bilinen en çevreci, doğrudan ve ya dolaylı olarak en az canlı ölümüne sahip, en fazla sürekliliğe sahip, en ucuz ve karbon ayak izi en az olan enerji türüdür. bugün bir iklim krizi yaşıyorsak daha az nükleer santrale sahip olmamız temel nedenlerden biridir.
öncelikle bilmeniz gerek; rüzgar ve güneş enerjisi süreklilik arz etmezler ve verimsizdirler. bu yüzden bu enerji türleri termik, jeotermal, hidroelektrik gibi enerji kaynakları ile desteklenmek zorundadır. evet, evinize alacağınız jel piller ile güneş ve rüzgar enerjisinin devamlılığı sağlayabilirsiniz ama aynı jel piller ile sokakları aydınlatıp fabrikaları çalıştıramazsınız. ayrıca ömürleri dolduktan sonra (ki etkisini 2040'tan itibaren göreceğiz) devasa bir çöp ve toksik madde krizi ile karşılaşacağız. (kullanılan akülere girmiyorum bile!)
ayrıca hedef sera gazı salınımlarını azaltıp dünyanın ısısını düşürmeye çalışmaksa gesler ve resler dünyanın ısısını arttırıyor. özellikle gesler bu noktada açık ara lider! kuruldukları alanın ısısını ciddi biçimde yükseltiyor, canlı yaşamını imkansızlaştırıyor. öyle ki çin, tibet'e gesler kurarak donmuş toprakları çözüp tarıma ve yaşama uygun hale getirmeye çalışıyor!
sorun biter mi? çatı tipi geslerin neden olduğu yangınlar ve ölümler ise bonus olarak
geliyor!
eee resler? devasa doğa katliamlarına neden oluyor, göç yollarında kuşları öldürüyor, yaydığı gürültü yaban ve insan hayatını imkansız kılıyor, çıkan türbin yangınları devasa orman yangınlarına neden oluyor. daha buraya bir milyon tane daha zarar yazılabilir!
asıl komik olan ne biliyor musunuz? fukuşima dahil olmak üzere çernobil'den sonra nükleer sebebiyle doğrudan ya da dolaylı olarak ölen bir kişi dahi yok! buna işletme sırasında olan kazalar da dahil! hepiniz türbin'in tepesinde yanarak ölen mühendisleri izlediniz değil mi? en kötü ölümlerden biri olmakta zirveye oynar! geslerin neden olup öldürdüğü insanlar zaten ayrı bir araştırma konusu!
son olarak; nükleer enerji temizdir, çevrecidir, iklim krizine çare olmakta önemli bir yer tutar.
Çekirdeğin içersindeki coulomb kuvveti ile güçlü nükleer kuvvetin arasındaki savaştan açığa çıkan enerjidir. ne garip di mi ? 10 üstü eksi bilmem kaç cm içinde delilercesi iki kuvvet biri diğerine üstün geldiğinde önünde engeller duramıyor. nötron önemli nötron can *
dünya'da kömür, petrol ardından enerji ihtiyacını karşıladı ancak temiz değil, sağlıklı değil, güvenli hiç değil.
almanya hepsini kapatma kararı aldı sayısını 6 yılda 17'den 7'ye düşürdü. fransa yenisini yapmama kararı aldı, 15 yılda 14 tane kapatacak. isviçre aynı şekilde 15 yılda 5 tane kapatacak.
avrupa temiz ve yenilenebilir enerjiye doğru giderken rusya, hindistan ve çin'de ise tersine bir akımla sayısı giderek artıyor.
türkiye'de bir tane inşaata başlanmak üzere, ikincisi sinop'ta çok yakın gelecekte, şimdi üçüncüsü iğneada'da diye konuşuluyor...
avrupada ve dünyada nükleer santraller ile ilgili araştırma için okuyunuz
Zenginlesmis radyoaktif elementin yarilanma omru boyunca yaydigi isidan faydalanarak yapilan enerji elde etme bicimi.
Reaktorlerin bu denli yuksek isiya dayanabilecek sekilde dizayn edilmeleri ve zenginlestirilmis uranyum ile desteklenmesi gerekmektedir. Dogada bulunan uranyum elementinin %99 a yakini bu islem icin uygun degildir. Farkli bir uranyum izotopu gerekmektedir.
