üc yildir yazmamisim sozlukte.simdi farkettim.nirolis de sozlukte en sevdigim insanlardandi.ki ben 3 kisiyi taniyordum zaten.sonra birden kayboldu.simdi nerede ne yapiyor hic bilmiyorum.hala acar maillerini okur gulerim.umarim simdi iyidir.umarim birgun yeniden karsilasiriz.
maalesef geç kalmışım, üzülmeli miyim yoksa bu yavşak ortamdan elini eteğini çektiği için sevinmeli miyim, inan bilmiyorum. 7 sayfalık bi geçmişi var.. okuyayım da biraz keyfim yerine gelsin.
bir de okurken kendime hakim olamıyorum ve artılıyorum la.. olamıyorum hakim kendime. yargılayamıyorum da .
neden ayrıldığını bilmiyorum ama silik yazısını görünce gerçekten çok üzüldüm.
sözlük hesabımı unutmuştum. sonra google'da arama yaparken sözlüğü görünce aklıma geldi. tekrar yazmaya başladım. yazmak dediğime bakmayın işte zaman geçirme adına saçma şeyler. o ara farkettim nirolis'i. iyi ki de farketmişim diyorum. sözlüğün en kaliteli yazarlarından biriydi bence. zaten bir elin parmaklarını geçmez ya neyse. keşke gitmeseydi. hakikaten yazık olmuş. eğer başka bir yerde yazıyorsa bu entryi okuyan arkadaşlar bana ulaşırlarsa çok sevinirim.
Korkma,
Önce Toprağa Gideceksin,
Sonra Sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin,
Ordan çiçeğin özüne ulaşacaksın,
Sonra Çiçeğe bir Arı konacak,
Belki, Belki,
O Arı biz Olacaz, ulusözlük ...
beklenmedik bir anda sözlüğe veda etmiş yazardır. haldun üstünel görevini üstlenip kendisini itü sözlüğe transfer etmek için girişimlerde bulunabilirim. yalnız bana e-mail adresi lazım. tanıyan bilen arkadaşlarına duyurulur. daha şarkımın coverını yapacaktık be nirolis.
onunla daha önce de konuşmuştuk bunları. hakkaten kırılgan bi adam, insanlara değer veriyor, olur ya hepimizin yaptığı gibi haddinden fazla değer verdiği birinden de bi yamuk görünce ağırına gidiyor.
"haa skerim ya bana ne! ben karmama bakarım istatistiğime bakarım hacım, kim ne demişse demiş muhahaa" diyecek bi adam değildi. gerçi olsaymış da çok pis olurmuş şimdi fark ettim. yine de sallamamalıydı bazı şeyleri, üzerinde durmamalıydı.
burda öyle adamlar öyle garip şeyler yapıyor ki.. herkesin bi hesabı var. adam, sanalın dışında bi bok olamadığı için burda kolpadan pozlar kesiyor. sen de aslında hiç bi bok olmayan bu adamın ikiyüzlülüğüne kızıp gidiyorsun.
yanlış yaptı, okumaya değer bi kaç adamdan biriydi.
insanın kendini bilmesi ne güzel. safım, saftiriğim demişsin. evet gerçekten de öyleymiş. böylesine önemli bir projede nasıl gidipte senin gibi şaşkolozu buldum kendime hayret ediyorum.
gittin süper bir işin altına attın değil mi? vay be niro ne dik duruşlu adammış dediler mi sanıyorsun? onca yazdın çizdin hiç mi acımadın olum emeğine? sanal dünya olum işte ne bekliyordun ki? seninki bile bile lades demekten başka bir şey değil. kızdıkların sanki çok mu utanacaklar. her yıl bu günü üzüntü ile mi anacaklar? yarın sözlükte at koşturacaklar sende mağrur bir şekilde evde oturursun artık. niro şekil itibariyle tamamda sen gerçekten kocakafalıymışsın ne diyeyim. bu kadar saf olup bunca başarıyı nasıl kazandın anlamıyorum?
