yalnız başına içen insan, o an yalnızlığıyla başbaşadır. belki de o an kendisini sadece o dinlendirebiliyordur. zihnini boşaltmanın ve telkin etmenin yollarını arıyordur. belki de kendisiyle iç hesaplaşma içindedir. işte ruhsal açlıklar, pişmanlıklar, kaygılar, özlemler o an açığa çıkar.
muhtemelen doğulu ya da içanadolu orjinlisin. bende öyleyim aşağılamak için söylemiyorum fakat denize kutusu olmayan bölgelerin insanları genelde kederleniyor içerken. bir haltmış gibi. içmeyi bilmiyorlar.
Çünkü gevşiyoruz.
Düşünmekten, hatırlamaktan, yoğunlaşmaktan korktuğumuz, bünyeyi kasarak unutmaya çalıştığımız her durum, kişi, olay, gevşeyen beden ve ruhsal durumla beraber hortluyor.
Akıl gidince kalp kalıyor ya, kalbimiz çok hüzünlü be kardeşim. Açlıktan ölen çocuklar, katledilen insanlar, sürüklenen hayvanlar, şehitlerimin o anneleri, yarım kalan hayaller hep kalbimizde be kardeşim.
Çünkü içmek bastırılmış duyguları açığa çıkarır. Sabah gülücükler saçmak zorundasındır ama akşam dertler açığa çıkar içince. içen adam neyse odur. içmeyenden korkmak gerek. içmeyen piçtir,sinsidir çünkü korkar içince ne boklar düşündüğü açığa çıkacak diye o yüzden içmez.
Şaka lan, içki içmeyip sapına kadar adam olan çok insan var. Selam olsun temiz yürekli dostlara.
Filmlerden, aslında türk filmlerinden insanlara aşılanan bir psikolojidir derdi olanın içmesi. Oysa ki insan mutluyken de içebilir. Keyif olsun diye alkol kullanan yok mudur yani
yalnız kaldığımızda kendi iç dünyamızla daha bir engelsiz oluyoruz. bunun neticesinde de aklımızı en çok kurcalayan şeyler yani dertler ve sorunlar gün yüzüne çıkıyor.