bugün

Kaldırımlar şiirinin sahibi.

Ha bi de Nazilli fen lisesinin yurduna verilen isim.
sevmediğim adam.
"canım istanbul" şiiri istanbul'a yazılmış en güzel şiirdir. o nedenle istanbul'un şairidir.
Büyük bir hayranlık ve yakınlık duyduğum üstaddır. Başörtü zulmünden öte yazdıkları ağlatmıştır beni zulme uğrayanlardan olduğum içindir. Ruhu şad olsun.
Karısının başı açık olan yazar.
Ne alaka diyeceksiniz, üstadın şöyle bir sözü vardır:
Başı açık kadın, perdesiz eve benzer. Ya satılıktır, ya kiralık.
Evet üstad necip fazıl'ın hanımının başı açıktır.
Bu doğrudur lakin üstadın asla;
"Başı açık kadın perdesiz eve benzer.ya satılıktır ya kiralık." gibi bir sözü yoktur.
Böyle bir sözü olduğunu iddia edenlerde hiçbirzaman kaynak gösterememiştir.
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Benim seni beklediğim kadar..

Üstadın güzel şiirlerinden bir tanesi
kurek kisa oldugu icin is yaparken "cile " cekiyor seklinde kodlama yapmistim. sinava gircekler eklesin.
Hapisteyken aynı koğuşta kaldığı bir mahkuma nasılım diye sorar.
Saf mahkum da bunu nasılsın diye anlar, iyiyim üstadım sizler de iyisiniz inşallah der.
Kısakürek buna bi basar fırçayı, sen de kim oluyorsun ben sana nasılsın diyeceğim, banane senden, ben nasılım sen onu söyle der.
Zavallı mahkum diyecek bişey bulamaz.
inanmayana kaynak hüseyin üzmezin anıları.
cumhuriyet dönemi şairi. mağdur edebiyatı yapanların en sevdiği şairdir.
yetişkin bir yaşa gelene kadar yaşa ondan sonra vay efendim bana nur indi de. yazık.
hayatında bir yahudiden daha da fazla haz etmediği, nefret ettiği malum tipler tarafından "savunulan" ve "eleştirilen" büyük islam savaşçısı...

dost görüneni de düşmanlığa yatanı da puştun ağababası.

ve hepsine karşı ahmet necip fazıl, ordusunu ruhaniyetinin bereketiyle yöneten kumandan...

ruhun ruha sondajı...

15. asrın çekilmiş kılıcının bir tarafı...

diğeri?

(bkz: kaptan kusto müslüman)
milliyetçilerle islamcıların ortak adamıdır.
kişilik, fikir ve sanatçı yönü sığ olan biri.
kaldırımlar şiiri yeter onun dilini anlamaya. yalnızlığın şiiri, insanin icinde ne varsa onun dizelerinde anlam bulduğu şiiri. Usta şiir
(bkz:
Örümcek Ağı (1925)
Kaldırımlar (1928)
Ben ve Ötesi (1932)
Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil (1933
Tohum (1935)
Beklenen (1937)
Bir Adam Yaratmak (1938)
Künye (1938)
Sabır Taşı (1940).
vasat şair. genelde radikal islamcılar sever, okur. edebiyat değeri sıfır şiirlere imza atmıştır. yazık.
anlamayanın vasat bulacağı şair. seviyeyi fazla yüksek tutmuş.
şairden öte üstad.
Işid'çi kumarbaz.
kaldırımlar şiiri dışında sevmediğim şiirlerin sahibidir.
din açıklamaları sebebiyle mahkemelere düştüğü zamanlar bile kumar tutkusunu yenememiş bir insandır.
yani "hocanın dediğini yap, yaptığını yapma" vakasıdır.

sanatına gelecek olursak, muazzamdır. eğer bu adamın sanatta bir hiç olduğunu söyleyen varsa, işte o adam götüyle düşünüyordur.

böylesine yüksek hayal gücü olan bir adam hangi ideolojiye yakınlaşırsa, o cenahı kendine bağlar. zaten kendisi komünist olsaydı, necip fazıl edebiyatı dinlemekten ebemiz sikilirdi.
Elin oğlu okur atomu böler; Bizimkiler okur milleti böler. evet.
günlerden bir gün eve gelen boya ustası aldı eline metal bir parça, başladı duvarları derin derin çizmeye. ulan dedik bu sığır ne yapıyor! 2 dakikada anasını sikti duvarların...

"işi ehline bırakın" mealinde bir hadis var.

adam geldi, dedi ki " selçuklu mimarisi cephe mimarisidir."

öküz gibi yüzüne bakıyorsun...

ya da "hani şu bayrağı kartallı olan değil mi?" diyorsun.

siz neye inanırsanız inanın.

necip fazıl kağıda yazdı bir kere...

maçası yiyen çıkar er meydanına, alır kalemi eline, tenkit eder, bunu yapabilirse fikri planda yerden yere vursun, paramparça etsin, razıyım...

ama...

kışın sırtını sıcacık peteğe, yazın böğrünü ölü ayağı gibi serin rüzgarlara verip, rehavetiyle, yok efendim kumarbaz, yok efendim şair değil, yok efendim radikal, yok efendim müslüman, yok efendim insan...

işi bu adam aslında yoktuya getirecekler de bunca başarısız ve ucuz ademe mahkum etme girişiminden sonra ona da yüz kalmadı...

mavi ekrana, hazımsızlığa, kurdeşene, kuruntuya, kaşıntıya, sıkıntıya...
"...Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları..."
çıkarcıdır. zamanında hükümete yataklık eden adam, sayın Alparslan Türkeş'in kendi yanına çekmesiyle ülkücülüğe dönmüştür. her parti hakkında elinde bilgiler vardır ve şantajcıdır.
büyük doğu dergisinin önderliğini yapmıştır. “Büyük Doğu” Necip Fazıl Kısakürek’in öncülüğünü yaptığı islami bir hareket.Yakın döneme şiir ve kitaplarıyla olduğu kadar fikirleriyle de damga vurmuş bir isim olan Necip Fazıl, milliyetçi-muhafazakar gençler üzerinde, ne yazık ki, derin izler bıraktı. * Bugün , Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Başbakan R. Tayyip Erdoğan ’a kadar devletin zirvesindeki bir çok isim Necip Fazıl’ı ‘üstad’ olarak kabul ediyor.

oysa bana göre necip fazıl şairden çok bir din adamı, siyasetçi ve olsa olsa bir şairimsi. ayrıca şiirimsileri çok karamsar ve sıkıcı. sipariş üzerine şiir yazdığını düşünüyorum. bana kalırsa bir çok ünsüz şair bile ondan daha iyi şiir yazıyor. kısacası, şiirlerini okumayı en son tercih edeceğim adam.

sakın büyük doğu'cu diye böyle düşündüğüm sanılmasın ha. bir şair var ki benim gözümde hem büyük doğu'cu hem de gerçek anlamda şair. özdemir asaf'tan bahsediyorum. bana kalırsa şair dediğin özdemir asaf gibi olur: evrensel temalar seçer, her hangi bir ideolojiyi insanlara empoze etmeye çalışmaz, sıkıcı ve depresyona sokucu şiirler yazmaz. yazsa bile bir, iki tane yazar ve insanları karamsarlığa sürüklemez. dolayısıyla necip fazıl olsa olsa bir siyaset ya da din adamı olarak kabul edilmeli ki zaten ben de onu böyle kabul ediyorum. siyasetle ilgilenmeyen kaç kişi açar da onun şiirlerini okur merak ediyorum doğrusu.