şuraya aklımdan geçenleri bir yazsam sözlüğü kapatırlar ya neyse. bu akşam rahat uyursun artık. evede zafer kazanmış komutan edası ile git olur mu? ne de olsa sözlükten ayrıldın.
nirolis: kocakafalar ve saftiriklerin onursal başkanı.
gidişine hüzünlenmedim doğrusu çünkü hem çok belliydi (#5924306), hem de sözlükten gidince dostlarından da gitmiş sayılmaz bu adam.
he hüzün konusunda şansını en yakın zamanda askere giderken deneyebilir, bilemem. *
bizi yukarılardan bir yerlerden izliyor olacaksın, yada çevrimdışıyken msn den..
iyi ki gittin be nirolis, hassas bir insandın sen, üzdüler. ne gerek var allasen? değer mi? cık. değmez.
sen ne diye duruyorsun diyen olursa sanane keyfimin kahyasımın der, geçerim.
sözlükten çok adam gönderdim ben. dost gibi görünüp seri seri eksiledim. yıldırdım onları, bıktırdım ve de gönderdim işte. rakibim olabilecek herkesi bi şekilde soğuttum sözlükten.karma listesinin tepesinde (çok ulu bi yazarım ben) tek başıma kalıcam. ahahahaaa!
yukarıdaki paragrafın sahte oluşunu son gülme efekti ele veriyor galiba. çok adam gönderdim hakkaten. çok kereler de bizzat kendim gittim. gidiliyor yani, oluyor böyle şeyler. artık ağlamıyorum biliyo musun? artık üzülmiycem (bahçeli'de bi kafede oturmuş, arkadaşının beynini beynini sken, hayata karşı kabuğunun kalınlaştığını iddia eden sarı boyalı bi kızım ben şu an. artık ağlamak yok melis, artık yok!)
gitmese, okusak iyi olurdu tabii. lakin olaya şöyle bakıyorum ben artık: gitti kurtuldu lan, iyi yaptı. baş ağrıtmaya değmez burası. sahibinin umrunda değil ki ağam paşam, sen neyi düşünecen?
ayıptır söylemesi, dördüncü nesil hakkaten de iyi yazan (kime göre neye göre dedin evet. doğru, göreceli bişey bu. zaten bu entryi de ben yazıyorum. yani bana göre, taşşağıma göre) kafa dengi adamlar çıkardı. ama bi çoğu da bırakıp gitti. bu doğanın kuralı galiba.
uludağ sözlük genel anlamda boktan bi yer olarak bilinir, evet. ama çok eğlenceli, çok sağlam yazan en az 10 kişi sayabilir(d)im. önemli olan da bu zaten.
giden birinin arkasından bişeyler yazmaktan bıktım ben. ama adam bıkmadı:
- zall, nirolis de gitti
+ ahaha, gitsin lan nolucak!
- budur yani?
+ bi yazar eksildi, nolacak? bi feyk hesap alırım derhal, sayı aynı kalır. yani.
edit: imla.
şaka len, imla değil. bu kadar adam gitti, bi fatal gitmedi arkadaş! kazık çaktı adam. her zaman söylediğim gibi, fatal seni sevmiyorum ve bunun sebebini bilmiyorum.
--spoiler--
özel mesaj kutun yandı değil mi? yine bir yazar "süper yazmışsın gerçektende seni takip ediyorum sürekli. hatta aynı şehirde olsak yolda bile takip ederim o derece." tarzında bi mesaj olduğunu umdun. veya "nirolis yine nasıl bi zarbolukla karşımda acaba" diye içinden geçirdin. bence aklına ilk gelen şık doğrudur ama sanırım bu sefer öyle olmadı. evet ben yazıyorum bu mesajı ama bu son mesajımdır sana. bugün itibariyle sözlüğe veda ediyorum.
--spoiler--
sabah gideceğini özel mesajla bildiren yazar. arkadaş, dost..
bu tamamen benim hüsnü kuruntum da olabilir. * canı sıkılmış sözlükte belli. okudum mesajı; önce küçük bir tebessüm vardı yüzümde, sonra şaka olmalı dedim. ki kendisi tahmin etmiş böyle düşüneceğimi şaka değil gidiyorum diyor.
o kadar yazıya verebileceğim tek cevap "neden?" oldu. değmez boşver diyemedim.