Nuklear reaksyon tetiklendikten sonra bunun geri donusu yoktur, yarilanma omru boyunca yuksek isi tribunlerde elektrik enerjisine donusturulur.
Japonya'da oldugu gibi , olasi bir afet aninda reaktorlerdeki yuksek isinin onune gecmek gerekir. Bu sebeple nukleer enerji uretiminin cok onemli bir bolumunu de sogutma sistemi olusturur. Olasi bir afet aninda makineyi "kapatmak" mumkun degildir, bu sebeple isiyi stabilize edip kontrol altinda tutmak gerekir, yoksa buyuk bir nukleer patlama meydana gelir. ( Fukushima )
kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil enerji kaynaklarından çok daha fazla enerji üretme potansiyeline sahip enerji türü. tabi ki riski de ürettiği enerji ile doğru orantılı.
arkadaş yine geriden geliyoruz, Yine karlı çıkacağız sanıp zararlı çıkacağız. elektrik mühendisiyim, nükleere karşı çıkmanın sebebi muhalif olmak değil. basitçe:
1-avrupa ve dünya nükleeri zamanında uyguladı, Artık yeni trend yenilenebilir enerji oldu. Almanya 1 mayıs 2018 de tükrttiğinden daha fazla enerji üretti rüzgar ve güneş enerjisi ile. coğrafi olarak daha az güneşten faydalanıyorlar bize göre gerçekten çok ilginç.
2-Japonya yaşadığı kazadan sonra tamamen kapattı. nükleer üretim oranı Şu an %0
3- Rusya kuracak, Rusya işletecek, yakıt dışarıdan. $/MWh yanı birim enerji başına ödenecek sent ateş pahası. Ayrıca dolar sürekli artıyor. nükleer ucuz falan diyorlar, gidin bakın dünyada ne kadar bizim anlaşmamız ne kadar. 15 sene kafadan teslim ettik. 15 sene sonunda ne olacak hiç belli değil. dönemin Rusya bakanı Türkiye’den hiç çıkmayacağız şeklinde konuşmuştu.
4- konuşulan bölgelerden birisi Kırklareli igneada. memleketim. dünyada sayılı longos ormanlarına sahip eşsiz bir yer. Çok mu düşünüldü? muamma.
5-hes cennetiyiz. hese (hidroelektriğe) karşı çıkılma sebebi zamanında (çok eski değil 21.yy diyeyim anlarsınız)0.5MW lar için canım tepelerin içine edilmesiydi. Şimdi bir alt limit getirildi,belirli bir MW altında üretilmesine lisans verilmesin diye. Şu an karşı çıkanlar sadece muhalif görüş kaynaklı.
karşı çıkma sebeplerim bunlar. gerekirse doküman paylaşırım. nükleere bok atmadan, savunmadan önce araştıralım.
nükleer enerjiye hayır diyenler neden diyor çok merak ediyorum. arkadaşlar red alert oynamıyoruz. gerçekte 500$'a enerji santralleri pıt pıt pıt kurulmuyor.
ha neden nükleer enerji? bakalım ülkemiz şimdiye kadar hangi enerji türlerini kullanmış:
-hidroelektrik: suyun potansiyel enerjisini kullanarak türbinlerin dönmesi esasına dayanır. baraj veya suyu yüksek tutarak ona potansiyel enerji kazandıracak set gereklidir. peki, bu barajlar nasıl yapılır?
belki bilmeyenler vardır. vadi boyunca, gereksiz birikme olmasın diye bütün doğal ortam talan edilir. ağaçlar kesilir, hayvanlar yerlerinden edilir. başka da bir şey yazmaya gerek yok sanırım.
-termik santraller: yakıt olarak petrol ürünleri kullanılır. açığa çıkan ısı türbinleri döndürür ve enerji sağlanmış olur. peki, bu santrallerin bize zararı nedir?
en basiti ile sigaraya auuv diyen bünyeleri rahatsız edecektir. çünkü doğaya enfes maddeler salar. ki bu maddeleri herkesin bileceğini tahmin ediyorum. egzozu direkt burnunuza bağlayın. aynısı. kirlilik de cabası. ayrıca yine bilirsiniz ki türkiye kömür dışında kalan kaynaklarını ithal etmek zorundadır ve bu da ülke ekonomisine büyük darbe vurmaktadır. ülkelerin akımı kesmesi gibi tehlikeler de vardır. iki saat giden elektrik sonucu yaşadığınız şoku hatırlayın.
