Merzifon'da 1952 yılında doğdu. 1969 yılında Kuleli Askeri Lisesini, 1975 yılında istanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. GATA stajı, Kıbrıs ve Bursa kıt'a hizmetinden sonra 1982 yılında GATA'da psikiyatri uzmanı oldu. Erzincan ve Çorlu'da hastane hekimliği sonunda GATA Haydarpaşa'da yardımcı doçent(1988), doçent(1990) oldu. Klinik direktörlüğü yaptı. Albaylığa (1993) ve profesörlüğe (1996) yükseldi. 1996-1999 yılları arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğretim üyeliği ve Adli Tıp kurumunda bilirkişilik yaptı. Kendi isteğiyle emekli oldu. Halen Memory Center Nöropsikiyatri Merkezinin yöneticiliğini ve insani Değerler ve Ruh Sağlığı Vakfının (iDER) başkanlığını yapmaktadır.
1989 yılında "Stres", 1991 yıllında "Psikofarmakolojide Yenilikler", 1992 yılında "Saldırganlık", 1993 yılında "Serotonin" konularında Türkiye de ilk defa uluslar arası katılımlı sempozyumlar düzenledi. Altı yıl boyunca "Psikofarmakoloji" dergisinin editörlüğünü yaptı. "Sleep and Hypnosis"dergisinin yayın kurulunda yer aldı. 1991 yılında Hollanda'da "Destructive Drives and Impulse Control"konulu uluslar arası kongrede "En iyi Araştırmacı"ödülü aldı.
New York Academy of Science, New York Academia Psiychiatrie Foundation, Internatıonal Psychogeriatric Association ve EEG and Clinical Neuroscience Society (ECNS), International Society for Neuroimaging Psychiatry (ISPN) ve National Geografic Society adlı uluslar arası derneklerde aktif üyedir. Otuz biri uluslar arası olmak üzere 100'ün üzerinde yayını vardır. "Stres ve Hastalıklar", "Psikofarmakolojide Yenilikler", "Şiddet (Biyopsikososyal Yönleri ile Şiddet", "Kendinizle Barışık Olmak", "Adrenalin, Stresi mutluluğa dönüştürmek", "Psikolojik Savaş", "Makul Çözüm" ve "Kadın Psikolojisi" isimli kitapları mevcuttur.
ingilizce ve Almanca bilmektedir. Evli ve 2 çocuk babasıdır.
--spoiler--
...Siz de halkın değerleri ile barışmalısınız. Bu toplum dini değerlerle kavgalı bir orduyu kabul etmez. Zamanı algılayın, zihinsel dönüşüm yaşayın yine general olun kimse size karışmıyor.
TSK’da sessiz çoğunluğun benim gibi düşündüğünü biliyorum. Bu nedenle siyaset meraklısı, lobilerin etkisinde kalan, dünyalarında en önemli konu askeri ihaleler olan bir kısım generali muhatap alıyorum.
Eğer bu inat devam ederse Türkiye Turuncu değil ama Turquaz bir devrime doğru gider. inanmayan halkın arasına girsin, askerlik algısını araştırsın.
--spoiler--
eşcinselliğin nasıl da büyük bir hastalık olduğu konusundaki başarılı çalışmalarıyla nevzat tarhan bu seneki 6 geleneksel hormonlu domates homofobi ödüllerine aday olmuştur ama ne yazık ki Psikiyatri/Psikoloji alanında, tüm bir yıl boyunca çıkabildiği tüm medya kanallarında, uydurduğu "benliğe yabancı eşcinsellik kavramı"nı anlatıp; eşcinselleri, "tedavi" etme iddiasıyla kendi kliniğine davet ettiği için oyların % 30,3′ünü alarak domatesi Cem Keçe almıştır. ama üzülmesindir, seneye kesin alacaktır hormonlu domatesi.
bu ülkede tüpçülere aşık olmanın sadece ilaç etkisiyle olabileceğini savunan yandaş profesör.
antidepresan ilaçlarının yan etkilerini anlatmaya çalışan nevzat bey aşağıdaki açıklamayla örtülü gençlerin tüpçülerden uzak durması gerektiğini vurgulamıştır.