çünkü biliyorum ki bu adam kolay vazgeçecek biri değil. hayata mizahi yaklaşan bir adamı bile bu sözlükten soğutmayı başarmış sülükleri tebrik ederim. artık "herkes gülüyor ben bi boktan çatmadım" diyebileceğiniz biri yok.
okuyun fantazilerini yazanları, okuyun bi boka benzemeyen çamurcuları. okunacak adamlar birer birer gider, biz gülmediğimize hayıflanırız.
kendisine selam ederim.
sen varken bir anlamı vardı; sayın yazar, güzel insan.
aga tüm dünyadaki saflar bir araya gelse, deseler ki ''bunca adam neden bir araya geldik hiç aklım almıyor.ama madem bir araya geldik neden bir kortej düzenlemiyoruz? neden bir yürüyüş yapmıyoruz lan? evet bir yürüyelimde şanımız da bizimle birlikte uygun adım ilerlersin.'' deseler. işte o yürüyüşün başına hiiiç düşünmeden beni geçirirler bayraktar olarak emin olun. ''gel hacım bunca yıl yaptığın zontalıklarla bizlere roll-model oldun. bu senin hakkın.'' derler. o derece safım. bu dalda ödül olsa tek başıma toplarım hepsini.
ben öldükten sonra evim müze olsun istiyorum. ''arkadaş kazıkları evi müzesi'' olsun adıda. irili ufaklı yediğim onca kazığı halka arz etmek istiyorum. yurt içinden ve yurt dışından akın akın insanlar gelsin. ''eheheh olum hakikaten bu adamda şeye sürülecek akıl yokmuş lan.'' desinler istiyorum(ruslar tercihimdir bu arada). sakın ''tecrübe dediğin nedir ki? yediğin tüm kazıkların toplamı.'' deyip her bulduğu boşlukta özlü söz söyleyen kuntiz gibi araya girme. çünkü hafız insan bünyesinde bu kazık yeme durumu için bir kota varsa ben overload durumdayım bunu bilesin.
2,5 yıl olmuş aga ben buraya geleli. bu sözlerim sana bu entryi okuyan genç arkadaş. ''ben süper yazarım. uludağ sözlüğü bir sıçrama tahtası olarak görüyorum. önce buradaki insanların kalbini fethedeceğim. oradan adıma feysbuk grubu neyim kurarlar. bu iş nobele kadar gider hacı.'' gibi bir fikrin varsa kapat o bilgisayarı. git internetinide kestir. bu sözlük nice koçyiğit harcadı böyle. komiklik yaparsın ''götümle gülüyorum.'' yazarlar. siyasi yazarsın ''bilgi sahibi olmadan fikir sahibi.'' yazarlar. duygusal şeyler yazarsın ''ağlak yazar'' deyip alnın ortasına çivilerler yaftayı. en olmadı son çare olarak sözlükteki kızlara yazarsın hehe. en sevdiğim grup zaar onlar.(zinani vardı çok iyidi ya o). yani aga yerler seni(sezen aksu gibi söylediğimi hayal et)
ne acayip adamlar gördüm burada yeminle. süper zeki adamlarda tanıdım, gerçek hayatta denk gelse zevkine döveceğim adamlar da. cidden öyleleri var ki dövme işini hobi halini bile alabilir. ama bir tanesinin başlığının altına gidipte yağdırmadım. şu ana kadar tabii. hee istesem hayata küstürecek derece ağır şeyler yazabilme yeteneğim var. ama ne bileyim lan yapamadık işte. ama aga ne güzel demiş ilker yasin '' atamayana atarlar. haydi çocuklar.'' diye. bir baktım sürekli gol yiyen taraf biz olmuşuz. bi nevi zonta paratoneri olmuş çıkmışım anlıcan buralarda. garip garip adamlar hakkımda atıp tutmaya başlamış. hepsini geçtikte güvenilen dağlardaki kar oranı mevsim normallerinin üstünde seyredince o olmadı işte.
''hee çakal biri gelip buraya umut sarıkaya gibi yazıyor yazınca iyi değil mi ama? geceleri sevinçten uyuyamıyorsun değil mi ama?'' dersen ilk başta sana ''ne çok bağlaç kullanıyorsun lan derim.'' hacı bak buraya onlarca defa yazıldı bu. yazan arkadaşlarıda yüzlerce defa uyardım. ki bir yazmaya on uyarı denk geliyor. abaküs gibi kafa var bende. açıköğretim okuyorum kolay değil. hep korktum lan biri gelse umut sarıkaya'nın yanda yemişi bakınızı verse ne diyeceksin adama. anlatamadım. yani benim için umut sarıkaya yazanda ''bu adam beni güldüremiyor'' yazanda aynı kefededir bilesin. ki zaten adam bu işten para kazanıyor olum daha ne olsun. adamın işi o. benimkisi deli saçması, boş zaman öldürgeci şeyler. ben burada yazdıklaramı baskıya versem annem babam almaz be. o derece sen hesap et işte. hep benden bekleme hesap işini.
