı.
her yeni güne uyandığımda en güldüğüm esprilerini hatırlamak unutmaya yardımcı olmuyordu.
biliyor musun?
ağlattıklarından çok güldürdüklerin ağlattı beni hep.
kayıp hissinden.
herşey hatırımda, sanki dünmüş gibi.
şarjım bitiyordu yazarken satırlarımı, bilgisayarımın.
komidinin altından uzandım, bir kurdele dolandı elime.
en son aldığın buketin kurdelesi miydi o?
gülümsedim.
yok edemiyordum hiçbir şeyi.
hiçbir şeyini.
birkaç gün önce aldığım kitabın fişini koydum kırmızı dosyamıza,
bir de en son fotoğrafını çekip attığım not kağıdını.
yetmiyordu sensizken, senden kalanlar.
eskileri hep diri tutmak için biriktirirmiş insan eşyaları.
çok azmış gibi çoğaltıyorum.
en korktuğum şey, bir anımı unutmak aslında.
önlem alıyorum.
bir gün alzheimer olsam dahi unutmamak için belki.
bugün farkettim ki, fotoğraflar.
vaktimi en çok geçirdiğim insanla o kadar az karem olmasına şaşırıyordum.
sonra düşündüm.
sahi çok mutluyken nasıl fotoğraf çekilirdi insanlar?
ben unutuyorum hep.
belki bi an geliyor tekrar aklıma, sonra yine unutuyorum.
anın büyüsünü bozmak gibi de geliyor aklıma gelince.
o bakışa durdurup insanların görmesi, beğenmesi, duyması için çabalamak mı, yoksa o anı yaşamak mı?
ben hep ikincisini tercih ettim.
sonra pişman da oldum.
iyi bir ressam olsam o kareleri çok güzel çizebilirdim.
hafıza konusunda şanslı olduğumdan her gece yatağımda bakıyorum sanki fotoğraflarımıza.
sonra ‘tehlikeli’ olduğum düşüyor aklıma.
susuyorum.
yazmıyorum.
biliyor musun?
aramanı istemiyorum.
aradığıyla bütün olacak diyorum.
evinde hissedecek.
tatili de evi de o olacak.
sevgililer günü o olacak, doğum günü o olacak.
ananesinin kanı ona ısınacak..
fa anahtarıyla besteler okuyacak belki.
bestelerinin hikayesi olacak.
sabahın ilk ışıklarına kadar konuşup onun nefes sesleriyle uyuyacak.
benim hayallerim başkasının gerçeği olacak.
sanki daha dün demiştin, bir yüzünü görmek istedim diye.
on dakika sonra yine başka bi ruhtaydın.
ve o gece başkasının yatağında.
alışmam gerekenler aynı tonda acıtıyorsa beni,
mutlu olmalıyım.
sevemedim başkasını senin gibi.
sevmedim aslında.
bilirsin, hiç kötü dileğim olmadı hiçbir zaman.
özdemir asaf'ın dediği gibi, olmaz ama olur da ‘başkasını seversem,
inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem.’
http://www.youtube.com/watch?v=FNcppvRWILo
geceden geliyorsanız bu saatte en kral versiyonu budur. hem huzur verir hem üzer...
https://www.youtube.com/watch?v=_4lbcGJlvOI
https://www.youtube.com/watch?v=_4lbcGJlvOI
orjinali bulgar lili ivanova' ya aittir.
https://youtu.be/I_rp0o8DLrk?si=6A0a-Nl7mVmgnywc
not: gene galiba en iyisi ferdi abinin.
https://youtu.be/I_rp0o8DLrk?si=6A0a-Nl7mVmgnywc
not: gene galiba en iyisi ferdi abinin.
güncel Önemli Başlıklar