Bir bayramım da hasta olmadan geçsin be… bu dünya hassas vücudum için çok fazla mikrop içeriyor, sanırım doğal seçilimde benim elenmem gerekiyordu da bu yaşıma kadar balına geldim.
Döngü halinde kendinden nefret, kendini affetme, herkesten nefret edip kendini dostsuzluğa alıştırma çabası, o insanlar olan güzel günlerin hatırası ve sonrasında tekrardan kendinden nefret..
Bugün yine 3 senemin geçtiği, her karesini ezbere bildiğim, sonsuza kadar yuvam olacağını sandığım evin karşısında sigara içtim. balkonda salon sandalyeleri vardı belli ki temizlik yapılmış. önce ben çıkarır içeriye alırdım o sandalyeleri. neyse hafiften yağmur vardı salonda loş bi ışık, film izlerken açtığımız ışık. dedim yağmur yağıyor belki içeriye almak çıkar biraz bekleyeyim ama çıkmadı ben gidene kadar, sanki biri kulağına fısıldamıştı o geldi sakın çıkma diye.
Nereye kadar bunu sürdürürüm bilmiyorum ama eğer bunu okursan hep aklında olsun asla sana zarar verme veya rahatsız etme gibi bi şey geçmiyor içimden, tırnağın kırılsa ben hissederim.
kısaca "çöp torbası" gibi hissediyorum. iş bitine kadar evde sonra sokağa atılmış gibi.