25 yaşındayım ve sakallıyım. ama hala içimde liseli kız kırılganlığı taşıyorum. cidiyim beni bir Higrometre gibi düşünün. en kurak ortamda kaparım nemi ben. üzülecek, kafaya takacak muhakkak bir şey bulurum. burada da öyle oldu çoğu zaman. yani ben bir taklacı güvercin gibi aman o kırılmasın, ama diğeri üzülmesin. öbürü beni yanlış anlamasın diye atmadığım takla, yapmadığım şahbazlık kalmadı. ama sanırım bunca yıl yemini suyunu eksik etmeden yıllardır içimde taşıdığım çocuk ''eeeeh ömrümü daha fazla bu totoş ile geçiremem. onca yıl benim üzerimden kız ortamlarına yılansı girişler yap. bana bir tane manita ayarlama.''deyip çekip gitti. arkasında anlamsız gergin ve sinire kesmiş bir adam bırakarak. yani sözlükte yaşadığım bu son olay. bağlarımı koparmama neden oldu sözlükten. bağları koparmak? sonuçta hepimiz profesyonel yazarlarız deyip işi hepten mehmet topuz havasına sokmadan yılmaz özdil gibin basayım enter'a.
ben insanlara 4096 kbps hızla kotasız güven duyarken, bazıları adıma telif hakkı ödeyecek olsa tüm servetini bana bağışlayacak şekilde dedikodu trafiğine girmişler. bana yakışan gitmek diye düşündüm. zaten bir kirli sakal bir de gitmek güzel duruyor bu çarpık hücreleşmiş bedene. ondan benim gitmemin daha iyi olacağını düşündüm. taşınmaya gerek kalmadan tek düşünme ile bu karara vardım.
ya aga bırak bu işleri yarın öbür gün çıkarsın ''zall evi aradı. dön lan sensiz olmuyor. dedi deyip geri gelirsin biliyoruz.'' deme sakın. istesem de yapamam. yazmak için gerçekten kafa patlattığım 300'e yakın entryimi sildim zaar. aslında daha da silerdim ama üşendim lan. iyi ki kreatif bir adam değilmişim de bu kadar az yazmışım. 840 karmayı bir anda sırıfladım anlıcan. bi nevi oto kontrol, erken uyarı sistemi işte ne bileyim ahmet mete ışıkara gibi bir şey yaptım anlıcan. yani için rahat olsun hacı bu çocuk davos fatihi rte kararlığında ayrılıyor buralardan. belki ileride küçük bir sahil kasabasına yerleşip blog yazarlığı yaparım hehe.
burada tanıdığım ve bana bedava endorfin, seratonin kaynaklığı eden 5-6 arkadaşım oldu. sağ olsunlar gerçekten. canım sıkıldı onlara salça oldum. anlamsız tüm şakalarıma güldüler. sen güzel yazıyorsun diye gazlamaları da cabası. mirgün cabası. hepsine teşekkürü bir borç biliyorum. hee borç biliyorum da ödüyormuyum orası tartışılır bak. hem borç yiğidin kamçısı olduğun bu işten en karlı yine ben çıkacağım. evet değişik istekleri olan bir adamım.
ben nirolis, gerçek aşkın savaşçısı. dördünce nesil silik olarak ayrılıyorum. ki bu karakterime de uymuyor değil. lisede de arkada oturan silik adamlardandım. neyse haydi kalın sağlıcakla. ntv muhabirinin kıymetini bilin lan. onu benim için sevin. aranıza alın. her gece birinize sarılıp uyusun. göreceksiniz çok büyük aşamalar kaydedecek.
entrylerinin neredeyse yarısını silmiş olan yazar.
kendisiyle beyin göçü üzerine geyik yaparken " pazartesiyi bekleyin, beyin göçüne canlı tanıklık edeceksiniz " demişti de inanmamıştım...
bu sefer gitmeye peki bir kararlı gibi duruyor...
tabi isterse herkes gibi niroliste sildirebilir tüm entrylerini ve hesabını. benim anlam veremediğim şey sözlükte diğer yazarların kendi halinde, polemik yaratmadan yazan bir adama şöylesin, böylesin diye yüklenip sözlükten soğutmaları.
buna hiçbir yazar için anlam veremiyorum, sadece nirolis için değil...
neyse kıssadan hisse görünen o ki; yolcudur abbas, bağlasan durmaz.
canı fena halde sıkılmış yazar.
