Torpil ve alkol. Kolaydan bir şeyler elde etmeye insanlar alismamali. Ayrıca vücuda zarar veren alkolün mesrubatlastirilmis olmasına anlam veremiyorum.
Kişilerin cinsel hayatlarının "abi naberrr ?" muhabbetine dönüşmesi. Olmaması gerekir. Gençler benden 3 yaş küçük eleman gelip öyle yaptım böyle yaptım diye gevşek gevşek konuşuyor. Ben mi anormalim, o mu normal ? Biraz sakin.
Basın özgürlüğü adı altında, vatana ihanet etmek, bir dini aşağılamak ve o dinin değerlerine zarar vermeye çabalamak.
Sözde batılılaşmak ve medeniyet adı altında, çıplaklık, sapkınlık, aşırılık ve yozlaşma türevlerinin tamamı.
Belli bir siyasi ideolojiye sahip insanların baskılanması, tehdit edilmesi, hakarete maruz kalması ve sindirilmeye çalışılmaları.
Terör, çocuk / bebek katliamı, uyuşturucu ve insan tacirliği, haraç, darp, tehdit, ihaleye fitne gibi olaylar. (hangi amaç ve hangi hedef doğrultusunda olursa olsun.)
Sırf hükümetteki partiyi sevmediği için karşısında ki her türlü kirli ve eli kanlı terör örgütü, her türlü dış güç ve çeşitli ülkelerin yanında durulması.
Bunlar beni en çok rahatsız eden durumlar. Normalleşmemesi gerekenler adı altında oturup kitap bile yazılır fakat artan dünya nüfusu ve medyanın insanlar üzerinde ki etkisi göze alındığında bir çok şeyi normalleşmekten kurtarmak pekte mümkün gözükmüyor. Bu nedenle topluma en çok zarar veren, birlik ve beraberliğe en büyük darbeleri vuran yukarıda bahsettiğim maddelerin üstüne daha fazla düşülmesi gerekiyor.
normalleşmesi durumunda, düşünebilen bireyler için, hayattan alınacak zevki azaltacak şeylerdir.
düşünmeden konuşmak,
amacına ulaşmak için her tür pisliğe bulaşanları eleştirirken, fırsatını bulduğu anda aynısını uygulamak,
haklı olduğundan emin olduğu halde, sırf haksızların sesi daha çok çıkıyor diye sessiz kalmak,
adaletin, sadece ilahi yolla tecelli etmesini beklemek, hakkını aramamak,
empatiyi, karşısındakinin kendi açısından bakma zorunluluğu olarak görmek ve böylelerine tahammül etmek,
etik değerleri oluşmamış ilim sahibi kişilere, hadsizliklerinin farkına varması için müdahale etmeyip, düzenin değişmesi lazım diye boşa konuşmak,
aynı kulvar, branş ya da meslekte rakibimiz sayılacak ve değer yargılarımıza göre ciddi yanlışları bulunan kişilere, makama duyulan yalakalık sebebiyle tahammül edip, (kötü olan) hiçbir şeyin değişmemesine sebep olmak,
baskıcı öğretmenden korkan neslin, mülayim öğretmenin tavsiyelerini dikkate almayıp, barbar öğretmenin ödevlerini harfiyen yapması sonucu, yanlış strateji izleyen öğretmenin haklı çıkıp, doğruyu yapmaya çalışanın haksız olması ve nihayetinde yetişecek neslin, başında amir varken çalışıp amir yokken kaytaracak karaktere doğru emin adımlarla ilerlemesi,
liyakat denilen şeyin uygulamadan kalkmakta olması
gibi örneklerin, farkındalık oluşturması ümidiyle...
ölüm. buna çok ehemmiyet verilmesi gerekli arkadaslar. ülkede mutlaka bir takım siyasi faaliyetlerden dolayı insanlar ölüyor. insanlar ölüyor, militan, polis, asker degil, insan. ölüm haberlerde, gazetelerde, telefon bildirimlerinde gayet normal bir seymis gibi aktarılıyor. bunu kabul etmemek en azindan kendi sahsimizda normal addetmememiz elzemdir.
Milletçe, tarihimizden bu yana sayısız şehit haberleri duysak da, tanık olsak da, haklarımızı helâl ederek uğurlasak da, bu acı kayıp normalleşmemeli, sıradanlaşmamalı, buna izin vermemeliyiz.
Hayat devam ediyor felsefesiyle, ağırbaşlı duruşu kaybetmemeli, milli ve manevi değerlerin harmanlandığı bu acılı günleri hafifletmemeliyiz.
Bırakın üzülelim, kaygılanalım, sorgulayalım, şehitlere ve şehit ailelerine duyduğumuz saygıyı, empatiyi gösterelim.
Bir olalım, acın benim acındır diyelim!
Yok öyle askerliğin fıtratında var ya da kader ya da alınyazısı deyip, düğün dernek yapmaya devam etmek, kutlamaların , konserlerin tarihini değiştirmemek!
Sabredin, hayat elbette ki devam ediyor, edecek ama saygı ve empati denen kavramı yitirdik mi, yoğurt döksen bile artık bizden bi cacık olmaz!