aslında insanları var eden ve ayakta durmalarını ağlayan en önemli şey umut etmektir. umutlar hayallere bürünmeden mi kurulur sanki... ve umut ettiklerinde etrfına yaymış olduğun elektriğin getirisidir. inandığın şey birgün karşına gelir ama, kapıyı açtığında 'sen'in de nasıl olduğun çok önemlidir.
ne dilediğinize dikkat edin, gerçek olabilir deyişini destekleyen laftır. insanın zihninden geçen her arzunun yaşanabilir olduğunu anımsatır. tabi evrenin zamanlama konusunda verdiği bir garanti söz yoktur. zamanında önce veya sonra veya tam zamanında inanılan yaşanabilir. buna görede bir sonraki inanış belirlenir.
--spoiler--
Kardeşim sen düşünceden ibaretsin
Geriye kalan et ve kemiksin
Gül düşünürsün , gülüstan olursun
Diken düşünürsün dikenlik olursun "
MEVLANA
Düşünce çok etkili bir güçtür. insanlar düşünerek inandıkları ve olacağına kesin gözüyle baktıkları şeyleri mutlaka yaşarlar. Örneğin her an hasta olacağınızı düşünürseniz mutlaka sonunda hasta olursunuz. Eğer kendinizi beğenir ve güzel olduğunuzu düşünürseniz bir süre sonra gerçekten de güzelleşirsiniz.
En derin biçimde inandığımız, sıklıkla düşündüğümüz ve beklediğimiz, hayalimizde canlandırdığımız şeyleri tıpkı bir mıknatıs gibi çekeriz. Eğer düşüncelerimiz olumsuz, duygularımız güvensiz, korku ve endişe doluysa, olmasından korktuğumuz durumları, karşılaşmaktan kaçındığımız kişileri kendimize çekeriz.
Eğer temelde yaklaşımlarımız olumluysa, beklentilerimiz ve düşüncelerimiz mutluluk ve ışıkla doluysa, düşlerimiz, hayallerimiz pozitifse, karşılaştığımız olaylar, durumlar ve kişiler bize mutluluk vereceklerdir.
Kurduğumuz düşlere, bizleri yöneten düşüncelere yüklediğimiz pozitif veya negatif enerji, aynı biçimde geri dönüyor.
saçmalıktır, dünyanın en zengin adamı olmaya bugünden inanmaya başlandığında, on sene sonra kendini beyaz gömlekler içinde kapalı, loş duvarlar arasında bulma ihtimaline on üzerinden dokuz bucuk kurukafa veriyorum.*
(bkz: çekim yasası)