- olm bak askere gidiyorum diyorum, azıcık ilgilenin lan benle. mesajı vermek istemiş sanırım.
o bir kere olur demek istiyorum buradan kendisine. git, gittiğin gibi gel de kurtulalım şu asker psikolojinden.*
bir de gizli güçleri varmış, öyle diyor. hani gel beraber dünyayı ele geçirelim desen; ' ay ben gülerim, yapamam ' derim, oturur ağlarsın. (#5395768) sonra bundan da beter entryler girersin allah muhafaza.*
iki gündür beni güldürüyorsun, allahta seni güldürsün demek istiyorum son olarak.
süper entryleri ile tüm sözlüğü yayılmış yazar. istatistiklerde o, şukela butonununda o. sözlüğün en yeteneklilerinden biri bence. helal olsun dördüncü nesil zeka küpü.*
son günlerde mükemmel tespitleriyle beni benden almış sağlam bir yazar. bu aralar sözlükte olacağını söyleyerek beni sevindirmiştir ayrıca. tebrik edilesi, alkışlanılası insan. selam ederim..
''bu akşam manita gelecek acep nasıl bir filmle kalbine girsem?'' veya ''lan madem okula doğru dürüst gitmiyorum her gün 2 film çakarım hem zaman geçer hem de muhabbet açılınca benimde söylecek sözüm olur. millet kubrickti tarkovskydi dibine dibine vuruyor'' mu diyorsunuz?
çalışanlar
''işte anam ağlıyor zaten. ibne patron haftasonlarıda mesai yazıyor bu aralar. lan sosyalleşmeye dakika vaktim kalmadı bu ne anasını satayım. hayır feysbuk ve yonjadan da istediğim verimi alamadım. tek eğlencem filmler oldu. ama daha çok konusuzlar var bende. keşke festival filmleri olsa kenan doğulu gibi katılsam onlara'' mı diyorsunuz?
ev hanımları
''acaba bu akşam ne pişirsem'' mi diyorsunuz? ev hanımları eğer böyle diyorsanız elimde süper tarifler var. hepsini derya baykaldan apardım. sizlerle paylaşabilirim hatta işi ilerletip gün sistemine bile geçebiliriz. yalnız ilk hafta bende onu baştan diyim.
ev hanımları kusur bakmayın ama çalışanlar ve öğrenciler bu teklifim size. yılların korsanı olarak el emeği, gözü nuru ve eline sağlık +rep'i hazırladığım film arşivimi satışa çıkardım. resmen sattım lan yılların arşivini neyse.
560 filmden oluşan ve ortalama imdb puanı 7.39 olan arşivimi halka açmaktayım. yaklaşık baya bi dvd var. ''totoşa bak arşivim arşivim diye dolanıp duruyor. kaç dvd olduğunu bilmiyor.'' demeyin hemen dostlarım. baya çok işte saymak çok vakit alır deyi üşendim. hee ama hacı benim param hazır hemen paket yap diyen olursa sinsi gibi geceden başlarım saymaya hiç üşenmeden. zaten bu satırlarıda sırtlan esnaf gülüşü ile yazıyorum.
ilgilenenler olursa kurban pazarlığı gibi bir pazarlığa girişiriz. sakın ''7 kişi birleşip bu ilana girsek olur mu?'' şakası ile gelmeyin bana.
dördüncü neslin sözlüğe kazandırdığı güzel insanlardan. evet, bu cümleyi benim 78 yaşındaki halim yazdı. nesil olaylarına girmek istemem lakin, şu sözlük dördüncü nesil kadar taşşak insanı çıkaracak nesilleri zor görür bi daha. gurur duydum evet. ve bu son cümleyi de 78 yaşındaki ve aynı zamanda cinsiyet de değiştirmiş olan nine halim yazdı.
nickaltı üçüncü sayfada. bu güzel bişey. bi şekilde celebrity olmuş ve 'ahaha, ben ve diğer insanlar var bu sözlükte. diğer insanlar sadece beni okumak ve alkışlamak için vardır' triplerine girmiş yazarlara benzemez inşallah.