llacı kullanan bazı kişilerde ilginç davranış değişikliklerine rastladıklarını belirten tarhan, 'önüne gelene âşık olan' bir hastasında yaşadıklarını anlattı: "tüpçüye aşık olmuş kız. baktım hanım hanımcık, örtülü bir genç. ilacı kestik düzeldi. kızın elinde değil."
dediklerine hiçbir bilimsel itiraz getiremeyen malum ateist ve komünist yobaz kitlenin-ki çok cahil ama iyi laf ebesidirler- yok akp yok cemaat yandaşı diye saldırdıkları,küçük beyinleriyle yıpratmaya çalıştıkları üstadtır,otorite bir bilim adamı,beyefendi bir kişiliktir.
adam her zaman bulduğu bulguları,ilmi gerçekleri söylüyor. dediği başbakanla uyuşuyorsa-ki bilmiyorum neyse onlar- aferin başbakana. kılavuzu uzman olanın inandırıcılığı daha da artar. benim de itimadım şimdi daha da arttı recep bey'e.
marmara üniversitesinin göztepe kampüsünde gerçekleştirilen şeb-i aruz törenine katılan fakat sunumuyla izleyenleri hayal kırıklığına uğratan profesördür. ilmi açıdan, yazarlık açısından hayran olmama rağmen hatipliğinin aynı oranda iyi olmamasını normal karşılasam da, mevlana'yı konu edinmiş bir törende psikoloji sunumu yapması beni ve herkesi çok şaşırtmıştır. hoca bir an konferansları mı karıştırdı diye düşünmedim değil.
Bu amcanin selamicesme'deki psikiyatri merkezine gitmek durumunda kaldim bir donem.
Doktorlari iyidir. yararini gordum, gormedim dersem yalan soylerim, haksizlik ederim.
Gelgelelim bu amcanin dukkanda hicbir zaman aklima yatmayan bir fasilite vardi.
Terapiyr baslamadan size icinde dusunce yapinizla ilgili sorular olan bi kitapcik veriyorlar. Al bunu doldur gel diyorlar. Guzel. Yani ilginc degil buraya kadari.
Gelgelelim araya serpistirilen ve dine ne kadar onem veriyorsun, cinlere meleklere inaniyor musun, inancsiz yasanir mi tarzi (ozet olarak boyle) sorulari da doldurmayi yadirgamistim.
Cunku aslinda kitapcik bu tarafiyla bildigin devrim muhafizi gorevi goruyordu. Nitekim o sorularin da hicbirini doldurmamayi uygun gordum.
Simdi bu amcanin bu sorulari hastalara sordurtmasinda amac ne, tahminlerime karsin bilmiyorum, emin olamiyorum.
Ama duzenli psikolojik yardim almis insanlar bilirler ki bu merkezlere cidden toplumun ortasinin alti insanlar da gelir ve onlarin manevi hassasiyetiyle ortanin ustunun daha deist/ateist tavri bir olamaz.
Merakim bu sorulari niye soruyorlar... fisleme hic tahmin etmedigimiz yerlerden mi baslayacak?
Ki soruyu bu "fis" algisini hissettirecek sekilde psikologuma sordugunda agzinda bir seyler geveleyip prosedur iste falan demeyi uygun gordu, ne yapacagini bilemedi.
Hee kimsenin ticari itibarina bok atmak istemem. Ama bu kadar zaman psikolojik yardim almis biri olarak da bir ibnelik oldugunu hep dusundum, zaten bi yerden sonra da gitmemeyi uygun buldum.
türkiye' nin en mükemmel psikoloğudur. kitapçıda bir kitabını elime alıp biraz inceledim, kitapları daçok güzel ama almadım. çünkü farketmeden oracıkta kitabın çoğunu okumuşum. kitaplarını almak isteyenler sakın çekinmesin. ayrıca üsküdar üniversitesinin sahibidir. ve son olarak bazı insanların gözünde bu başarılı adam, sadece dinine bağlı olduğu için değer görmemektedir.