necip fazıl sadece islamcılar arasında tanınır...ama nazımı bütün dünya tanır...pablo neruda onun için :''biz onun yanında şair değiliz.'' der yaaaaa...
ramazan ayında bir gün necip fazıl ve nazım hikmet aynı arabada yolculuk yaparken nazım hikmet , yolun kenarında gördüğü kemikleri görünen zayıf ineği necip fazıla gösterir. oruç tutmayan nazım biraz da alaylı bir ifadeyle " ineğe bak oruç tutmaktan ne hale gelmiş" der. necip fazıl cevap verir " bilmiyor musun nazım hayvanlar oruç tutmaz. "
hangisi daha büyük şairdir bilinmez ama necip fazıl daha iyi ayarcıdır o kesin.
hiç bir şeyin "en" olanı yoktur hayatta. herşeyin bir alternatifi vardır yaşayan insan sayısınca. birini, birşeyi, bir yeri çok beğenmeniz, çok sevmeniz asla onun bu dünyanın en falanı filanı yapmaz. sadece senin en çok sevdiğindir, takdir edersin, beğenirsin, seversin ama diğerlerini yok edemezsin. çünkü sen okyanustaki bir damla olduğundan bihabersin. bu aynı koca okyanusu oluşturan her damlanın kendisini okyanus sanmasına benzer.
el netice, necip fazıl da iyi bir şairdir kendi çizgisinde, nazım hikmet de. birinin iyi olması diğerinin kötü olmasını da gerektirmez zaten.
itirazı olan?
sağcılar necip fazıl'a, solcular da nazım hikmet'e toz kondurmazlar. ikisi de kendi ideolojilerinin kalemşörlüğünü çok iyi yapmış ozanlardır. biri üstad diye anılır, diğeri usta... güzel şiirleri çoktur. ayrıca her ikisi de şiir dışında tiyatro oyunları ve romanlar da yazmışlardır. benim ikisi arasında görebildiğim tek bir fark vardır. o da nazım hikmet'in yaşamı boyunca komünist olduğu, necip fazıl'ınsa 30 yaşına kadar bohem bir hayat yaşadığı, sonradan dönüşeceği kimliği ile bi ilgisi olmadığı, hatta ve hatta sonradan ilk dönem şiirlerini reddedeceği bugün bütün kitaplarda yazmaktadır...
necip fazıl cumuriyetten sonra yetişen en önemli şairimizdir. kişisel olarakda en beğendiğim şairdir.
lakin bu kıyas farklı boyutta düşenemeyen beyinlerden çıkmıştır. ve kötülenen şiir bir akıma ait ender şiirlerdendir. ve o şiiri eleştirek kullanmak ancak aciz beyinlerin işi olsa gerek.
değerlerimize sahip çıkmamız lazım . görüşü ne olursa olsun. bir nazım hikmet daha gelmedi bu vatana çünkü.
necip fazıl kısakürek'in, nazım hikmet ran'dan daha iyi bir şair olduğunu belirtir nitelikteki yargıdır.
buradaki değerlendirme kıstası önemlidir... zira iki şair arasında, şair olmaları dışında en ufak bir kıyaslamaya sebep durum söz konusu olamaz. kelime seçimi ve sanatlı söz olarak necip fazıl kısakürek açıkara öndedir derim, buna karşın ise yaşanan anı "olduğu gibi" aktarabilmek anlamında da nazım hikmet ran'ın samimiyeti, yıkık resmiyeti necip fazıl kısakürek'e kafa atar derim.
birbirine yakın(veya bana öyle gelen, en azından herhangi bir kadını terketmek için kullanıldığında ikisi de intihara sebep olabilecek olan) bu iki şiire baktığımızda necip fazıl kısakürek'in kurallarla, itina ile yaptığını; nazım hikmet ran, çok daha basit bir şekilde, daha az zorlanarak yapmış gibi durmaktadır. ama gene de buna dayanarak "nazım daha iyi" veya sözcük seçimleri ve söz sanatlarından yola çıkarak "necip fazıl daha iyi" demek çok sağlıklı gelmiyor...
kısır ideolojilere saplanıp kalmış zihniyetlerin, siyasetin, sanattan, spordan, edebiyattan, dinden farklı bir alan olduğunu idrak edememiş olması, genelde bireyin kısır beynini böyle kıyaslar yapmaya iter. yapsındır, yazıktır.
sanattan zevk almaya uğraşmak, sanatla ilgilenerek incelmek, sanatçıyı kendi alanında irdeleyerek takdir etmek çabası yerine ideolojik bakış açısıyla takım tutar gibi tuttuğu sanatçıları, yine aynı sebepten düşman olduğu sanatçılarla tokuşturmaya çalışan sanat kaygısından uzak kişi söylemi.
