nefret etmek

entry142 galeri2
    91.
  1. Şu sıralar en fazla en derinden yaşadığım histir kendileri. bazen insanın gözlerinden ateş bile çıkartabiliyor bu meret.
    0 ...
  2. 90.
  3. karşındakinin nankör bir varlık olduğunu hatırlatan duygudur.
    0 ...
  4. 89.
  5. bir özgürlüktür. biz insanız. düşünebiliyor, karar verebiliyoruz. insanlar ve olaylar üzerinde fikir yürütebiliyoruz. sevdiklerimiz var. nefret ettiklerimizin olması da normal...
    örneğin, '' fenerbahçe' yi seviyorum '' diyen birinin düşüncesinde özgür olduğunu kabul ediyorsak, '' fenerbahçe' yi sevmiyorum '' diyen birinin de düşüncesinde özgür olduğunu kabul edebilmeliyiz.
    biz başkası değiliz. başkası da biz değil... herkes aynı kişiyi, şeyi sevmek zorunda değil: işte insanlar bunu anlayamıyor bir türlü.
    0 ...
  6. 88.
  7. aşkla arasında incecik bir çizgi olduğu doğru olan histir.
    bir çizgi, bu iki duyguyu ayıran bir koridor.
    0 ...
  8. 87.
  9. insanı yer, bitirir. Tek isteğim onu öldürüp intikam almak. Ama biliyorum ki öldürsem bile içimdeki bu nefret Sönmeyecek. Her gün üçüncü sayfada karısını 55 yerinden bıçakladı tarzı haberlere çıkan adamları şimdi çok iyi anlıyorum.
    7 ...
  10. 86.
  11. kişinin kendisini yormasından başka bir şey değildir. önemsemezsin olur biter, nefret öc alma hissi uyandırır, takıntıya kadar yolu vardır.. oysa ne gerek var hayatında gereksiz şeylere yer verip düşüncelerin dahi olsa olmadık olaylarla meşgul etmeye..
    1 ...
  12. 85.
  13. iyidir. hem bedeni dinç hem de sezgilerini uyanık tutar.
    1 ...
  14. 84.
  15. kendıne yaptıgın en buyuk ezıyettır karsındakı kısıyı onore etmektır.sevmedıgın kısıden nefret edemezsın.
    0 ...
  16. 83.
  17. başlayınca ardı arkası kesilmeyen eylem.
    önce birinden nefret edersin, sonra hayattan, sonra kendinden, sonra her şeyden.
    çıkalamayacak dipsiz bir kuyudur.
    1 ...
  18. 82.
  19. Hayatımda tek bir insana duyduğum his,o insanın eski sevgilim olması da ilginçtir.
    1 ...
  20. 81.
  21. o da bir duygudur diye,
    bir deger verme bicimidir diye,
    kendime yediremiyorum
    1 ...
  22. 80.
  23. öncesinde sevgi vardır büyük ihtimalle.
    tanımadığın bir insana ne kadar nefret duyarsın ki ?
    tanıdığın kadar.
    2 ...
  24. 79.
  25. nefret edince sinirleniyorum.
    2 ...
  26. 78.
  27. hissizleşmek kadar koymamalı. neticede nefret de bir duygu.
    0 ...
  28. 77.
  29. yaşadığımız şu çağda normal hale gelmiş eylemdir, halbuki anormaldir. ama öyle içimize işlemiş ki kötülük, nefret, öfke, kin, kıskanclık; onları barındırdıgımızın farkında bile değiliz, bilinçaltımızın en kuytu köşesine saklanmış bizi sinsice yönetiyorlar bu hain köpekler.
    peki nasıl oluyor da yerleşiyor bu alçak deyyuslar bizim ruhumuza? insanın dogasında mı var nefret? yoksa zamanla hayatı deneyimleyerek ve tecrube kazanarak mı ögreniyoruz nefret etmeyi? ya da her ikisi de mi?
    zor soru.
    ama kuşkusuz bize gerek okulda gerek aile içinde verilen egitimin cok büyük etkisi var bunda. öyle bir egitimden geçeriz ki; kendi ulusumuzdan, dinimizden olmayan veya herhangi bir şekilde renk uyusmazlıgı yasadıgımız insanlara karsı nedensiz bir nefret besleriz. önyargılarla dolarız daha körpe bir cocukken. zerkederler bize bu zehri. ve ne yazık ki cogumuz ömrü boyunca bu zehri vucudunda tasır ister istemez. - bu yazının yazarı da bu sorundan muzdariptir.-
    peki nasıl olur da bu nefret illetinden kurtuluruz?
    baya zor soru.
    fantastik bir cevabı var bu sorunun.
    gün gelir de ulus devlet, kapitalizm ve din kavramları hayatımızdan cıkarsa işte o vakit insanlık huzura erecek, sonsuz mutlulugun kapısına işte o an varacaktır.
    john lennon'ın imagine'da bahsettigi gibi yani, üstad a saygılarımı sunarım.
    0 ...
  30. 76.
  31. deliler gibi sevmenin doğurduğu sonuçlar.

