en tiksindiğim laflardan zira tekrar tekrar söylenince insanın sinir katsayıları fırlıyor.
bi kere bayramı bayram gibi geçirme derdinde olmayan bayram tatilcileri hele bu tümceyi hiç kurmasın çok rica ediyorum.
sen ilerinin eskisi olacak şimdiki bayramlarda bronzlaşacağına, evine gelen çocuklara şeker versen yine hora geçer ama anca söylenir, iyinin gölgesine sığınmaktan hazzedersin.
Vodafone reklamında Hakkı Devrim' in söylediği, "ama şimdiki bayramlar daha güzel 3G var." diye tamamladığı sözdür.
E heralde, benim de N95 im olsa benim de bayramım güzel geçer.
kişinin kendi bayramını aramasıdır. o eski bayramlar bizden uzak olsa da günümüz çocuklarının gözlerindedir. ve sadece çocukların gözlerinde hayat bulur.
harçlık toplamanın,mahalleye misafirliğe gelen daha önce görmediğin hatunu kesmenin verdiği mutluluk,en güzel kıyafetleri giyip üç beş arkadasın toplanıp torpil kızkaçıran çatapat yakmanın ve luna parkta crayz dance a binmek için 1 buçuk saat sıra beklemenin sadece bir anı olarak kalması ve insanın büyüdüğünü anlaması gençliğine dönme isteği bulunan o zarif kelime.
sabah erken saatte kalkılırdı, çok uyunmazdı bayram sabahları. evin babası bayram namazından geldiğinde kahvaltı sofrası hazır, ev halkı giyinmiş hazırlanmış olmalıydı. bütün küçükler bütün büyüklerin ellerini öperdi. kadın kocasının, evlat anne babasının, kardeş abi ya da ablasının elini. bir heyecan sarardı evi. kapıyı çalanlar olurdu, hiç tanımadığımız çocuklara şeker verir kolonya uzatırdık. şimdilerde hiç değeri olmayan bir şeker, kapıya gelen o çocuğun dünyası idi. dedelere gitmek için can atılırdı. kurban kesilirdi ve hiç kimsenin psikolojisi bozulmazdı. sokakta mutlu mesut izlerdik. en fazla sevdiğimiz koç kesildiğinde ağlardık, arkadaşımız öldü diye. o zaman toplu taşıma araçlarında sigara serbestti, karşıya geçebilmek için yaklaşık 5-6 saat yolculuk ederdik ve kusmaktan içimiz dışımıza çıkardı. her durakta "az kaldı" telkinleriyle akşamı ederdik. eminönünde teselli olsun diye balık ekmek yedirirdi babamız..yeni alınan ayakkabının verdiği acı, bayram harçlığı alınınca unutulurdu.
ve biz de bir zamanlar çocuktuk. böylesine küçük ve bir o kadar güzel mutluluklarımız vardı. şimdi ise bayramda öğlene kadar yatıyoruz. gideceğim yere de 1 saatte ulaşıyorum zaten, sıkıntı yok. ayakkabım da vurmuyor, ama alışkanlık bu ya vursun istiyorum.. çocukluğumdan kalan mendilimin arasına sıkışmış kağıt bin lira buluyorum. iyi kazanıyormuşum..aah ah nerede o eski bayramlar.
eski kurban bayramlarında bir çoşku bir heyecan vardı. kesilen kurbanları görmek için kapı kapı dolaşırdık. simdi öyle bir durumdayız ki, kurbanlığı geçtim, millet kıyma alamıyor be. hey gidi o eski bayramlar.
insanların algıları yüzünden söylediklerini düşündüğüm cümle. çocukken bayram yaşamak bir başka güzeldir. heyecanı yıllar geçtikçe azalır. bu yüzden yaşlanan bünye bu cümleyi kurmak zorunda kalır. hala aynı bayramlar devam ediyor , hatta daha güzeli belki de... ama anlayabilmek için çocuk olmak lazım bence. *