keske buralarda olsa dedigim yazar. kendisiyle sohbet sarsar. yeniden onla konusmak icin bi kac ay bi kendinize gelme evresi gecirirsiniz. eyy gidii...
o dört kişinin bir numaralısı. değil sözlükten gitmek, ihtiyarlayıp bir gözüm toprağa bakmaya başladığında bile aklımda olacaksın hala. sana hiç bir zaman bu şekilde anlatmamıştım. tanıştığımızda seneler önceydi ve gerçekten çok şeyi değiştirdin hayatımda, çok şeyi değiştirdim. sen olmasaydın nasıl biri olurdum, kim olurdum bilmiyorum. bir fikri yakmışlığın var, yığınla insandan az çok çalışan kafam varsa senin emeğin var. çok uzun yıllar oldu... seninle her konuşmamız benim için bir kaç aylık aynı şeyin etrafında dönüp dolaşıp düşünme evresiydi. söylediklerinin hepsi bana eşeleyip benimseyeceğim yeni düşüncelerin, yeni kararların yoluydu.
seni çok iyi tanıdığımı düşünmüşümdür hep. nedenini bilmiyorum. kararlıysam, yalnızlıkla başa çıkabiliyorsam, soruyor, düşünüyor, öğreniyorsam, sabit fikirli biri değilsem, olan biten herşeye rağmen siktir edeyim aman deyip devam edebiliyorsam senin sayende.
benim yolumun karanlık tarafısın. iyi şeyler yaptıysam, iyi şeyler düşünebildiysem orada da sen varsın. sen her umuda sarıldığında, her vazgeçip karanlığına gömüldüğünde benim fikrimde kıyametler kopup herşey yeniden yola girdi.
ama düşünüyorum da senin bu tutarlılığının hep böyle devam etmesini istemek sanırım birazcık bencillik. sana bir hikaye yazmaya başlamıştım, şimdi nerde ne alemde bilmiyorum. unutmuştum da açıkçası yazarken geldi aklıma. yolculuğum seninle başladı. senden kattım kendime, senin geceni tanıdım.
ikimizin de gündüzü görmesi dileğiyle, umudunu kestiğin umudu bulman dileğiyle...