Necip Fazıl Kürt islamcı, Nazım Hikmet Kürtçü komunisttir. Bu açıdan ikisini de günahım kadar sevmeyen biri olarak biraz da olsa Nazım hikmet'i Necip Fazıl'ın takiyelerine göre daha delikanlı bulan biri olarak, Diyebilirim ki Necip Fazıl'ın şairliği Nazımdan daha iyidir. Şiire klasik manada bakma geyikleri de çok eğlenceli. yaklaşık 50 yılı aşkın süredir Nazım'ın taklit ettiği şiir yapısı sonra ülkemdeki Nazım taklitlerine ve bu taklitlerin çok matah bir şeymiş gibi okullarda orada burada gösterilmesine rağmen bu ülkede insanların aklına hala şiir denildiği zaman Mehmet Akiflerin muhteşem yapıtları geliyorsa yani şiir gibi şiir geliyorsa Nazım şiirsel şekil manasında zevksizliğin ve özentiliğin avam düşünceli edebiyat yoksunlarındaki karşılığıdır.
Ha tabi Necip Fazıl'ı okuyanların çoğu da ayak takımı o başka mesele de hiç olmazsa onlar iyi kötü şiire benzer birşeyler okuyorlar.
ek: Geri-zekalılar Necip Fazıl'ı Akiften üstün tutup, Fuzuli'nin arkasına yerleştirebilecek kadar at gözlüklü de olabiliyormuş. E tabi Solcu mallar Nazım'ı en büyük şair sanır, sağcı mallar da Fazıl'ı. insan sağcı veya solcu diye kendini nitelendirebilecek kadar mal olmaya görsün, böyle mallıklar da yapabilirler doğaldır.
her iki değerli fikir insanının da - her ne kadar farklı düşünsel ve eylemsel bir hayat yaşasalar da - birbirlerini yazı anlamında "üstad" olarak nitelendirdikleri bilinirse, tartışma bir üst seviyeden ilerler diye düşünüyorum.
sağcılık yapmak için sağcılık yapma maksadıyla değil insaf penceresiyle bakan herkes necip fazıl ın benzersiz kalitesiyle nazımı karşılaştırmanın olsa olsa ideolojik zulüm olduğunu anlar.
bu iş nihayetinde yetenek işi, çalışma ile şair olunmaz, güzel şiirler yazılır belki ama şair olunmaz. gerek necip fazıl, gerekse nazım hikmet şair kumaşlıdırlar, üstelik en sağlamından. o ondan üstündü, bu bundan kötüydü demek çok yersiz. kendi adıma böyle bir kıyaslama yapmam, sadece şunu söyleyebilirim, nazım'ın beğendiğim şiirleri çok daha fazladır ama necip fazıl'ın beklenen ve kaldırımlar şiiri bile başlı başına bir şaheserdir. ne diye kıyaslayayım ki üstelik; kendi dilimizde böyle güzel şiirler yazan insanlar varken, yumurta tokuşturur gibi...kıyaslamak yerine o şiirlerden haz almak lazım.
necip fazıl ile nazım'ı karşılaştırmak zaten başlı başına bir hatadan ibarettir. sen şiire klasik tarzda bakarsan nazım'ı anlaman zaten mümkün değildir. bunlar iki akımın öncüsüdür. ayrıca, şiir, beşiğe bebeyi koyup sallama sanatı değildir. şiir bazen düz yazıdır, bazen karmaşa, bazen uyum. nazım klasik türk şiirini bilmiyor muydu acaba? divan'dan anlamıyor muydu?,
bakın güzel bir örnek verelim,
akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!
ah ne yazık!
ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!
akar suyun sesi dindi.
gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!
ağlama salkımsöğüt,
ağlama,
kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!
--
şimdi kim beni nazım kötü şiir yazıyor diye ikna edebilir. karşılaştırma olayına girmiyorum. çünkü ikisi de farklı kulvarlarda yürüyen şairlerdir. bugünkü gençliğe sorarsan eğer der ki sana, küçük iskender necip fazıl'dan daha iyi şiir yazıyor. meselelere birazda antropolojik bakmak gerekir. öyle tepeden inme fikirlerle bu iki şairi karşılaştırıp şu iyidir bu kötüdür demek, kişinin konu hakkındaki bilgisizliği ve cehaletini gösterir.
"yahu şiire katmayın ayrımı bari be !" tepkisi verdiren başlıktır. ikiside üstad, ikiside şairdir. onlar kadar iyi şiir yazamayan, onlar kadar iyi şair olmayan kimseye de kıyaslaması düşmez. bana göre de (bkz: henry david thoreau) üstüne çoğu türk şairi tanımam. ne yapacağız şimdi ?