özet olarak neo liberalizm ekonomiyi bir din olarak kabul eder ve en klasik şekliyle ekonomi işlerinin devletten ayrılması ve piyasayı serbest ekonominin, daha ötesi özel teşebbüs ekonomisinin yönetmesi gerektiğini savunur. küreselleşmenin bir uzantısı olarak onu illaki desteklemesi, önermesi ve "yeni özgürlükçülük" gibi bir kılıfla pompalanmasının yanında aslen klasik kapitalist düşüncenin makyajlanmış bir reprodüksiyonudur
ülkemize 24 ocak 1980 kararlarıyla giriş yapmıştır. insanların en temel ihtiyaçlarını, en basit hobilerini, günlük zevklerini meta haline getiren bir sistemdir. 2001'de tepeden inme derviş sayesinde ülkemize iyice nüfuz etmiştir. zaten sonrasında gelen akp hükümeti de uzun süre derviş modeliyle ekonomiyi yönetmiştir.
bugün gördüğünüz paraya, güce tapan tipler; kim iktidardaysa onun yalakası olan, iktidarı biter bitmez de o kişiye sırtını dönen çıkarcı tipler neo liberalizmin ürünüdür.
bugün partilerin seçim bildirgelerine baktığımızda, ekonomi politikalarında çok farklı şeyler görmüyoruz maalesef. zaten chp derviş modelinden devam edeceğini kendisi açıkladı. 2002'den beri bir sürü özelleştirme oldu, tüm kurumlarımız yabancı şirketlere satıldı, türk telekom bile gitti, mhp'den bir tane itiraz duymadım. isminde ''milliyetçi'' olan parti hani.
akp ise zaten ''istikrar'' maskesi altında sermayenin hükümranlığının sürmesine ön ayak olacaktır, buna şüphe yok.
günümüzde seçmenin yetkileri öyle kısıtlandı, öyle indirgendi ki... artık sadece gidip oy kullanıp sonraki 4 sene evimize kapanıyoruz. oysa çok açık ki akp de gelse chp de gelse mhp de gelse bu neo liberal politikalar durmaksızın sürecek.
özellikle seçim barajı kaldırılmadığı sürece meclisin süsten farkı yoktur. bunun nedenleri çok fakat başka bir başlık açıp yazmak gerekir belki.
konu neo liberalizmden döndü dolandı seçime geldi ama.. bu konuda kafam baya dolu olduğu için yazmaya başlayınca kaptırıp gidiyorum. neyse ilerleyen zamanlarda dönüp bu başlığa yine yazarım belki.
önce amerika'da sonra dünyanın tüm amerikan mandasında bulunan ülkelerinde uygulanan ekonomik sistem. 1975'lere denk gelir amerika'da başlaması. türkiye'ye ise her şeyde olduğu gibi yaklaşık 25 sene sonra gelmiştir. fikir babası john maynard keynes'tir.
liberalizmin neredeyse yok ettiği devleti, küçük fakat otoriter olarak bırakıp insanlara gövde gösterisi tapan bir güç olarak bırakmıştır. liberalizmde neredeyse devlet hiç yoktur fakat neoliberalizm'de devlet küçük fakat otoriterdir.
işçi ödemesi yada emek karşılığı fordist bir yaklaşımdan post fordist bir yaklaşıma geçmiştir. sendikalaşma, grev gibi haklardan uzak, primle çalışan emekçiler oluşturmuştur. türkiye'deki örneği ak parti'dir.
neo-liberalizmde, katılımcılık, yönetişim, federatif yapı, yerel-yerinden yönetim ve özerklik gibi biçimlerle kitlelerin yönetime iştirak ettiği yanılsaması yaratılır. bu yanılsama beraberinde, tüm toplumsal kesim ve grupların, eskiden kendilerini dışlayan ve bastıran toplumsal-siyasal kurumlara (parlemento, medya, aile, eğitim kurumları, bilumum sivil toplum örgütleri vd.) özerkliği de içerecek bir şekilde katılımını da gerektirir. ancak bu katılım, kitleler içinde dayanışmaya değil bireyler arasında, tüm kesimler arasında çoklu rekabete dayalı katılımdır.
neo liberalizm, friedrich hayek ve milton friedman gibi serbest piyasa iktisatçılarının ve robert nozick gibi filozofların yazılarında geliştirilen klasik siyasi iktisadın güncelleştirilmiş bir türüdür. neo liberalizmin merkezi ilkeleri piyasa ve bireydir. başlıca neolibaral hedef ise, regüle edilmeyen piyasa kapitalizminin verimliliği, büyümeyi ve yaygın refahı beraberinde getireceği inancından. hareketle devletin sınırlarıni geri itmektir. bu yaklaşımda devletin "ölü eli" insiyatifi tüketmekte ve teşebbüs gücünü kırmaktadır. kisacası özel iyidir, kamu kötü.
