şiirlerini bende beğenmem ama beğenmeyen insana cahil demek cahilliktir. türk şiiri açısından nazım hikmet önemli bir insandır ve beğeneni de çoktur. şiir zevk meselesidir ve tartışmak hatta bu yüzden hakaret etmek manasızdır. benim zevkim divan edebiyatından yanadır ve onu severim bu yüzden nazım hikmet seven birinin beni cahil olarak görmesi de saçmadır. ben ömer hayyam'ın rubaisinden zevk alırım o nazım hikmet'ten. saygı duymak gerekir karşılıklı olarak; farklılıklarımız zenginliklerimizdir vesselam.
ömer hayyam;
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz
iki başımız var, bir bedenimiz
Ne kadar dönersem döneyim çevrende
Er geç başbaşa verecek değil miyiz?
nazım hikmet;
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.
şimdi bu iki örnekten diğerini kötülemenin, hakaret etmenin ne gereği var?
Herseye ragmen yasamaya dair hala umudu olan insandir. Hayati sevendir, sevilesicedir;
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
--spoiler--
Nazım Hikmet'in 'Geceleyin Bakü' adlı şiiri Londra'da yapılacak Olimpiyat Oyunları' sonuna kadar sergilenecek...
Şairin 'Geceleyin Bakü' adlı şiirinin ingilizce çevirisi, metrodaki vagonların duvarlarında Londra'da yapılacak Olimpiyat Oyunları' sonuna kadar sergilenecek. Sergide Nâzım Hikmet ile birlikte Sujata Bhatt, Niyi Osundare, John Agard, Imtiaz Dharker, Lotte Kramer'ın birer şiiri yer alıyor
Geceleyin yıldızsız ağır denize kadar
geceleyin zifiri karanlıkta
güneşli buğday tarlasıdır Baku şehri.
Tepedeyim
avuç avuç çarpar yüzüme ışık taneleri
havada rast peşrevi Boğaziçi suları gibi akar.
Tepedeyim
uzaklaşır uçsuz bucaksız ayrılıkta
bir sal gibi yüreğim
gider anıların ötesine
yıldızsız ağır denize kadar
zifiri karanlıkta.
--spoiler--
neyi beğenmeyeceğini bilmeyen cahil değildir. beğenmek de ayrı bir konudur ayrıca; güzel mankeni beğenen salak gibi bir şeydir bu. ırzına geçecek değil ya sadece beğenecek.
ha bir mehmet kaplan olursun ve şiirleri akademik anlamda eleştirirsin veya siyaset bilimi bilginle onların sanatları dışındaki fikirlerinin ve yaşadıkları hayatın çelişkilerini rahatça gösterirsin,o ayrı mesele.
bence bazı kişileri bu tarz aşırı cümlelere sevkeden his, özenti ergenlerle, şiirden bihaber solcu cüleha tiplerin divan şiirini, bir m.akif,n.fazıl,yahya kemal gibi şairleri hakir görme,gösterme ve nazım'ı şiirimizdeki asla ulaşılamaz bir zirve gibi gösterme ucubeliğindendir.