severek okuyoruz. bu son cümle de 56 yaşındaki halime ait. evet, halim 56 yaşında, yarışmaya balıkesir'den katılıyor.
dördüncü nesil bir yazar iken bir gün aniden sözlüğü terk etmem gerekince bir daha yazar olup nick altına entry girmek için sabırsızlandığım yazardır.
ve evet başlıyoruz niroliscim, aylardır dilimde olan şu entryi gireyim artık...yaparım bilirsin.**
sanaldan çıkıp, reelde ele almak gerekirse nirolis;
- ilk bakışta yakışıklıdır, efendidir. öyle ki ilk görüşte aşık olma vakası bile yaşanılabilir.
- konuşulur. hala efendidir, e hala yakışıklı gelebilir ama artık iğrenç esprileri de peşinizdedir. bakmayın buralarda yazdıklarına... gerçekte yaptığı espirilere bir ben şahidim bir de kendisinin çok sevdiği araştırmacı gazeteci uğur dündar.*
- bir süre sonra iğrenç espirilerinden siz sorumlu olursunuz, kayahanın sarı saçlarından sen suçlusun deyişi gibi sizi suçlar. ve görüldüğü gibi zaman geçtikçe belki empati kurmasını sağlar diye ona karşı iğrenç espiri mekanizması geliştirirsiniz.
- ve çok önemli bir şey var ki... çok çalışır bu insan, ama çok, çok çok fazla... öyle ki yanınıza geldiğinde mesaiyi ekip yaşadığı ilin halkının bir kısmının vebalini üzerine alıp geldiğini vurgulamadan geçemez, zamanı kısıtlıdır.
- istifa etmem için gizli teşvik var der, sarı saçlar ve iğrenç espirilerden sonra bunun sorumluluğunu da size yıkar.*
- çok inatçıdır. bir şeyi, misal bir nesneyi, bir cisimi, bir teknolojik aleti sevmiyorsa ona olan nefreti sizden önde gider. zaten sizinle inatlaştığında sonuçlarına hiç değinmiyorum.... bildiğin put olur bakar sana karşıdan.
- uzağında iken duygularını gizleyebilmekte ustadır, kendi deyişiyle çok dayanıklıdır. bana sorarsan katıdır.
- hepsinin yanında iyi yemek yaptığını söyler, henüz yemeğini yemek kısmet olmadı, bakalım...
- tsknın uygun gördüğü en yakın zamanda askere gidicektir kendisi, bu sebepten aynı gün içinde birkaç kez uzaklara bakarak duygusal konuşma yapma teşebbüsünde bulundu ama başaramadı.
kıssadan hisse nirolis; sevdiğim, bazen çok sinirlendiğim, küstüğüm, özlediğim, kızdığım, kırıldığım, kıyamadığım, ve bütün bunların karşılığının onda da olduğunu bildiğim candır.
ayrıca vücudumun belirli yerlerinde ikinci dereceden güneş yanığının sızısını hissettiğim şu günlerde kendisinin de hasta olduğunu bilip, ayrıca oh olsun demek istediğim yazardır.*
piyasa okuyucusunun ucuz aklına hitap etmeyen ağır kitap yazan sağlam yazarlar gibi kitapları* bir kitapçının* en tozlu raflarında yahut anlaşılmadığı için kelepir yaftası yiyip ve barkodu 5 tl olarak değiştirilip satılan kitaplar arasında bulunabilir. sözlükten bolca arkadaş edinip nick altını doldurma çabası da olmadığından -değilse bile en azından kendimle bir ortak nokta çizme açısından öyle bileyim bırak da- takdir edilesidir.
nirolis hakkında ne dediler:
"o ve yazıları her zaman gönüllerin en aşınmış rafındadır." / okul aile birliği
ek: yazar tıkanması yaşıyor şu sıralar. çıkış yolunu en kısa sürede bulması dileklerimle. :) *
daha yeni keşfettiğim(??) romantik-komedi türünün etkili yazarlarından. ayrıca nesildaş yazarmış. karmasını görünce kıskançlık bile besleyebilirsiniz ama yazdıklarını görünce harcanıyor bu çocuk sözlükte diye düşünmeye başlarsınız.
keşke bu kadar komik olabilip güzel de yazabilsem dedirten yazar. heyhat bizden ancak bir tanesi çıkıyor*.