    edit: doğurduğu yalnız. doğuruyor yani.
    1 ...
  32. 75.
  33. evden dışarı çıkıyorum, kendimi sahtekar gibi hissederken rahat olmamı beklemeyin benden. allah'ım o kadar fazla uykusuzum ki; kendimi ömür boyu hiç uyumamış hissediyorum. sonra yolda andaç'ı görüyorum. andaç liseden tanıdığım. onu dört yıldır tanıyorum ama sadece selamlaşıyoruz. belki bir kez konuşmuşuzdur, belki de hiç. beni görüyor ve selam veriyor, selamını alıyorum ve yoluma devam ediyorum. bir an için her şeyi unutup andaç'tan niçin nefret ettiğimi düşünüyorum. bir insanı yıllar sonra düşünürsünüz ve ben bu mahluktan nefret ediyorum dersiniz, sonra niçin nefret ettiğinizi düşünürsünüz ama asla aklınıza gelmez. çünkü nefret etmek istersiniz.

    aslında andaç'la olan trajedimiz tamamen tek taraflı. lütfen ben bunları anlatırken bana salak muamelesi yapmayın. andaç hayatımda duyduğum en güzel erkek ismiydi. ve oğlum olursa ona andaç ismini koyacağıma yemin edebilirdim. ama sonra ben onunla, yani andaç'la tanışıyorum. andaç pelin'le tanışıyor, pelin benimle tanışmıyor. ben pelin'i seviyorum, andaç da pelin'i seviyor. ama pelin, andaç'ı seviyor. sonra işte ben andaç'tan nefret ediyorum. sonra da bu isimden.
    0 ...
  34. 74.
  35. 73.
  36. yalanı olmayan unutulmayan en sadık duygu bana göre gerçek duygu.
    0 ...
  37. 72.
  38. bir kişiden ve ya herhangi bir şey den rahatsız olmak. o kişi ve şeylerin hayatında olmaması isteğidir.
    0 ...
  39. 72.
  40. hissedildiğinde yüzünün ışığını alır, kokun güzel olmaz, arkadaşların iyi değildir, yediğinden tat alamazsın, dinlediğin şarkı gürültüdür.

    sanırım ömrümce hiç demedim, şundan nefret ederim, ondan nefret ediyorum, diye. kişiler, olaylar ve şeylerle mesafemi hep 'çok sevmek', 'az sevmek' ve 'sevmemek' çizgisini üzerine kurdum. bu yüzden mutlu olacak şeyleri hep çok kolay buldum. sevmiyorsam bıraktım gitti. sevmemeyi bırakıp yeni bir hisse tutunarak hayatım boyu sürüklemedim kişileri, olayları ve diğer tüm şeyleri işte. ya da sevmeyi hiç bırakmadım, bir yolunu bulup sevdim. içimdeki öfke dalga dalga boğazıma kadar geldiğinde bile bağırdım, çağırdım, kırıp döktüm, içip içip dağıttım ama nefret etmedim. nefret hissinden dolayı öfkelenmedim bakıyorum da.

    öyle temelden ihanetler denk geldi ki hayatıma, onlar için bile dünyamda yer edemedi bu habis his. arkadaşlık, aşk veya günlük hayatın sıradan hay-huyu ötesinde ihanetler birçok şeyi silip götürüyor demek ki -hisler dahil. ben şanslıydım ki nefret hissi gitti. hala umarsızca sevebiliyorum insanları, dünyayı, güneşi... ve birer armağan addettiğim diğer her bir mucizeyi.

    nefret hissini ruhuyla taşıyan birçok insan da tanıdım, denk geldi. onlar için, kıskanç insanlara üzüldüğüm gibi üzüldüm. birçok şeye sahip olup nefretin hırsıyla onlardan hiçbir tat alamayanlar insanlar. gülüşünde mutluluk olmayan insanlar. yürürken bile dünyayla kavga eden, giydiği yakışmayan, her yerde arkadaşları olup aslında hiç sevilmeyen insanlar. nefret en pis uyuşturucudan bile daha derin bir yıkımla çökertiyor ruhu ve bedeni. mutsuzluktan ölen insanlar varsa birçoğu içindeki nefret duygusundan kurtulamamakla cezalandırılmış olanlardır gibi geliyor bana.

    içinin en kuytusunu nefrete adamış olanlar ne yaptılar da karşılığında acısını çekiyorlar acaba?

    bende bu aralar bir merak bir merak. bir gevezelik hali ki of.
    1 ...
  41. 71.
  42. cok sevmenin hemen arkasindan gelebilen.
    0 ...
  43. 70.
  44. 69.
  45. hayal kırıklığına uğramaktır.
    0 ...
  46. 68.
  47. bir aşktan bir aşka bir kaç saniyede geçebilen insanları görünce, artarak çoğalan duygu halini alır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük