bugün

mısır firavunu ramsesin, bir tapınakta karşılaştığı ve güzelliğine vurulduğu ramses ile evlenen, ramsesin aşkının bir simgesi olarak onun için bir piramit yaptırıp 'güneşin parladığı kadın' yazdıran, erken yaşta bir hastalıktan dolayı ölen ilk eşi. ayrıca ikinci eşi için (bkz: iset).
nefertari zeki, ağır, oturaklı ve ramsesin yokluğunda krallığı taşıyabilecek cesaret ve kudrete ve firavun eşi olabilmek için tüm meziyetlere sahip, tanrısal güçleri olan bir kadındı.

ayrıca ramsesin ikinci eşi için (bkz: iset).
nefertari; ramsesin aşk ile baglandigi,sonsuza kadar sevecegini düsündügü tek kadindir.
yani ramses güzel iset ile bedensel zevkin ötesine gecememistir.
intro ve tanım;
+ doğruları; yalnızca doğruları söyleyeceğine yemin eder misin?
- evet, yalnızca doğruları söyleyeceğime; tanrı, isa ve havarileri adına yemin ederim!
+ peki. seni dinliyoruz o zaman. (bkz: in stereo where available)

iyi niyetlilerin mi yoksa kötü niyetlilerin mi oluşturduğu anlaşılmayan bir platformda kendisi için "lsd falan takılır" diye yorum yapılan firavun ramses'in firavun eşinin ismi. ele geçen bulgular yine tarihten; hatta nehirli canavarlı bir kahraman (üçleme sonucu oluşan üçün biri diyoruz biz buna) bildiriyor bize bunu. hatta bu üçün biri "sonuna kadar arkasındaymış" okuduğumuz kadarıyla. e tabii ben de bulsam böylesine güzel bir "arkayı" ben de geçerim anam babam. neyse; güzelliğiyle ünlü bir eşmiş bu fakat, nedense günümüzde en çirkin insanlar tarafından sahiplenilmiş bir mısır kraliçesidir aynı zamanda. ilginç bir eşmiş gerçekten. göbegine takili piercingin farkedilmemesinden hoşlanmıyor mesela. hatta yaşlandığını düşünüp, zamanın moda iç çamaşırının artık kendisine yakışmadığını düşünmüş. * hata aslında bu. bu kadar güzel bir tanrı eşinin bedenine pembe daha çok yakışır diye düşünüyorum bu konuda ben. yukarılardan bir yerlerden beni görüyorsa naçizane tavsiyem budur hatta kendisine. kafası iyiyken de müzik dinleyemiyormuş. doğrudur; "tam tam tam tam tam" gibi müzikler de hakikaten çekilmez kafa iyiyken. ama o zaman "elektronik müzik" falan da yok tabii. "trance"de yok mesela. ama olsun, lsd var. iyi bir uçuş için yeterli sayılabilir.

okuyoruz ve git gide şaşırtıyor bizi bu tarihsel eş. bak sen şu işe. tanrı'ya bak; bir de eş olana bak.
lan??? "lsd"den olmasın sakın bu? "angel dust" falan derken "lsd"ye mi geçti acaba diye düşünmüyor değiliz üzeri karlarla kaplı bir platformun ahalisi olarak. ulan ramses, bula bula bunu mu buldun eş olarak? "hay senin gibi tanrıyı ben" diyesi geliyor insanın. manyak mısın nesin birader? hayatında seks yapamadan ölmek de en büyük korkusu olmuş bu tarihsel eşin. acıdım bak şimdi. keşke bu zamanda yaşasaydı. bir sürü "fuck buddy"si olup mutlu olurdu en azından. hayır o değil de tarihten bir öğüt olarak bize bir şey mi anlatmaya çalışıyor söyledikleriyle? yoksa günümüz insanları mı salak anlayamadım. güzel zenci kadınlara hayranlığı da varmış bu hatunun mesela. hmm, bak bunu anladım işte. kölelik mevzusundan olsa gerek. köleleri zenciydi herhalde. ama doğrudur, esmerlerin g.tü hakikaten şekilli ve büyük. dolayısı ile hayranlık normaldir.

lan?? yoksa, yoksa...

bu da mı kendisini veya g.tünü aynada seyredenlerden? e yuh artık. ama olabilir bak bu. kim bilir? belki bu da seyrediyordur. e kolay değil tabii tanrı eşi olmak. marjinal olacaksın az buçuk değil mi? boru mu lan bu? tanrı eşisin sen, tanrı! çin felsefesinden bir "son of a bitch" ile aynı zamanda ve aynı semalarda uçmuş ve kendisine bu şerefsizi sevgili edinmiş tarihin bir döneminde. ama yarı yolda kalmış. herhalde "ramses" yüzünden olsa gerek. ramses kesin ikisini de s.kmiştir. hem sevgilisini, hem kendisini. * bir bulguda da, "tabular" yüzünden de ülkeyi terk edeceğini ifade etmiş ölmeden önce. tabi tabi, haklıdır aslında. kendisine uyan bir şey kalmamış olabilir bu konuda. hemen her şeyini yitirmiştir belki de ta o dönemlerde. ama tarih bunlardan bahsetmiyor tabii. bahsetseydi öğrenirdik. yalnız şunu biliyoruz; çok s.kişken ve pazar sevişgeni gibi bir eşmiş bu. günümüz libidoları yükselmiş "portable fuck buddy" gibi. git istediğin yere veya götür, zaman ve mekandan soyutlanmış bir şekilde hiç fark etmiyor demek ki. şunu da belirteyim hatta; bu mal varlığı ben de olacak, ülkeyi mi terk ederim lan ben? kolay yaşamın formülünü vere vere bulmuşsun zaten. daha ne istiyorsun değil mi? hattı zatında da "lsd" kullanan bir tanrı eşi. g.tü başı piercingli falan hatta. s.kişirken fark ettirememiş partnerine herhalde. kendisi diyor vallahi ben demiyorum. hatta fark ettiremediği için nasıl üzülmüş bu konuda, nasıl üzülmüş. yazık. fark ederler ne olduğunu bir gün nefertari. üzülme sen bu kadar. sen yeter ki "fuck buddy" bul kendine.

aslında doğrudur; böylesi de s.ktirsin gitsin ülkeden. sen de kurtul be ramsesim! değil mi ama? eş mi yok senin gibi tanrıya allasen? hatta bak; üçün biri olan tanrıyı da kaprisleriyle çıldırtmış bu hatun. bunu da kendisi ifade etmiş bulgularda. vay vay vay! * * * * *
doğum günü hediyeleriyle de asla kandırılmayan bir tanrı eşi imiş. zira tanrı eşi çünkü; beklentisi yüksek olur tabii. ne o öyle hediye falan? ver eline oynasın, sonra da seyret bak. nasıl memnun oluyor verilenden? ondan büyük hediye olmaz ki böyle; hele bu tarz bir tanrı eşi için. kadın korku yaşıyormuş hatta bu konuda. normaldir yani. değil mi ramsesim? ha canım? ama sende de hakikaten kafa yokmuş be oğlum! kafası iyiyken yıldırım aşkına falan tutulur böyle bir eş yahu. ne biçim eş seçmişsin kendine? s.ktir et gitsin bu belayı başından kardeşim! gerçi şansına ölmüş zaten ileriki zamanlarda da; ebediyen kurtulmuş adam çok şükür ki.

sana söylüyorum tanrı ramses! kulaklarını stereo aç ve iyi dinle! bir yerlerden görüp de okuyorsan sana tek tavsiyem bu olacaktır. yoksa tanrı manrı dinlemem bak ona göre. getirtme beni oraya. şimdi kal sağlıcakla. gelişmeleri ben sana bildiririm. benden ayrılayım deme sakın! otur oturduğun yerde, hasta etme insanı. * *
sadece beğendiği yazarların yazılarını takip edebilmek için sözlüğe kaydolmayı düşünmüş, ilk entryleri girerken yazmak güzel gelmiş bir yazar bozmasıyım aslında. yani gerçekten yazarım diye bir iddiam olmadı hiç bir zaman iyi de yazamam zaten biliyorum kendimi. ama iyi okucuyumdur.

eksi oy vermeyi sevmem artı oyu da kolay kolay vermem. çok da fifi diyenler olabilir saygı duyarım.

ilk kaydolduğumda farkında bile olmadan mona rosa yazmışım. sevdiğim bir şiirdir kendisi hep bana yazılmış olmasını istemişimdir ama erken davranmış sayın karakoç. *
neyse başladık biz de yazmaya. (yazmaya çalışmaya) yazdıkça yazmak istiyor insan. baktım eğlenceli olmaya başladı bu iş. dedim olacaksa tam olsun. ama şu ismimi değiştirmem lazım. mona rosa çok mülayim bana böyle daha karakteristik mi mistik mi artık ne bileyim daha değişik bir isim lazım.

sonra muhabbet ettiğim sayılı kişiler arasında ama muhabbet ettiğim diğer insanlardan daha fazla sevdiğim bir yazara danıştım. dedim böyle böyle ben değiştirmek istiyorum diye. tamam dedi. ne olsun? anam dedim, ne olcak lan benim adım? düşünüyorum düşünüyorum yok! önüme gelen sayısız teklifi geri çevridim. *

sonra nefertitiyi önerdi yazar dost. kulağa hoş geliyor. anlamı da güzel. e beni de anlatıyor ayıptır söylemesi * tamam dedim olsun. yazdım derdim var a. bekleyemedim cevabını. sonra moderatörümüz salcayı online gördüm msj attım. dedim böle böle.. değişecek yolu yok. nefertiti istiyorum ben. tamam dedi. birkaç dakikalık sessizlikten sonra mesaj geldi. heyecanla baktım ne göreyim! nefertiti adlı bi üye varmış zaten. beynimden vurulmuşa döndüm. tepkimi belli edince acıdı galiba yardımsever modumuz yardım etti. nefertari olsun dedi. şaka yapıyor sandım önce. o ne be dedim nektari gibi. * sonra şöyle böyle derken kulağıma hoş gelmeye başladı. değiştirdik.. isim babamız da imhotep ve salca oldu. kavga etmesinler hem ikisinin de gönlü oldu. *
şimdi de kullanıyoruz bakalım. ama hala okuyucu olma taraftarıyım belirteyim.

edit: nefertaaaari diye uzatarak okunmasın arkadaşlar. bir anda çıkıverince daha karizmatik oluyor. *
-bal gibi de yazıyo işte, "mütevazimi olmaya çalışıyo acaba lan" yazarı.

