Sen hırsızlık yapma diye. Belirli aralıklarla dua edersen bunu hatırlarsın. Yoga gibi la. 2m2 yerde 5 litre terlersin ne ileri ne geri gidersin. Sebep? iç huzur esneklik rahatlık dinginlik vs. ibadet de onun içindir. istersen yoga yap ama çalma. Yalan söyleyip gerçeği, hakkın olandan fazlasını gaspetme. Gerisi mühim değil.
Oku diye başlayan bir kitap gönderilmiş merak edip okumuyorsan, ayakkabı bağcıklarına kadar iste diyen bir yaratıcı varken dua etmeyi mecburiyet olarakgörüyorsan, hediye 5 lira verseler teşekkür ederken tek gözünün hesabını ömür boyu çalışsan ödeyemeyeceğin bir zata teşekkür etmek sana yük oluyorsa, yardıma muhtaç insanlara yardım etmek seni gocunduruyorsa yapmazsın biter.
Ama afedersin çiş yapmayı yeni öğrenen çocuklar gibi gelip gidip aynı saçma şeyleri önümüze sürüp durmayın.
ihtiyaç duymuyor kara cahil sen günde bir vakit namaz kılmazsan ondan bir şey eksilmiyor yani bu ihtiyacı değil bu onu hatırlamanız onu zikir etmeniz unutmamanız için buyurduğu bir şeydir ister yaparsın ister yapmazsın ihtiyacı yok.
Belirtmem gerekir dinler dogmatikdir bu yüzden bunu sorgulamak bile aslında doğru değil. Eğer inanıyorsan şüphesiz inanmak gerekir. zaten bu soruların sonu dinden uzaklaşmaya götürüyor ki benim de ilk uzaklaşmaya başladığım evre bu sorularla başladı. yani bizleri kendisine ibadet etmeniz için yaratan Allah'ı kafanızda canlandırın sonra karar verin inanıp inanmaya.
öncelikle soru üslup olarak yanlıştır. çünkü soruyu soran Allah'ı beşeri bir sıfata sokmaktadır.
Allah'ın kullarının ibadetine ihtiyacı mı var ki (haşa) insanlara ibadet etmelerini emretmiştir?
cevaba gelir isek;
Allah sameddir. (ihlas suresi 2. ayet) peki Samed ne demektir; Samed kelimesi “herkesin kendisine ihtiyacını arzettiği, fakat kendisi kimseye muhtaç olmayan” anlamına gelir.
bizi yaratan Rabbimiz, bilinmek istedi. kendi yüceliğini bildirmek istedi. zariyat suresinde hak Teala şöyle der; Ben cinleri ve insanları yalnız beni tanıyıp kulluk etsinler diye yarattım.“(Zariyat, 51/56)
tapmak fiilinin özü bulmak ve bilmektir. biz, ancak Allah'ı bilirsek kendimizi bilebiliriz.
Allah'ı bilmek için, ibadete ihtiyacımız vardır. Allaha ibadet ettikçe kendimizi bilecek ve Rabbimizin lütfuna vakıf olarak şükretmiş olacağız.
Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. bana şükredin; nankörlük etmeyin. (bakara 152)
Hayatı rızıklandıran insanı şereflendiren yaratıcısı benden haberdar isen ilk emrim oku ve her şeyi benden dile bana ibadet et diyor ona ihtiyacı olan bizleriz...
bizler dünyaya geldik çünkü allah onu tanımamızı murad etti. yarattıklarını görüp ibret almamızı ve onun büyüklüğünü görmemizi murad etti. allah ın büyüklüğünü gerçekten görebilen, idrak eden biri ibadet etme ihtiyacı duyar. yani ibadete ihtiyacı olan bizleriz. yaratıcısını gerçekten seven, ona gönülden bağlı olan birisinin ibadet etmemesi imkansız; her an yaratıcısıyla olmak ve ondan ayrı kalmamak ister gerçekten seven kul.
insan ona ihtiyaç duyar, hep aynı palavra. ben ihtiyaç duymuyorum. gidip saçma sapan bir varlığın önünde eğilip kalkmak bana anlam ifade etmiyor?
ayrıca daha insan ortada bile yokken nasıl ihtiyaç oldu ki bu insan var olmak istedi, o da yetmedi ibadet etmek istedi.
ihtiyaç sonuçta istek duyulan bir şeydir ve daha var bile değilken nasıl istek duymuş?
bunlar derin teolojik tartışmalar.