sarhoş olup ertesi gün uyandığımızda hatırlamamak için yaşıyor. tabiri caizse çingene gibi yaşıyoruz, çok mutluyuz ! günlük yaşıyoruz. paramız varsa rakı yoksa şarap, biraya düşüyoruz. ölmek için yaşıyoruz. bu amına kodumu düzenine karşı çıkmak için yaşıyoruz.
Güzel bir soru. Ömer Faruk Dönmez'den bir iktibas edelim:
"insanlar beni deli ediyor! Yaşama amaçları: barınma, beslenme, üreme! Etrafımdaki insanlara bakıyorum da, daha büyük bir ev, daha lüks bir araba, daha lezzetli yiyecekler falan fişman. Kapitalizm! Ey insanlar. Canlarım. Ciğerlerim. Kim uyuttu sizi? Hangi kötü kalpli büyücü yedirdi size bu zehirli elmaları? Ulan hadi biriniz uyumuş olsanız, öpüp uyandıracağım ama, herkese yetişemem ki! Kapitalizmin beşiğinde ölüm uykusu! E bebeğim eeee ee e! Dandili dandili dastana/ Danalar girmiş bostana/ Kov bostancı danayı/ Yemesin lahanayı. Ne için yaşıyorsun? Hayatın anlamı nedir? Sabah işe gidiyor, akşam eve dönüyorsun. Ulan danalar da sabah çayıra gidiyor, akşam dönüyor. Sen hiç akşamları ahırında kitap okuyan bir dana gördün mü? Varoluş gizemini çözmeye çalışan bir dana? Hayır. Göremezsin. Neden? Çünkü danalar hayatın anlamını bilmeden yaşar. Peki insan ne için yaşar? Lahana için mi?"
çünkü hayat bana hep çok verdi ve daha çok aldı.
ama bitirmedi.
dibinde hep yaşayacak kadar bıraktı.
her ölmek istediğimde ama senin buyun var, şuyun var diyecek kadar.
ama benim buyum yok, şuyum yok diyemedim.
çoğu kişi de yoktu, daha da kötüsü belki.
ama bende olan şeyler de vardı.
bu yüzden sanırım, mecburiyet belki de.
sevmek için , mutlu olmak , yaşadığımız anın tadını çıkartmak.
iyi şarkılar dinlemek , iyi filmler izlemek , iyi kitaplar okumak yaşadığımız anın içini doldurmak ,
bizden sonrakilere bulduğumuzdan daha iyi emanet etmek bazı şeyleri...
Bir çocuğun yüzündeki gülümsemenin sebebi olmak için , yağmurda yürümek.
Yaşamak için yaşıyoruz , öylesine değil ama şimdi böyle dedim diye.
dikkat ederseniz en temel ihtiyaçlar hep en ilkel olanlardır.
beslenme, üreme ve bunlara bağlı olan şeylerdir hep. ne kadar ilerlersek ilerleyelim bunların dışına asla çıkamayacağız, günün 12 saatini üremek, üreme içgüdümüzü tatmin etmek ve karnımızı doyurmak için çalışacağız, geriye kalan 12 saatin büyük bölümünde de uyuyarak ölümü bekleyeceğiz.
maddi durumu en iyiden en kötüye kadar bu böyle. birisi bu dediklerimi rahat yapar diğeri gününün 12 saatini harcayıp, ama tek bir amaç var.
kendime çok sorduğum soru.
üniversiteyi kazan, rahatsın.
üniversiteyi bitir, rahatsın.
askere git-gel, evlen, atan işe gir, araba al, ev al, çocuk olsun, çocuk büyüsün, emekli ol rahatsın..
rahat, mutlu, huzurlu.
niye?
-çünkü, önümüze konulmuş tüm amaçlara ulaştık.
Amacsiz, gereksiz ve de ölesine yaşadigimi düsünmekteyim sürekli. O kadar bos geliyo ki hayatim. Hic biseyden zevk dahi alamiyorum. Birisi bu sorunun cevabini bulursa sölesinde bende bu ruh halinden kurtulayim.
Varligin genel sorulari asildiktan sonra gelen soru cumlesidir. Kisye ozel yanitlari vardir. Fakat genel anlamda hicbir canli olume gonullu degildir; yasama durtusu o denli gucludur ki yasamak icin mutlaka bir neden, amac, ideal edinecektir.
(bkz: oluruna birakmak)