-e bu bildiğin oyluyo da, "kolay oylamam diyerek bize ne anlatmaya çalışıyo" yazarı.

bide şimdi farkettim ki, sen nesin böyle lan yazarıdır. dedikleri yaptıklarını tutmaz, bi dediği bi dediğini tutmaz, sağda solda bi havalanmalar, artistlikler... "bırakın lan beni" filanlar, ne ayaksın nan, delikanlı ol lan biraz. hayır yüksek kademelerde dayıları da var şahsının...* büyüksün abi, saygı duyarım...

yemeğimi yarım bırakıp, koşa koşa nickinin karşısına geçip, bir manyak misali afedersin, yazdığım şu satırların sonuna gelirken belirtmeliyim ki, candır o can. severiz biz onu, saygıda da kusur etmemeye çalışırız tüm ahali..

hürmetler abi, varmı bir dileğin, bi arzun?

edüt : anaç abi!
pc başından, özellikle sözlüğün başından arada bir kalkan, beşinci nesil yazardır.
"artık bu kadar ders çalışmasın ama" yazarıdır.*
kod adı "final" olan işkencesi sona ermiştir. * *
aysecik filmlerinin hastasi olan yazar. hatun kaldirmada en etkili silahi bu filmlermis kendisinin. *
benim yuzumden caylak olmus yazardir. ustelik o caylakken ben utanmadan sozlukte fink atiyor oraya buraya entryler giriyordum... hani resmen "senin yasin kucuk benim sucumu ustlen, ben sana mapusta bakarim merak etme" diyerek sonra kurbani icerde curumeye birakan, filmlerdeki kotu adamlar gibi hissediyorum kendimi... belki daha bile kotuyum lan sozluk. ama vallahi haberim olmadi bak.*
duygu somurulerime pabuc birakmayan yazardir. ya ben eskisi kadar iyi somuremiyorum ya da kendisinin pabucu cok kiymetli.*
an itibarı ile "yemezler" diyen yazardır. *
hoş sohbet yazardır.
imhotep'in itirafini iftira olarak değerlendiren yazar. ' yalan söyler o ben bilirim, hep yapar, daha önce yapmadiği $ey mi ayol' gibi söylemlerde bulunarak asil iftiranin kralini atmi$ yazar.

ben iftira atmayi hic sevmem. *
mite göre truva savaşı'ndan sonra melanos'un yanında mısır'a gelen truvalı helen'i güzelliği ile gölgede bırakan kraliçe.
ikimiz de acemi birer aşıktık o zamanlar
sen yollarda eski bir aşka ağlıyordun
bense kendimi usta sanıyordum bu işlerde.
ve yağmur gibi akıp giden yıllardan
geriye ne kaldığını bilmiyordum.
seni tanıyana kadar...
ama farkındaydım yine de
ne zaman seninle olsam
tanıdık bir kuş cıvıltısıyla uyanırdım her sabah.

şimdi ise kırılgan mektuplar yazıyorum...
hangi adrese göndereceğimi bile bilmeden...

malumun olsun ben sende ülkemi sevdim
hüzün dolu yağmurlarla taşan boynu bükük nehirleri
ben sende yolları sevdim
dallarına hiçbir kuşun konmaya bile yanaşmadığı
ağaçlarla kaplı yolları..

ikimiz de acemi birer aşıktık aslında
ve çoğu defa ne yapacağımızı bilmeden
serseri dolaşırdık yollarda..

ben sende ülkemi sevdim
hüzün dolu yağmurları,mor kanatlı turnaları
ben sende rüzgarı sevdim
alıp götüren yılları,saklı kalan umutları

ben sende yolları sevdim
yüreğinden gelip geçen sevda yüklü katarları
ben sende seni sevdim
avuçlarken yüzünü
yahut dokunurken sessiz..

ne yeminler bozdum
geceler büyürken sensiz
ne yeminler bozdum
yıllar geçerken sitemsiz
ne yeminler bozdum
tarifi bile imkansız
senin için ey karagül!..
'yasamaktan sogutan anlar' basligina girdigi entry ile beni aglatan insan olmustur. okudugum ilk entrysiydi ama kendisini en sevdigim yapmaya yetti.
nefertitiyi hatırlatan isim.
lafı yerine koymak bu olsa gerek (bkz: #10488471)

tanımadan kanım ısındı, fokurdadı adama...
gerçekten "taş" bir ablaymış.
görsel
2.ramses'in güzeller güzeli eşi. nefertiti soyundan geldiği kabul edilir. bir gözünün yeşil diğer gözünün ise mavi olduğu rivayet edilir. 30 küsür yaşlarında hayatını kaybeder. mezarı kahire'de bulunmaktadır.
Güzel eş anlamında.