evet başka da önemli bir enerji kaynağımız yok.
gelelim şimdi diğer enerji türlerine:
-rüzgar türbinleri: oluşan hava akımlarının türbinleri döndürmesi esasına dayanır. şöyle bir bakınca en lezzetli enerji kaynaklarında ilk üçe oynar. fakat yeterli enerji üretimi ve tam verim veremez. her gün muazzam rüzgarların aynı yönden esmesi gibi bir imkanınız yoksa yüksek potansiyelle çalışmaz. ayrıca oldukça geniş alanları kaplayacak bu rüzgar gülleri bu sefer de doğal hayata zarar vermeye başlayacaktır. çünkü ülkemiz kuş sürülerinin geçiş yollarından birisidir ve her seferinde binlerce kuş ölsün diyorsanız, yapılır. ayrıca bu enerji türü oldukça maliyetlidir. ara kaynaklar kullanmadan bu konuya direkt zıplamak ahmakçadır ve ülkemiz bu para akışını sağlayamaz.
-güneş enerjisi: gelelim baba enerji türüne. evet bu kullanılabilir. çok da mantıklıdır. lakin yine çok geniş alanlar ve büyük paralar ister. yine tam istenilen boyutta enerji tüketimini karşılayamaz. evlerde kullanım için uygundur, kullanın.
-jeotermal enerji: ülkemiz deprem kuşağında olduğundan bol bol yer altı su hattına da sahiptir. kullanılabilir. lakin sadece havuz ve ılıca gibi yerlerde. neden mi? suların oluşturduğu katmana büyük bir enerji açlığı ile girmeye çalışırsanız içindeki metan, kükürtdioksit gibi sera gazlarını da açığa çıkartmaya başlarsınız. Yaşam üzerine olumsuz etkileri termik santral kadar olmasa da büyüktür. Reenjeksiyon doğru dürüst uygulanmadığında ise çevre felaketi gerçekleşebilir. Hah, ağır su ele etmek istiyorsanız, gereklidir. Ki madem uranyum teknolojisi, öyleyse ağır su. Bu amaçla yeni sondalar açılabilir.
elimizde ne kaldı? nükleer.
şu an için en mantıklı enerji çeşididir. çünkü çoğalan nüfus ve artan sanayileşme enerji açlığı doğurmaktadır. biraz yukarıda saydığımız enerji türleri de şu veya bu nedenlerle kısa ve orta vadede bu açığı kapatamayacaktır. kirli midir? evet, kirlidir.
lakin bir ülke pollyannacılık yaparak ayakta tutulamaz. bu kirliliği en aza indirgemek hatta termik santral ile kıyaslandığı zaman neredeyse zararsız boyutlara indirgemek imkan dahilindedir.
eğer gelişmiş ve diğer enerji türlerine yatırım yapabilecek ekonomik koşullara sahip bir ülke değilseniz ya elektriksiz yaşama alışacaksınız yada nükleer gibi enerji kaynaklarından yararlanacaksınız.
zaten, fransa, almanya nükleerleri kapatıyor diyenleri de anlamakta zorluk çekiyorum. nereye kapatıyor?
hadi kapatıyor diyelim. bu adamlar zaten nükleerin ekmeğini yiyor ve kapatana kadar da yemeye devam edecek. o aradaki zamanda ise enerjileri bol bol olduğundan diğer türlere yatırım yapma fırsatları olacak. yani hadi şimdi hepsini kapatalım, sıfırdan temizlenelim diye bir durum yok ortada.
neyse. şunları yazmak için kullandığım bilgisayar ve bu sözlüğe ulaşmak için kullandığım internet ağı bile şu anda dünyayı ağlatıyor. sizlerinki de öyle. hadi kapatalım hepsini.
sonra zaten nükleere gerek kalmayacak.