Ortaya saçtığı tehlike yukarıdaki deney ile gözler önüne serilmektedir ki bunun ülkemizin icra ve iflas hukukuna yansımalarını net bir şekilde de görmekteyim.
2008 feyneyşıl krizden sonra içine düştüğü bunalımdan çıkamadığı için sermayenin ve devletlerin iyice merkezi yönetimlere doğru kayarken trump gibi sağcı şoven liderlere fırsat sunmuştur.
hani kamu harcamalarini kisinca enflasyon dusuyodu? bu kadar insan issiz kaldi bu kadar insan 3 kurus maasa calisiyo, enflasyon hala basini almis gitmis durumda.
hani uretime gerek yoktu, fabrika acmaya gerek yoktu? al iste fabrika acilmadi, olanlar da kapatildi ya da satildi, uretmeyince her sey duzeldi mi?
margaret thatcher, başkan reagen turgut özal ın başı çektiği bir akımdır. Muhafazakar liberalizm olarak da geçer.
Devlet adalet güvenlik gibi ana konular hariç uğraşmaz bir şeyle kafasındadır. Liberalizmin fazla tanıdığı özgürlükleri ailenin korunmasına bağlayarak değişik bir hal almıştır.
Akp ye bu kadar devletci mudahaleden sonra liberal diyen adam gitsin atsin kendini bir yerden. Hic kusura bakma,sahsi de algilama sevgili yazar.seninle problemim yok lakin agir sacmaliyorsun.
Neoliberalizm (aslinda klasik liberalizm i kullaniyorum ben) ile crony capitalismi karistiriyorsun.
1. Örnek hatali.devlet her tarafa okul aciyor.dogrulukpayi isimli bagimsiz dogrulama sitesinde devlet okul oraninin yüzde kac arttigini görebilirsin. Linki bulunca editleyecegim.
2) bunun sebebi akp nin liberal olmasi degil.tam tersine her yere hastahane yapmasi sebebiyle kalitesizlesti saglik.her yere üni, her yere hastane acan devletin ta kendisiyken bu durum nasil liberalizme mal ediliyor ?
3) bu bahsettigin crony capitalism.yani türkcede ahbap cavus kapitalizmi deniyor buna.liberalizmle alakasi yok. Liberaller oldu bitti özellestirmelerini savunmaz.anca rasim ozan ve esi gibiler savunur.onlara liberal demek,dogu perincek e türkcü demek kadar sacma olur.
4) burada biraz durmak gerekiyor. Eger sadece zenginlerin vergi borclari silinip vatandasinki silinmiyor üstüne artiyorsa liberalizme zit bir durum vardir. Hem vatandasin hem sirketlerin vergi borcu siliniyorsa yahut daha az vergi ödüyorlarsa liberalizme uygun bir durum vardir.ülkemizde ise agirlikli olarak sirketlerin borcu silinmektedir.
Basta söyledigimizi tekrar edelim; klasik liberalizmde devlet bu kadar regulasyon yapmaz, piyasaya bu kadar mudahale etmez. Daha az önce alt yazi gecti 3500 tl ye kadar olan telefonlarda 12 taksit yapma hakki bir kac ay daha devam edecek diye. Bu tarz durumlar ancak devletin piyasaya mudahil oldugu ekonomi modellerinde olur. Şunu da hatirlatalim ; liberalizm oldu bittiye getirme, devlete ait isletmeleri,kurumlari hukuka uymadan özellestirme demek degildir. Kafanizdaki liberalizm tanimi ciddi oranda hatali.peki hükümetin liberal uygulamalari oldu mu ? Oldu. Lakin agirlikli olarak devletin piyasada guclu oldugu crony capitalism uygulaniyor ülkede.