Ekleme: füzyon teknolojisini öne sürerek, olayları çarpıtmayalım. Halı hazırda dünya üzerinde kullanımı olan ve ulaşım açısından da görece daha kolay bulunan fizyon şu an daha uygundur. Sebebi de enerji açığımızın bir an önce kapatılmasının gerekmesidir. Sonradan füzyona geçiş yapılabilir.
gerekli güvenlik tedbirleri alındığında bilmin insanlığa sunduğu en temiz ve maliyetsiz enerji kaynağıdır.şu anda ermenistan gibi göt kadar ülkede 77 elektrik santralı çalışır vaziyetteyken 80 milyon nüfuslu ülkemizde enerji cari açığa ve dış bağımlılığa neden olmaktadır.ödenilen elektrik faturası bile global para birimi dolara çevrilerek bu kadar abartılı karşımıza çıkıyor.
patlama dışında sorunu yok sanki patlayan su ısıtıcısı. dibinde bir patladığını düşünsen çıldırırsın.
80 yıl yaşarsam 80 yıl boyunca nükleere hayır diyeceğim.
nükleer çok tehlikeli ve insan hayatının kadere bağlandığı yerde daha bir tehlikeli.
ayrıca geleceği gören ülkeler nükleerleri kapatıyorlar artık örneğin almayanda kapandı geçen. çoğu avrupa ülkesi kapatma kararı aldı.
bilmem biliyor musunuz ama yenilenebilir enerji diye bir şey var almanya geçen günlerde o kadar mükemmel güneş alan bir ülke olmamasına rağmen ülkenin enerji ihtiyacının yarısı güneş enerjisinden karşılandı.
yani batılı ülkeler işi çözdüler. eğer ileri görüşlü bir ülke olmak isterseniz nükleeri bir kenara atıp yenilebilir kaynaklara geçmelisiniz. ah bir de insan hayatını takıyorsanız.
Nükleer enerji, atomun çekirdeğinden elde edilen bir enerji türüdür. Kütlenin enerjiye dönüşümünü ifade eden, Albert Einstein' a ait olan E=mc² (E: Enerji, m: kütle, c: Işığın sabit hızı) formülü ile ilişkilidir. Bununla beraber, kütle - enerji denklemi, tepkimenin nasıl oluştuğunu açıklamaz mirim, bunu daha doğru olarak nükleer kuvvetler yapar. Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.
Einstein, belli miktarda bir madde ile belli miktarda enerji arasında eşdeğerlik bulunduğunu göstermiştir. Daha açık bir deyişle m kütleli bir madde yok olursa e=mc2 büyüklüğünde bir enerji açığa çıkar. Bu formüldeki c ışık hızı, çok büyük bir sayıdır, dolayısıyla da çok küçük bir madde kütlesinin yok olması, çok büyük bir miktarda enerjinin açığa çıkmasına yol açar.
Ağır radyoaktif (Uranyum gibi) atomların bir nötronun çarpması ile daha küçük atomlara bölünmesi (fisyon - parçalanma - bölünme - bozunma) veya hafif radyoaktif atomların birleşerek daha ağır atomları oluşturması (füzyon - birleşme - bir araya gelme) sonucu çok büyük bir miktarda enerji açığa çıkar. Bu enerjiye nükleer enerji denir.
Argentina
Australia
Austria
Belarus
Belgium
Brazil
Bulgaria
Canada
People's Republic of China
Croatia
Cyprus
Czech Republic
Denmark
Estonia
Finland
France
Germany
Greece
Hungary
Iceland
Ireland
Italy
Japan
Kazakhstan
Latvia
Lithuania
Luxembourg
Malta
Mexico
Netherlands
New Zealand
Norway
Poland
Portugal
Romania
Russia
Serbia
Slovakia
Slovenia
South Africa
South Korea
Spain
Sweden
Switzerland
Turkey
Ukraine
United Kingdom
United States
bir maskedir. nükleer enerji üretebilmek demek nükleer teknolojiye sahip olabilmek demektir. atom fiziğinin sadece enerji üretiminde kullanılmadığını ve "santrallerini kapatıyorlar"denilen gelişmiş ülkelerin dünya üzerine deli gibi nükleer tehdit gizliden veya alenen yağdırdığını biliyoruz. bu teknolojiyi ele almamız artık şart. bari bu olsun lan.
Çernobili Hatırlayan varmı nükleer enerji deniyor ama unutmamak gerekli Paul Fusco tarafından, Çernobil felaketinin on yıl sonrasında, 1997-2001 yılları arasında bölgede çekilen fotoğrafların bir kısmı yer almaktadır. internetteki sayfasında izlemek kolay olmadığı için, Çernobil'in 30. yılına girilirken yıllar boyu yaşanan acının unutulmaması dileğiyle.
